7 Ocak 2008 Pazartesi

DEEKORASYON TEKNOLOJİSİ

DEKORASYON TEKNOLOJİSİ



Yararlanılan kaynaklar:
- NEUFERT (Yapı Tasarımı Temel Bilgileri)
- İç Mimari Dekorasyonda Konstrüksiyon Bilgisi
- Yapı Ekonomisi
- Değişik internet sayfaları














TEMEL TÜRLERİ

Temeller zemin etütleri, bina yükleri ve birtakım hususlar hesap edilerek taş, beton betonarme, ahşap, çelik gibi çeşitli gereçlerle ve aşağıdaki şekillerde inşa edilirler
A-Yüzeysel temeller :
1- Tekil (münferit) temeller,
2- Sürekli (şerit veya mütemadi) temeller,
3- Radye (radye-jeneral) temeller,
B-Derin temeller :
1- Ayak temeller,
2- Kazık temeller,
3- Kesonlar.
A-YÜZEYSEL TEMELLELLER
Yapı yükünün, zemin yüzeyine yakın bir yerde ve tasman sınırı içerisinde, güvenle aktarılmasına uygun zemin bulunması durumunda uygulanırlar.
Temel, kaya zemin dahi olsa zemin yüzeyine oturtulmaz. Mutlaka don seviyesinin altına inilmelidir. Bu tür temeller hem kuru ve hem de sulu zeminlerde uygulanabilirler.
Temel duvarları ya da betonarme karkas yapıda kolonlar altına, yükü daha geniş bir alana yaymak amacıyla yapılan temel elemanlarına sömel denir.
Sömel, taştan yapılan bir temel duvarı olduğunda; taştan inşa edilebilir. Fakat sömelIer, temel duvarından gelen yükü, daha rijit ve emniyetli biçimde temel tabanına yaydıklarından, genellikle betonarmeden yapılırlar. Binanın yükü, temel tabanına betonarme sömellerde 45o taş sömellerde ise 60olik bir açıyla yayılır .
Küsur, tam sayıya tamamlandığında: sömelin yüksekliği : h = 35 cm olacaktır. Bazı durumlarda (e) ve (h) çok büyük çıkabilir. Bu gibi durumlarda taş ve beton gibi malzeme zayiatını önlemek için sömelde , tabana doğru genişletme yapılır. Bu genişletmeye ampatman denir.
Ampatmanlar, taş sömellerde 2/1, betonarme sömellerdeyse 1/1 eğimi içerisinde tertiplenirler. Betonarme sömelde, temel duvarı ya da kolonun da betonarmeden olması durumunda ampatman, kademeli ya da eğimli olarak yapılır. Ancak bu kademe ve eğimler, yukarıdan gelen kuvvet eksenine göre simetrik olmalıdır.
Temel duvarının kalınlığına {d). sömel genişliğine de (a) dersek, yapının temel genişliği hesabında; (a)nın (d) ye göre üç durumu olabilir :
1) a > d,
2) a = d,
3) a < d.
1. durumda; sömel genişliği, temel duvarı kalınlığından büyüktür. Bu durumda, temel duvarı altına bir sömel yapılır ya da temel duvarı kalınlaştırılır
2. durumda; sömel genişliği temel duvarıyla aynı kalınlıktadır. Burada, ayrı bir sömel yapmaya gerek yoktur
3. durumda ise sömel genişliği, temel duvarı kalınlığından daha az çıkmıştır. Burada temel duvarı zemine kendi ağırlığınca oturmalıdır. Ayrıca, sömel genişliği azaltılmamalıdır.
Ampatmanlar, gelişigüzel boyutlandırılmamalıdır. Aksi halde sömelde, deformasyonlar sonucu çatlama ve kırılmalar olabilir. Bu durumun olmaması için ya sömele uygun bir boyut verilir ya da bu gerilmeleri önleyebilecek nitelikte dayanımlı malzeme kullanılır.
Sömelde Oluşabilecek Deformasyonlar
Betonarme sömellere konulacak donatı ise, bina yüküne ve zemin durumuna göre oluşabilecek gerilmeler dikkate alınarak yapılacak statik ve betonarme hesaplarıyla tespit edilir.
1-TEKİL TEMELLER
Münferit veya ayak temel de denilen tekil temeller , temel zemininin orta sertlikte ve bina ağırlığının da az olması durumlarında uygulanırlar. Betonarme karkas yapıda, yükleri taşıyan kolonların altına tekil Sömel olarak yapılırlar ve bu sömeller, düz, ampatmanlı ve eğimli olarak yapılırlar.
Genellikle betonarmeden yapılan tekil sömeller, kare ya da dikdörtgen olarak tertip edilirler. Ayrı ayrı çalışmalarından dolayı, kaymalarını önlemek üzere 30 x 30, 50x50 cm gibi en kesitlerdeki bağ kirişleriyle birbirlerine bağlanırlar.
Tekil Sömel tabanının boyutlandırılması:
Tabanı kare olan bir tekil sömelin taban boyutlarını hesaplayalım Tanımlar :
P : Sömel tabanına gelen yük (Kg),
S : Sömelin taban alanı (cm2),
σzem. : Zeminin her cm2sinin emniyetle taşıyabileceği yük (kgf/cm2),
a : Sömelin kenar uzunluğu (cm)

Tekil sömeller için genişlik en az 1 00 cm alınır. Bu nedenle, buradaki kare sömelin bir kenarı da 100 cm olacaktır.
Sayfa-1

2- SÜREKLİ TEMELLER

Bu tür temellere, şerit veya mütemadi temel de denilmektedir. Temel zemininin sağlam olduğu yerlerde bina yükünü, temel oturumunca zemine aktarmak amacıyla uygulanırlar .
Burada, temel duvarı ya da doğrudan temel tabanı üzerine veya temel zemini üzerine dökülen betonarme sömel hatılı ya da taştan yapılan ampatmanlı sömel üzerine oturtulur. Bu şekilde yapılan sürekli temellere, duvar altı temeli denir. Her durumda da temel yatağı üzerine, 5cm kadar kalınlıkta iri kum serilmesi ya da gro beton dökülmesi, (P) yükünün temel zeminine daha düzenli yayılması bakımından uygun olur.
Temel zemininin daha zayıf ve bina yükünün daha fazla olduğu yığma yapılarda ise; Temel taşıyıcı temel duvarının altına, iskelet yapılarda da kolonların altına, kolon eksenleri boyunca devam eden sömeller yapılır. Bu sömeller plak, kiriş (düz, ampatmanlı ve ya eğimli) ya da tablalı kiriş şeklinde ve genellikle betonarmeden inşa edilirler.
Sürekli Temellerin Taban Genişliklerinin Hesaplanması :
Sürekli Temellerin taban genişliklerinin hesaplanması için, temelin 10 cm’Iik uzunluğu dikkate alınır. Binanın temel ağırlıkları da eklenerek bulunan toplam yükü (P), temelin toplam boyuna bölünmekle, temel boyunun 100 cm’Iik bölümüne gelen yük bulunur. Bu işlem, Tekil Temellerde olduğu gibi yapılır. Ancak temelin taban boyu 100 cm alınacağına göre, yalnızca taban genişliği (a) bulunacaktır.
3-RADYE TEMELLER
Radye -jeneral olarak da isimlendirilen bu temeller, dolma zeminlerde ya da emniyet gerilmesinin çok düşük olduğu ve temel zemininin fazlaca sıkışabilme özelliği gösterdiği veya temel duvarı ve kolonlarının birbirine çok yakın olması durumlarında uygulanırlar. Burada bina, zemini tamamen örten ve tersine çalışan bir döşeme üzerine oturtulur.
Radye temeller zeminin yapısına, bina yüküne ve temel duvarı ya da kolonların açıklıklarına göre aşağıdaki şekillerde inşa edilirler:
1) Düz radye temel,
2) Kirişli radye temel:
a) Alttan Kirişli Radye Temel,
b) Üstten kirişli Radye Temel,
3) Mantar Şeklinde Radye Temel,
4) Ters Kemer Şeklinde Radye Temel,
5) Rijit Temel.

Düz Radye Temel:Genellikle duvar veya kolonlar birbirlerine yakın ve yükleri de az ise temel, düz radye şeklinde yapılır.
Kirişli Radye Temel : Duvar ya da kolonların aralıkları fazlaysa temel, kirişli radye olarak yapılır. Kirişli radye temeller iki şekilde uygulanırlar:
a) Alttan Kirişli Radye Temel : Hem bodrum döşemesinin düz olması istendiğinde hem de temelin, zemin üzerinde kaymasına engel olmak için kirişler, redyenin altında düzenlenirler.
b) Üstten Kirişli Radye Temel: Kirişler, radye temelin üzerine oturtulurlar.
ancak, bodrum döşemesinin düz olması istendiğinde; kiriş aralıkları, kiriş yüksekliğince cüruf, perlit vb. ile doldurularak üzerine düz döşeme yapılır.
Mantar Şeklinde Radye Temel: Kolon yüklerini, daha geniş bir alana yayarak radye temele aktarmak için yapılır.
Ters Kemer Şeklinde Radye Temel : Zeminden gelen su basıncının ya da bina yükünün fazla olması durumunda temel, ters kemer şeklinde düzenlenir.
Rijit Temel : Derinliği fazla olan temellerde, zemindeki elastiki şişmeleri ve farklı oturmaları ayrıca, temel duvarlarına yanlardan gelecek zemin basınçlarını karşılamak için uygulanırlar. Betonarmeden ve bir bütün olarak yapılan rijit temel döşeme, perde duvarı, kolon ve kirişlerden oluşur.

B-DERİN TEMELLER
Sağlam zeminin çok derinlerde olması durumunda; hem taşıma gücü fazla olan zemin tabakalarından yararlanmak ve hem de zemin içerisinde kullanılabilir hacimler oluşturmak amacıyla yapılırlar
Derin Temeller, önceden de belirtildiği gibi; ayak temeller, kazık temeller ve kesonlar olmak üzere üçe ayrılırlar
1-AYAK TEMELLER
Tekil Temeller gibi ve genellikle betonarmeden inşa edilirler. Ayaklar, planda belirtilen duvarların birleşme noktalarına getirilir ve tabanları, kare veya çan şeklinde genişletilir Açık temel çukurunda inşa edilen bu ayakların üst kısımları birbirlerine, betonarme kirişlerle bağlanır
2-KAZIK TEMELLER
Yapı yükü, zemine çakılan kazıklar kanalıyla, derinlerde bulunan sağlam zemine kazık uçlarıyla ya da kazığın yan yüzeylerinin sürtünmesinden yararlanarak aktarılır. Zemine belirli aralıklarla çakılan bu kazıklar birbirlerine, üst kısımlarına atılan bağ kirişleri ve ızgaralarla bağlanır. Kazıklar,
Sayfa-2
yüklerini zemine aktarış şekline göre üçe ayrılırlar :
a) Uç kazıkları,
b) Yüzen kazıklar,
c) Kısmen uç ve kısmen yüzen kazıklar.
Uç Kazıkları : Taşıdığı yükün tamamını veya büyük bir bölümünün sağlam zemine, uç kısımlarıyla ileten kazıklardır.
Yüzen Kazıklar: Taşıdığı yükün tamamını veya büyük bir bölümünü kazığın çevre yüzeyinin sürtünmesiyle zemine ileten kazıklardır.
Kısmen uç ve kısmen yüzen Kazıklar: Taşıdığı yükü, hem uç kısımlarıyla hem de çevre yüzeyinin sürtünmesiyle ileten kazıklardır.

3-KESONLAR
Sağlam zeminin derinde olması ve kazık temellere göre daha geniş ve sağlam temel yapmak gerektiği dururumlar da; keson temeller uygulanır. Bu tip temeller, zemin üzerinde içerisi boş olarak inşa edilip, ağırlığından da yararlanılarak, istenilen derinliğe indirilmek suretiyle oluşturulurlar. Kesonlar, genellikle üç tipte yapılırlar :
1) Açık kesonlar
2) Pnömatik kesonlar,
3) Yüzen kesonlar (yüzen sandıklar).

1) Açık Kesonlar : Temelin oturacağı zemin üzerine, çapı 150-300 cm olan daire şeklinde ahşap, demir ya da betonarmeden hazırlanan bir çarık oturtulur. Bu çarığın üzerine ve dış çapına uygun olarak, silindir şeklinde klinker tuğlası, taş, beton blok ya da betonarmeden bir duvar örülür bu duvara manto denir. Manto içerisindeki zemin el araçlarıyla yada makinelerle kazılarak dışarı çıkartılır. İçerisi ve altı boşalan manto, kendi ağırlığıyla aşağıya doğru iner. Manto, çevre sürtünmesini azaltmak için yuka rıya doğru 1/10 -1/15 oranında daraltılarak örülür. Çevre sürtünmesi, genel de fazla geliyor ve manto, zemine doğru inmiyorsa; üzerine ilave yükler konarak inmesi sağlanır. Zaten keson kuyunun içerisi sonradan doldurulacağından, duvarın ağır olacak şekilde ve kalın yapılması uygun olur. Keson mantosu klinker tuğlası, taş ya da beton bloklarla yapıldığı taktirde; her 1.00 -1.50 m yükseklikte, beton hatıl dökülerek takviye edilir. Kuyu zemine doğru indikçe. manto üzerine duvar örülmesine devam edilir. İstenilen derinliğe inildiğinde de, kuyu içerisi betonla doldurulur.
Bu tür temeller, genellikle bina duvarlarının birleşme ve köşe yaptığı yerlerde oluşturulurlar.

2) Pnömatik Kesonlar : Zemin suyunun fazla olması durumunda pnömatik yani, basınçlı hava kesonları kullanılır. Bu tür temellerin yapımında, hava sızdırmayan kesonlardan yararlanılır. Kesonun bölümünde, zemini kazmak için bir çalışma odası vardır. Buraya, zemin suyunun basıncını yenecek şekilde basınçlı hava gönderilir. Böylece zemin suyunun, çalışmaya engel olması önlenir. Keson tabanındaki toprak kazılır ve bacadan yukarıya çıkartılır. Bu arada, kesonun üst bölümündeki boşluk da betonla yavaş yavaş doldurulur. Kazı işlemi sürdükçe, keson da aşağıya doğru iner. Yeterli derinliğe inildiğinde işçiler, servis bacasından yukarıya çıkarlar ve çalışma odasındaki boşluk da betonla doldurulur. Pnömatik kesonların uygulanması sırasında işçilerin, sürekli olarak verilen basınçlı hava içerisinde çalışabilmelerini sağlamak için, gerekli sıhhi önlemlerin de alınması gerekir. Ayrıca bu çalışma odasının, işçilerin rahatlıkla çalışabileceği şekilde, yeterli genişlik ve yükseklikte olması da sağlanmalıdır. Bu kesonlar ahşap, çelik ya da betonarmeden yapılabilirler. İyi ve emniyetli yapılmış bir Pnömatik Kesonla, 30.00 m derinliğe kadar inilebilir. Açık kesonlarda olduğu gibi keson tabanına çarık yapılıp, kesonun zemine daha kolay inmesi sağlanır. İnildikçe de, keson mantosu üzerine duvar örülmesi işlemi devam eder.
3- Yüzen Kesonlar (Yüzen Sandıklar) : Bu tür uygulama, tamamen sulu ya da balçık zeminlerde yapılır. Dışarıda hazırlanan altı ve yanları kapalı sandık şeklindeki keson, yüzdürülerek temelin yapılacağı yere getirilir. İçerisine, yavaş yavaş ve sandığın dikey dengesini bozmadan taş veya beton doldurulur. Yavaş yavaş zemin batan kesonun üzerine istenilen derinliğe inebilmek için ekleme yapılır. Böylece, istenilen derinliğe (Sağlam zemine) indirilen kesonun içi de doldurulmuş ve temel yapılmış olacaktır. Bu temel üzerine oturtulacak bina elemanlarıyla bağlantı yapılabilmesi için, üstte filiz demirleri bırakılır.
DUVARLAR
Taş Duvar :
Taş duvar, yığma binaların temelleri ile bodrum katları için kullanılır. Taşların çeşitleri, özellikleri ve hangilerinin duvar işlerine elverişli olduklarının bilinmesi gerekir.
Birçok kimseler, taş duvarı sağlam olduğundan, temelde ve bodrum katlarında kullanıldığı fikrindedirler. Halbuki taş duvar, sağlamlığı için değil, memleketimizde taş ve bunun işçiliği ucuz olduğu için tercih edilmektedir.


Çimento ve demiri bol olan Amerika’da bugün taş duvar yapımı tamamen ortadan kalkmış ve yerini betonarme temel duvarları almıştır.
Temel duvarları için kullanılacak taşların sert ve sağlam olmasına dikkat edilmeli, bunların mümkün olduğu kadar düzgün ve keskin köşeli (tuğla gibi) olmalarına ayrıca itina gösterilmelidir.
Duvar için kullanılacak taşın kendisi ne kadar sağlam olursa olsun, harç iyi olmazsa, taşın sağlamlığı bir mana ifade etmez. Yapıda kullanılan taşların çoğu gayrimuntazam ve duvar yapımına elverişli değildir. Bu itibarla eğri büğrü gayrimuntazam taşları, ancak kullanılacak harç tutacaktır. Bu harç, yalnız duvar taşlarını birbirleriyle yek vücut yapmakla kalmaz, aynı zamanda binanın en alt kısmında bul dolayısıyla de fazla yük taşıyacağından ezilmeye karşı da koyacaktır. Bu ciheti hesaba katarak temel taş duvar harçlarının iyi olmasını temin etmek, biraz da yapı sahiplerinin bu hususta anlayış göstermelerine bağlıdır.
Taş Duvar Örülmesi
Yukarıda da belirtildiği gibi, yığma bir yapıda taş duvarlar, binanın en altında kaldıklarından, taşıyacakları yük fazladır. Bunu göz önünde bulundurarak taş duvar örülmesine ve harcının iyi bir şekilde hazırlanmasına ayrıca önem verilmelidir.
Binanın temel betonu atıldıktan, (Genel olarak mütemadi temel hatılları) ve prizini normal olarak yaptıktan sonra, ancak taş duvar örülmeye başlanır. Taşlar, ör başlanmadan evvel bunların yıkanması, gerek harcın faydalı suyunu emmemesi, gerek üstlerindeki tos ve toprağın temizlenmesi bakımından lazımdır.
Duvar örülmesine yarayacak taşların, ne çok büyüğü, ne de çok küçüğü seçilmelidir. Bunların ağırlıkları yaklaşık olarak 40 – 50 kilogram civarında yani, bir insanın kaldırabileceği büyüklükte olmalıdır. Taşların irileri duvarın iç ve dış yüzlerine gelmek üzere örülmeye başlanır. İki yan taş arasında 8 — 10 milimetrelik bir derz daima bırakılmalı, fakat taşlar arasında boşluklar kalmamalıdır. Yani, kalan boşluklar ya çimento şerbetiyle ya da çimento harcı ile doldurulmalıdır. Kalan boşluklar biraz büyükçe ise, bu boşluklar küçük taşlarla çivilenmek üzere kamalama yapılmalıdır. (Burada çivileme söylemi taşların sivri uçları aşağıya gelmek üzere anlamında kullanılmıştır.)
Taşların alt sıra ile üst sıra dikey derzlerini, şaşırtmalı olarak işlemeli ve her 1.5 — 2.0 metre arasında ve duvar genişliğinde kenettaşlarını mutlaka koymalıdır. Taş duvar örülmesinde, köşelerin kenetli olarak yapılmasına ve duvarın hem içten, hem de dıştan her yönden çekülünde olmasına özellikle önem verilmelidir.
Taş duvar yükseklikleri, her bir buçuk metrede aynı seviyede olmalı, hatta işin önemine göre taş duvarı bu seviyede bir betonarme hatılla çevirmelidir.

Taş Duvar Hatılı
Bu hatıl, deprem mıntıkalarında taş duvarların üstünü birbirleriyle bağlayarak temel vaziyetini emniyete almış olduğu gibi, üzerine çıkacak tuğla duvar için de düzgün ve sağlam bir sömel vazifesini görmüş olur.
Hatıl genişliği taş duvarla yüz yüze olup, bu da genel olarak 50 santimetredir. Hatılın kalınlığı, 20 santimetre ve yeni yönetmeliğe göre 10 milimetre çapında 4 adet demir konmaktadır.
Tuğla Duvar
Yığma binanın esasını ve maliyetinin % 20’sini tuğla duvarlar teşkil edeceğinden, üzerinde durulması ve iyi bilinmesi gereken üç husus vardır.
1—Tuğla
2 — Tuğla duvar harcı
3 — Tuğla duvar işçiliği.
Bu Uç hususun birinci ve ikincisi hakkında yeter derecede izahat verilmiş olduğundan; burada aynı konuyu tekrar anlatmaya lüzum yoktur.
3— Tuğla Duvar İşçiliği
Günden güne artan bina yapımı karşısında işçi sıkıntısı hissedilir derecede kendini göstermektedir. Buna müvazi olarak duvarcı ustalarının da azlığı, hiç şüphe yok ki yapı
işleri ile alakalı kimseleri düşündürmektedir.



Duvarcı ustalarının talep etmekte oldukları yüksek ücret, elinde mala, belinde gönye olan ehliyetsiz kimselerin kendilerini usta göstermelerine vesile olmuştur. Bundan elbette ki ilk planda yapı sahipleri zarar göreceklerdir.
Duvar işçiliği, ilk nazarda çok basit gibi görünür. Fakat işin asli dikkat, hassasiyet ve meleke isteyen bir sanat koludur. Bu itibarla duvar işlerini ehline vermekle, yapı sahipleri, çok şey kazanabilirler. Yapı işlerini üzerlerine almış olan kalfa ya da müteahhitler bu hususa icabeden önemi vermedikleri yani, acemi duvarcı ustaları çalıştırdıklarında: Yapı sahipleri bunların de değiştirilmelerini istemelidirler.
İyi bir duvarcı ustası, normal şartlar altında ve sekiz saatte 1200 adet tuğlayı kusursuz olarak işleyebilmelidir.





Tuğla Duvar Örülmesi
Tuğla duvar örülecek kısım evvela iyice temizlenip ıslatıldıktan sonra, evvelce hazırlanmış harç kafi miktarda konarak örülmeye başlanır. Tuğlalar harç üzerine konduktan sonra üstten vurmak suretiyle harç içerisine oturtulur. İki tuğla arasındaki harç kalınlığı 1 santimetreden az ,olmamalıdır. Tuğlalar işlenmeden evvel iyice ıslatılmış daha doğrusu yıkanmış olmalıdır. Ancak bu surette tuğla üzerindeki toz, toprak ya da yabancı maddeler temizlenmiş olur. Tuğlaları ıslatmanın. ikinci bir faydası da, ıslak tuğlaların harç suyunu çekmeyecekleridir. Islatılmadan işlenen tuğlalar, harcın faydalı suyunu çekerek mukavemetini azaltmış olurlar.

Sayfa-7
Tuğla duvar örülürken yatay düzgünlüğünü kontrol etmek için daima ip çekilir. Şayet duvar kalınlığı geniş ise, bu ip çekme işi hem ön ve hem de arka kısmında yapılır. Böylece duvar, her tarafta aynı kalınlıkta örülmüş olur.
Duvarın yatay bakımdan düz, dikey bakımdan da. özellikle şakülinde olması şarttır. Usta olmayan duvarcıların ördükleri duvarlarda, alt katla üst katlar arasında 3 - 5 santimetre kadar duvar kayması olduğu çok kereler görülmüştür. Bu hata 4 - 5 katlı yığma binalarda hayati denecek kadar önem taşır. Bu itibarla yatay eğrilikten ziya de, dikey kaymalar teknik bakımdan daha tehlikelidir.
Duvar örmelerinde köşelerin birleşmesi çok önemlidir. Binanın, yatay kuvvetlere karşı (Rüzgar ve deprem gibi) koyabilmesi için düz sıra ile kenet sıranın iyi bir bağlantı yapması lazımdır.
Hatta bazı mühendisler, özellikle deprem bölge bu köşelerin daha da sağlam olmalarını temin maksadıyla demirli kolon koymayı tercih etmektedir. Yalnız konulan bu köşe kolonlarıyla, dış duvarların iyi kenetlenmesi için, duvarların dişli olarak örülmesi icap eder.
Tuğla duvarların iyi bir şekilde işlenmesi aşağıdaki esaslara bağlıdır.
1— Yatay vaziyette duvar gayet düz olmalı, ne iç ve ne de dış kısımda en ufak bir çıkıntı bulunmalı,
2— Duvar temelden çatıya kadar şakulinde olmalı,
3 — Derzler her tarafta aynı kalınlıkta ve 1 cm. yi geçmemeli,
4—Dikey derzler bir tuğla atlayarak aynı hizaya gelmeli,
5— İyi işlenmiş bir duvarda tesviye ruhu, duvarın neresine tatbik edilirse edilsin, alet daima duvarın düz ve şakulinde olduğunu göstermelidir.
Yapı sahipleri, tuğla duvar işçiliğini ya da tamamını bir kalfaya vermiş iseler, yapılan iş metreküp üzerinden hesaplanır. Bina yapımında, tuğla duvar kalınlıkları sırasıyla,
1 — 11 santimetre (Yarım tuğla)
2 — 23 “ (Tek tuğla)
3 — 35 “ (Bir buçuk tuğla)
4 — 47 “ (Çift tuğla) olarak isimlendirilmiştir,
Bu kalınlıklar, duvar yükseklik ve genişlikleriyle çarpıldığında, yapılan duvar işçiliğinin metreküp cinsinden miktarı çıkmış olur. Duvar genişliği alınırken, ölçünün içten ya da dıştan ‘olduğuna dikkat etmek icap eder ki, duvar kalınlıkları ikişer defa hesaba dahil edilmemiş olsun.
Bir duvarın genişliği dıştan alınırsa, ona dik olan duvar genişliği içten alınır Aksi halde, her iki duvar genişliğinin dıştan ölçülmesi, mal sahibinin aleyhinde olur.
Ölçüler tam ve hat alındıktan sonra, sıra duvarlarda mevcut boşlukların, hesaptan çıkarılmasına gelir. Bunlar da:
1 — Kapı boşlukları,
2 — Pencere boşlukları,
3 — Soba deliği boşlukları (İhmal edilebilir.)
4 — Duvarda mevcut diğer boşluklar.
Bu boşluklardan başka, bir de lento ve hatılları, işlenen duvardan çıkarmayı unutmamalıdır. Çünkü, bunlar betonarme işçiliğinde hesaba dahil edilmiştir.
Not: (Duvar yüksekliği, döşeme hatılının alt kısmına kadar alınmış ise, hatılın, duvar toplamından çıkarılmasına lüzum yoktur.)
Hülasa olarak ,duvarda ne kadar mevcut boşluk ve tuğladan başka kısım varsa, bunların hepsini hesaba katarak tuğla hacminden çıkarmak icap eder.
KOLON
A — Demirsiz Beton Kolonlar
Kendi genişliğinin 5-6 mislini geçmeyen yükseklikler için, .kullanılacak kolonlar demirsiz olarak yapılabilir. Yalnız bu tip kolonlar tam şakülinde olmalı; yük kolon merkezinden geçerek eksantirisite yapmamalıdır.
Bu kolonların içerisinde demir olmadığı için rüzgar, ve deprem gibi yatay kuvvetlere karşı mukavemeti yok denecek kadar azdır.



B __ Betonarme Kolonlar
Yükleri fazla, rüzgar ve deprem gibi yatay kuvvetlere ayrıca maruz kalacak kolonları için demir kullanmak ihtiyacı vardır.
Bunların içine konacak demir, yalnız yatay kuvvetten dolayı meydana gelecek çekmeye karşı mukavemet etmesi için değil, aynı zamanda kolana gelecek fazla yükten dolayı, çok büyük boyutta yapılması icap edecek olan ölçülerini de küçültmek gayesi içindir.



nir. Kirişler hiçbir saman demirsiz yapılmaz Demirsiz kirişler yük taşıyamayacağı gibi, kendi ağırlıklarını bile taşıyabilecek kudrette değildirler. Bu yönden kirişleri, kolonlardan ayırt etmek yerinde olur.
Her şeyden’ evvel şurasını hatırlatmak icap eder ki; bir betonun elastikiyeti sıfır denecek kadar azdır. Bu sebeple betonun. çekmeye karşı hiç mukavemeti olmadığından, böyle bir kuvvete maruz bir kiriş derhal kırılmaya mahkumdur.
Yük taşıyan kirişlerin alt kısımları çekmeye çalıştığından ve çekmeye çalışan betonun ise yük taşıma gücü olmadığından, kiriş alt kısmı demirle takviye edilir. Çekme mıntıkası olan kiriş alt kısmına konacak demir miktarı, kirişin yüksekliğine, uzunluğuna ve nihayet taşıyacağı yüke bağlı olup, bunu da ancak proje mühendisleri tayin ederler.
Kirişlerin alt kısmına yalnız düz demirlerin konması bütün işi hal etmiş sayılmaz.



Kirişlere Gelen Yükler ve Bunların Önemi : Kirişlere gelen yükler genel olarak iki türlüdür.
1 — Münferit Yükler
2 — Münteşir (Yayılı)Yükler
1 — Münferit Yükler — İkinci derecedeki tali kirişin, birinci derecedeki esas kirişe saplanmasından meydana gelen yüke denir. Da ha açık bir lisanla. bunu ifade dersek münferit yük, taşıyıcı kirişe saplanan bir ya da bir kaç kiriş yükünden başka bir şey değildir. Bu yüklerin bazı hallerde aşırı derecede fazla olduğu görülmüştür. Yani taşıyıcı olan esas kirişe, çok sayıda küçük tali kirişler saplanmıştır. Bina vaziyeti böyle bir durumu icap ettirmiş bile olsa, bundan uzaklaşmak lazımdır. (Özellikle deprem bölgelerinde) her ne kadar betonarme statik hesapları, bütün zorluk ve tehlikeleri göz önünde bulun durarak yapılmakta ise de, fazla sayıda münferit yüklerin bir kirişe saplanması, bina için pek iyi bir sonuç vermez.
Şayet mimari bakımdan bir kaç kirişin, taşıyıcı kirişe saplanması icap ediyorsa, bu miktarı, en az sayıya indirmek daha doğru olur.
2— Münteşir (Yayılı) Yükler.— Buna yayılı yükte demek yerin de olur. Bu yükler, genel olarak duvar ve döşemeler vasıtası ile kirişlere intikal eder.
Oda döşemeleri vasıtası ile, kirişlere intikal eden bu yayılı yükler ekonomi bakımından çok önemlidir.
Yakın zamana kadar oda döşeme yüklerinin kirişlere ne şekilde intikal ettiğine fazla önem verilmez, döşemenin yarı yükü kirişe yayılı olarak verilirdi. Bir odada dört kiriş bulunduğuna göre ve her kiriş için alınan yarı döşeme yükü bu ,suretle köşelerde, ikişer defa hesaba girmiş olur ki, bu da ekonomik olmayan bir kirişin hesaplanmasına yol açmış demektir.




Kiriş Demirlerinin Özellikleri :
Betonarme bir yapıda demirlerin, kancaların ve eklerin usulüne göre kıvrılıp kalıba konması, demir hesabı kadar önem taşır. Esasen bunun ne kadar önemli olduğunu bilen ve düşünen yapı teknik elemanları, kiriş demirlerinin bütün detay ve inceliklerini betonarme projede gösterirler.
Bu işlerin yapılmasını üzerine alan gerek kalfa, gerek demirci
ustalarının da aynı düşünceye tam manasıyla riayet etmeleri teknik bir zarurettir.

Sayfa-12

LENTOLAR

Kapı ve pencere boşluklarının üst kısmına konan, kesiti kare ya da dikdörtgen olan betonarme kirişe LENTO adı verilmiştir.
Yığma bina yapımında lento betonarme hesapları ekseriya ihmale uğrayarak bu kısım, rast gele yapılmaktadır. Bunun ne kadar yanlış olduğu, ancak yapı bittikten ve lento çatlamaya başladıktan sonra kendini gösterir. (Bu arada uzun yıllar çalışmış tecrübeli mühendisler bile lentoları, hesapsız yapmazlar.)
Yapıcılıkta en ufak ve basit bir işi bile küçümsememek ve o işe icap eden alakayı esirgememek lazımdır. Ancak bu sayede bina sağ1am, emniyetli ve ekonomik olur.
A — Lento Başlarının Tuğla Duvarlara Oturacağı Mesafeler :
Basit gibi görünen bu konu, bilakis çok önemlidir. Bazı binaların zemin katındaki dükkanlar için açılacak geniş pencere lentoları ile, 3.00 - 4.00 metrelik salon kapıları lentolarının duvara oturacakları mesafeler, hesap neticesi tayın edilmelidir.





B — Pratik Olarak Lento Başları Yastık Mesafeleri


Bu rakamlar tamamı ile bir fikir vermek içindir. Yükü ve uzunluğu fazla olan lento başlarının tuğla duvara basacakları mesafelerin hesap neticesi tayin edilmesi, teknik bakımdan en doğru bir harekettir.
Sayfa-13

DÖŞEMELER
A-Zemin Döşemesi
Zemin döşemesi, toprak üstüne yapılan döşemedir. Buna bodrum kat döşemesi de denir. Üstüne döşeme yapılacak zemin, sert düzgün ve muntazam olmalıdır. Aksi halde yumuşak, dolma ve gayr muntazam bir zemin üzerine yapılacak döşeme, kısa bir zaman sonra çatlar ve bozulur. Zemin dolma ya da yumuşak ise, bu gibi yerleri evvela iyice sıkıştırmak ve ondan sonra döşemeyi yapmak icap. Rutubet ve yeraltı suları yakın olmayan yerlerde ilk önce 15 santimetre kalınlığında blokaj ve onun üzerine 10 santimetre kalınlığında 200 Kg. çimento dozlu grobeton ve son kat olarak da 2.5 santimetrelik şap yada bunun yerine 2.0- 3.0 santimetrelik mozaik yapılır. Meyil icap eden yerlerde, şaptan evvel tesviye betonu ayrıca kullanılır.
a) Rutubetli Yerlerde Zemin Döşemesi :İstanbul, İzmir ve Trabzon gibi rutubetİ fazla olan şehirlerimizde yapılacak binalarda bodrum katın olması mecburi denecek kadar luzumludur.
b) Zemin Döşemelerinin Rutubetten Korunması : Rutubete karşı tecrit işini bir çok usullerle hal etmek mümkündür. Döşemenin alt kısmına konan taş blokaj yerine, içi boş curuf biriket yada delikli tuğla konması tercih edilmelidir İçleri boş olan bu malzemeler daha az rutubet nakil ederler. Blokaj dahil olmak üzere bu malzemelerden her hangisi olursa olsun, toprağa gayet iyi, sıkı ve muntazam bir şekilde yerleştirildikten sonra tesviye betonu dökülmeli ve beton kuruduktan sonra tecrit için
1— Ruboroit
2 — Bitumlu Mahlüller
3 - Filinkot Yada Benzerleri
maddelerden herhangi birini kullanmalı ve tecrit işi sona erdiktin sonra 200 Kg Çimento dozlu grobeton, gereken kalınlıkta dökülmelidir. Bu tecrit maddeleri rutubet derecesine göre bir kaç kat tatbik edildiğinde beklenen fayda sağlanmış olur.

B — Kat Döşemesi
Yığma binalarda kat döşemesi deyince ilk önce akla betonarme döşeme gelir.
Kat döşemesini iki şekilde ele almak icab eder :
1 — Hurdi Döşeme
2—Dal döşeme
Sayfa-14
Hurdi Döşeme: Demir donatımı yalnız bir istikamette konan sisteme denir.



Dal Döşeme: Pilye ve düz demir olmak üzere her iki istikamette demir konan döşemeye denir. Bu tip döşemeye halk arasında «HASIR» da denmektedir. İsminden de anlaşılacağı gibi demirler hasır şeklinde konduğu için bu ad verilmiştir.
Herhangi bir betonarme döşemenin ucuz ve sağlam olabilmesi aşağıdaki esaslara bağlıdır:
1 — Döşeme yükleri
2 — Döşeme statik hesabı
3 — Demirlerin konması
4 — Mesnet demirleri
5 — Kanca ve pilyelerin kıvrılmaları
6 — Pas payı ve önemi
7 —Döşenen demirlerin korunması
8 — Beton özelliği
9 — Beton tokmaklanması yada vibre edilmesi
10 —Priz yapmış taze betona su verilmesi (Beton kürü)
C— Mutfak, Banyo ve Alaturka HeIa Döşemeleri
Bu döşemeler teknik bakımdan oda döşemelerinin aynıdır. .Yalnız aradaki fark, döşemelerde yapılması mecburi düşüklüklerdir. Bilhassa alaturka helalarda bu düşüklük oldukça fazladır.
D — Balkon Döşemesi
Eğer balkon usulüne göre hesaplanıp, yine usulüne göre yapılır ise, ne kalabalıktan balkon yıkılır ve ne de elem verici hadiseler işitilir.
Bu itibarla yapı sahipleri ve özellikle yapı işlerini üzerine almış olan kalfa ve teknik elemanların, balkon konusunda bilgili ve çok dikkatli olmaları gerekir.
Balkon yapımında dikkate alınacak üç esas vardır:
1 — Balkon yükü
2 — Balkon genişliği
3 — Balkon demir donatımının önemi


Sayfa-15

E — Çatı Döşemesi
Çatı döşemesi, oda döşemesine nazaran gerek demir ve gerek beton bakımından daha az masrafı icap ettirir. Çünkü mevcut betonarme yönetmenliğinde, oda döşemelerinin 10 santimetreden daha ince olmayacağı, fakat çatı döşemelerinde bu kalınlığın ortalama 8 santimetre olabileceği kaydı vardır.


RAMPALAR




BETONARME MERDİVENLER.
Bina dahilindeki merdivenler genel olarak iki maksatla yapılır. Birincisi, katlar arasındaki irtibatı temin etmek yani, bir kattan diğerine merdiven vasıtası ile inip çıkabilmek, ikincisi ise, yangın esnasın da o binada yaşayan insanların hayatlarını kurtarmak içindir.
Büyük apartman ve hanların çoğunda asansör olmakla beraber, bunlardan bazılarının merdivenleri maalesef dar ve karanlık olduğu yanlış bir düşünüş neticesidir. Çünkü içinde yaşayan yüzlerce insanın, yangın anında hayatını, ancak bu merdivenlerin kurtarabileceği bir hakikattir. Bu itibarla İmar Talimatnamesinin merdivenlerle alakalı maddelerin aynen aşağıya alıyoruz:
1 — Bir ailenin ikametine tahsis olunacak binalardaki merdivenlerin basamak tuli 1: 00 metreden az olamaz
2 Katlı ve ikiden fazla aileye mahsus binalardaki merdivenlerde basamak tuli 1:00 metre ve kat adedi çoğaldıkça 0:10 ar metre fazla olarak 1:20 metre genişlikte olmalıdır

2 — Basamakların genişliği en az 0.25 metre, yüksekliği ise en çok 0.18 metre olacaktır.
Apartman hariç olmak üzere umumi helalarda bu ölçüler genişlik için 0.30 metre, yükseklik içinde 0.16 metredir. Dış merdivenlerin basamak genişliği en az 0.35 metre, yüksekliği en çok 0.15 metre olacaktır.
3 — Balasmanlı merdivenlerde merkezden 0.15 metre mesafe de basamak genişliği 0.10 metre olacaktır. Dış kenardan 0.50 metre mesafede basamak genişliği asgari nizami ölçüde olacaktır.
4 — Bodrum ve çatı merdivenlerinde bu şartlar aranmaksızın
kullanış ve mimari icapları karşılayan zaruretler nispetinde ebat verilebilir.
5 — Bilumum binaların esas merdivenleri ahşap olamaz. Ahşap merdiven ancak bir ailenin ikametine mahsus iki katlı hususi mesken içinde yapılabilir.
6 — Merdiven altlarının en az 2.20 metre yüksek kısımları geçit veya sair şekilde kullanılabilir.
7 — 5 kattan yüksek umumi binalarda yangın için esas merdivenlerden gayri, yanmaz malzemeden harici veya dahili ayrı bir merdiven yapılması mecburidir. Bu merdivenin genişliği asgari 1.00 metre olacaktır.
ÇATI
Çatı — Ahşap, Çelik ye betonarme olmak üzere üç büyük sınıfa ayrılır.
Çelik, çatı, iki mesnet arasındaki mesafe 15 metreden daha fazla olan fabrika, atölye ambar gibi tek, katlı binalar için tatbik edilir. Betonarme çatı ise, genel olarak ambar ve atölye yapımı için kullanılır.
Çatı, bir binayı dış tesirlerden (soğuk, sıcak, yağmur, kar ve rüzgar gibi) koruyan meyilli ahşap iskelet üzerine kaplama tahtaları ya da lataların çakılması ve bunların üzerine de örtü olarak, kiremit ya da her hangi bir tecrit malzemesinin kaplanması ile meydana gelir.
Çatı, binayı yalnız dış tesirlerden korumakla kalmaz, ayni zamanda binaya ayrı bir güzellik de verir. Bu cihet özellikle az katlı binalarda daha önemli bir yer işgal eder. Fakat çök katlı yüksek yapılarda çatı, bina estetiğine fazla tesir etmeyeceği için kaldırılmakta ve yeri teras haline getirilerek binada yaşayanlara yaz aylarında serin ve eğlenceli vakit geçirme fırsatını verme cihetine gidilmektedir. Sayfa-20
A— Çatı Yapısı — Nasıl ki bir binayı teşkil eden çeşitli kısımların ayrı ayrı özellik ve önemi varsa bu cihet, çatı konusunda aynen böyledir
Bu itibarla iyi bir çatı meydana getirebilmek, bunu teşkil eden kısımların özelliklerini bilmekle mümkündür. Bu kısımlar da esas olmak üzere:
1 — Mertekler
2— Aşıklar
3 —Dikmeler (Babalar)
4 —Çatı kaplama tahtaları
5 — Latalar
Yardımcı olmak üzere de:
6 — Kuşaklar
7 —Yanlamalar
8 —Taban tahtaları


B—Çatı Tipleri — Çatılar, binanın yapılış tarzına göre muhtelif şekillerde yapılarak buna göre isim alırlar:
1— Sundurma çatı
2— Beşik çatı
3 —Kırma çatı (Sağrılı çatı)
4 —Mansard çatı
5— Şed çatı


Sayfa-21

KAPILAR
Kapılar bir binanın içine amaca uygun takılmalıdır. Aksi takdirde uygunsuz yerleştirilenlerle gereksiz olan kapılar kullanımı zorlaştırdığı gibi, kullanabilir yüzeylerin kaybolmasına da yol açarlar. Kapılar; İçe doğru açılan kapılar, odanın içine doğru açılan kapılar ve koridora doğru açılan kapılar olmak üzere farklı şekilde sınıflandırılabilir. Alışılagelen kapılar içe doğru açılan kapılardır.
İç ve Dış Kapılar:
Binalarda ya iç yada dış tarafa doğru açılır. Kapı yeri kanat vaziyeti açılış durumunu etkiler ve buna göre sağ kapı veya sol kapı adını alır. Köşede kalan kapıların açılabilmesi için en az 0,8 - 0,10 cm. bir payı, kalorifer radyatörü varsa en az 0,25 cm. dolap gibi şeyler konacaksa en az 70 cm. kadar bir mesafe bırakılması gerekir.
İç kapılara örnek: Oda kapıları, kiler kapıları, banyo, WC, ilave oda kapılar.
Dış kapılara örnek: Ev kapısı, ev ve bahçe kapısı, balkon ve teras kapısı.
İç kapı Türleri
1. Kullanma Amacına Göre Kapı Türleri
a) Oda Kapıları
b) Daire Giriş Kapıları
c) Rüzgar Kapıları (Bina giriş kapılarının iç taraflarında kullanılan kapılardır.)
d) WC - Tuvalet ve Banyo Kapıları
e) Ses Geçirmez Kapılar
f) Işın Geçirmez Kapılar (Röntgen ışınlarını geçirmeyen, kurşun levha kaplanmış kapılardır.)
g) Yangın Kapılan
h) Otel Kapılan (Özel kilit takılmış kapılardır.)
i) Hastane Kapıları
2. Hareket Biçimine Göre Kapı Türleri
a) Normal Menteşeli Kapılar
b) Çarpma Kapılar
c) Sürme Kapılar
d) Katlanır Kapılar
e) Akerdiyon Kapılar
f) Döner Kapılar
3. Kasalarına Göre Kapı Türleri
a) Blok Kasalı Kapılar
b) Kör Kasalı Kapılar
c) Çerçeveli ve Dolu Kasalı Kapılar
d) Pervazlı Kapı Kasaları
4. Kanat Biçimine Göre Kapı Türleri
1) Çakma kapı kanadı, arka görünüş.
2) Kontrplaklı (talaş plakalı) prese kapı.
3) Aynalı, bölmesiz çerçeve kapı.
4) Bölümlü, aynalı ve camlı kapı.
5) Bindirme tablalı kapı.
6) Çok (çıta) bölmeli kapı.





5. Açılış Yönüne Göre Kapı Türleri : Dönüş (açılış) yönüne göre sağ kapı veya sol kapı
Sürme Kapılar:
Makara ve rulman üzerinde ileri geri sürülerek açılıp kapanan kapılardır. Çok defa duvar boşluğuna açıldıklarından kanatlar yer işgal etmemektedir. Bunlar bazen tek bazen de ortada kavuşan çift kanatlı kapı şeklinde tertiplenir.
Balanslı Kapı:
Az güçle koridora doğru açılır. Tesisat kapıları ve rüzgarlıklar için kullanışlıdır. Yapının özelliği kullanılan yerin büyüklüğü kapıların sağlamlık ve genişliğine önemli şekilde etki yapar. Kapı genişliği ölçüsü 55 cm. olmalıdır.
Bina kapıları ne şekilde ve hangi tarzda yapılırsa yapılsın belli başlı 4 parçadan oluşur. Bunlar kapı kanadı, kasa, pervaz ve eşiktir.
Kapı Kanadı: Menteşeler yardımıyla eksen etrafında dönerek boşluğu kapatır. Çakma, çerçeve tablalı kontrplak kaplama şeklinde yapılır.
Kasa : Kapı boşluğu içine yerleştirilen duvar kalınlığı ve sıvaya göre ayarlanan 4-4,5 cm. kalınlığında rendelenmiş kalın tahtalardır. Sert ağaçlardan yapıldığı takdirde kasa kalınlıkları 3-3,5 cm. kadar indirilebilir.
Pervaz : Kasaların duvar boşluğundaki aralıkları örtmek veya aynı zamanda köşe sıvalarını muhafaza etmek maksadıyla ön ve arka tarafa 12-14 cm. genişliğindeki rendeli tahtalardan pervaz yapılır.
Eşik : Dış kapı ve balkon kapısı gibi hariçle teması bulunan kapıların alt kısmına yağış ve hava sızıntısına mani olmak maksadıyla 1,5 – 3 cm. yüksekliğinde eşik yapılır.
Mesken binalarda minimum açıklıklar:
Tek Kanatlı Kapılar...... : Oda kapıları 80 cm.
İlave odalar, banyo, WC 70 cm.
Daire kapıları 90 cm.
Ev kapıları 115 cm. kadar.
Çift Kanatlı Kapılar ......: Oda kapıları 170 cm.
Ev kapıları 140 – 225 cm.
İç Kapıların Çap Yükseklikleri : En az 185 cm.
Normal 195 – 200 cm


.
Sürme kapılar ve döner kapılar zorunlu veya çıkış kapıları olarak kullanışlı değildir. çünkü bunlar tehlike anında çıkış yolunu tıkarlar.
Çelik pervazlar hem sol veya hem de sağ pervaz olarak kullanılır. Bina planı ölçüsünde duvar açıklığı belirtilişi; 875 mm. genişlik, 2000 mm. yükseklik.
Döner Kapılar :
Giriş ve çıkışı fazla olan ve soğuğun sızmasına mani olmak maksadıyla bazı bina giriş kapıları döner olarak yapılır. Düşey bir mil etrafına yerleştirilen 4 adet kapı kanadının mahfuz bir kabine içinde dönmesinden meydana gelir. Giriş ve çıkışlar bir yöne doğru olursa kanatlar kısmen bir yöne katlanır.
Otomatik Kapılar:
Parçaları; radar, kumanda, elektrikli kontak paspası, otomatik kontak tabanı. Tek kurslu veya refleks ışık kutusu otomatik sürgülü kapılar dükkanların, idari binaların, marketlerin, imdat çıkışlarının tesisatı için uygun olup 6 kapılı ve 8 m’ ye varan genişliktedir.
Hava Süzgeci Kapısı:
Akşamları kaldırma kapı ile kapanır. Körüklü kapılar mahalleri kapatmak için yanlara doğru açılır. Akordeon kapılar geniş açıklıkları kapatmak için kullanılır ve ortadan asılır. Döngüsel hareketler süzgü hareketleri ile kombine edilmiştir. Akordeon kapılar ahşaptan, suni deriden veya kumaştandır.
Rüzgar Kapıları :
Giriş kapısından sonra koridora konulan ve çoğunlukla düz duvara bağlanan kapılardır. Yapı içini dış hava etkilerinden önemli ölçüde korur. Giriş genişlik ve yüksekliğini tamamen kaplar. Camlı bölme, sabit ve hareketli kanatlardan oluşur.
Tek kanatlı veya iki kanatlı tamamı cam olan rüzgar kapıları’ da vardır.Yaklaşık 12 mm. kalınlığında, özel işlemlerden geçirilerek dayanımı artırılmış sekurit - kristal camdan yapılırlar. Cam kapı açılıp kapanmaları alt ve üst köşelere, camın iki yüzüne cıvata ile bağlanan menteşeler veya döşemeye yerleştirilen özel otomatik kutu menteşe ile sağlanır.
Ses Geçirmez Kapılar:
Toplantı odalarında, konferans salonlarında, üst düzeydeki yöneticilerin odalarında, doktor muayene odalarında ve gizliliği gerektiren veya sessiz olması zorunlu bölümlerde ses geçirmez kapılar kullanılır. Normal oda kapılarının ses azaltma değeri 15 20 dB. (desibel = fiziki. ses şiddeti birimi) arasındadır. Ses geçirmez özel kapılarda ise geçirmezlik artar ve ses yalıtım değeri 40-45 ‘dB. olur.
Kapıların ortalama ses geçirmezlik değerleri şöyledir:
Yalıtımsız normal kapı 15-20
Sayfa-24
Yalıtımlı normal kapı 20-25
Yalıtımsız basit ağır kapı 20-25
Yalıtımlı basit ağır kapı 25-30
Yalıtımlı ayrı açılan çift kapı 35-45
Ses yalıtımlı kapı 30-40
Çok iyi ses yalıtımlı kapı 40-45
Kapılarda başarılı ses yalıtımı sağlamak için şu faktörler dik alınmalıdır:
a) Kapı kanadında yalıtımın, ses geçirmezliğin sağlanmış olması,
b) Kapı kanadındaki deliklerden, kanat kenarı,kasa arasındaki açıklıklardan, kapı altı boşluğundan sesin doğrudan geçmesinin önlenmesi,
c) Kasa ile duvar arasındaki aralıklardan sesin geçmesinin önlenmesi.
Ateşe Dayanıklı Kapılar:
Ateşe dayanaklı kapılar iki gruba ayrılır:
1 — Ateşe dayanım katsayısı 30 T olan ve yangının yayılmasını geciktiren veya engelleyen kapılar
2 — Ateşe dayanım katsayısı 90 T olan ve yanmayan gereç yapılan kapılar (Y.K). “T” ateşe dayanım birimidir.
Standartlara uygun ateşe dayanım deneyinde 30 T değerindeki yangın engelleyen kapılarda yarım saatlik deney süresinde, deney yapılan yüzde tutuşma olmamalı ve ateş diğer yüze geçmemelidir. Diğer yüzün sıcaklığı de ney süresince 130’C’yi aşmamalı ve deney sonunda kanadın yapımında kullanılan gerecin en az 1 cm. kalınlığındaki bölümü sağlam kalmalıdır.
90 T değerindeki yanmaz kapılar bir buçuk saatlik deney sonunda ateşe dayanmalı, yanmamalı ve deney süresi sonunda sıkılan söndürme suyundan yapısı ve sistemi bozulmamalıdır.
Yangın engelleyici kapılar garaj, bodrum, kalorifer dairesi gibi bölümlerin bina girişlerinde kullanılır. Resim de bu tür kapılara bir örnek verilmiştir.


Işın Geçirmez Kapılar:
Işın geçirmez kapıların kanatları dolu masif ağaçtan veya sıkı yonga plaka dolgulu hazırlanır ve kurşun levhalarla kaplanır. Kurşun levhanın kalınlığı yalıtılacak ışın şiddetine göre 1 - 12 mm. arasında değişir . Örneğin hastanelerde ışınla tedavi odalarının kapılarında 12 mm. kurşun levha ile yalıtılmış kapılar kullanılır. Kapı kanadının toplam kalınlığı 56 mm. olur.
Teleskop Kapılar :
İtici palete bağlı olarak birçok kanatları vardır. dış tarafı tek kabuklu, iç tarafı çift kabuklu olmak üzere iki tipten oluşur. Teleskop kapılar yan yana veya iç içe yukarıdan asmalı sürgülü olup duvarla köşelere kadar değişken kapaklıdır. Ayırma bölme yukarıdan veya yatay olarak üstten katlanarak mahalleri ayırt etmeye yarar.


Büyük Kapılar :
Garaj ve buna benzer yerler için asma kapılar elastik telli veya balans ağırlıklı katlama sarkaç niteliktedir.
Bu tür asma kapıların bir duvarlı, çift duvarlı olarak bir kısmı camla veya tamamı camla kaplıdır.
Bu tür kapılar ahşap, plastik, alüminyum, galvanizli çelik saç kaplamadan yapılır. En fazla geçiş ölçüsü 4.82 x 1,96 m. maksimal kanat büyüklüğü ise 10 m2 dir. Yuvarlak ve segman yuvarlağı şeklinde inşa imkanı mevcuttur. Uzaktan kumanda veya tavan kapı kumandası ile rahat kullanım imkanı vardır.
Katlamalı Sarkaç Kapı, bölmeli kapı, teleskop sarkaç kapı ve tekerlekli kapılar alüminyumdandır. Tek veya çok kaplamalı büyük kapılar ise endüstri yapısı, trafik inşaatı, atölye yeri inşaatı için olup en fazla 10 m. genişliğinde ve 6 m. yüksekliğindedirler. Bu model kapılarda kullanılan gereçler şunlardır: Kordon anahtar, ışık kutuları, indüksiyon veya kablosuz uzaktan kumanda kontak travers.
Geniş kapılar hızlı kapanan kapılardır. PVC sarkaç büyük kapı saydam, aşınmaya ve kırılmaya dayanıklıdır. Bu kapı kordonlu tente olarak ısıtılan depo ambarlarına yük yüklemek için lastik çıtalı kapı siperi veya lastik çemberli kapı siperine sahiptir. Bu kapılar aynı zamanda kış şartlarında yük yüklemek ve kaldırmak amacıyla da kullanılır.
Yangın koruma kapıları, T 30 – T90 tek ve çift kanatlı yangın koruma kapılardır. Bu kapılar sürgülü, katlamalı veya sarkmalı kapı olarak yangın duvarı kapağı halinde elektrik irtibatından bağımsız olarak çalıştırılmalıdır. En önemli özellikleri, yangın anında otomatik olarak kapanmalarıdır.
PENCERELER
Ahşap pencereler ahşabın olumlu özellikleri nedeni ile asırlardır kullanılmış bugün de aynı kullanım değerini koruya gelmiştir. Ahşap pencere iyi korunursa hava etkileri ile değişmez. Yağmura, güneşe, havadaki çeşitli gazlara, soğuk ve sıcağa dayanıklıdır. Hafiftir, gereği kadar serttir, işleme tekniği açısından uygundur, her biçime uyar, her isteği yerine getirebilir. Ahşap başka hiçbir malzemede olmayan özelliklere sahip olduğu için pencere yapımı için en uygun malzemedir. Diğer malzemelerle kolaylıkla birleştirilebilir.
Değişen hava şartlarına uygun ahşap seçimi iyi bakım, gereği gibi kurutma deformasyonları önlemeye yardımcı olur. Ahşap pencere özellikle konut yapımında oldukça düşük olan maliyetinden dolayı her zaman için geçerlidir. Isı kabı az olduğundan ısıtma masrafının azaltılmasına yardımcı olur. İç hacim rutubeti ne olursa olsun ahşap yüzeylerinde su buharı yoğuşması olmaz.
Doğramalık Ahşabın Seçimi
Pencere doğramaları için kullanılan ahşap çıralı çamdır. Sarı veya kara çam olabilir. Çıralı çamın yapım sırasındaki rutubeti en çok %12-20 olmalıdır. Çürümüş ahşap kullanılmaz. Mavi renklenme olabilir. 1 metre uzunlukta bulunduğu yüzeyin kısa kenarın 1/3’nü geçmeyen çapta yalnız bir tane budak -bulunabilir. Budaklar parçaların birleşim noktalarına getirilmez. Kaynamamış düşücü budaklar çıkarılır. Yeri sağlam ahşapla doldurulur. Dolgu parçasının lifleri ana parçanın lifleri doğrultusunda olur. Bu tamir parçaları 1 metrede 2 adetten fazla olamaz. Çatlaklar bir yüzde kalmak üzere 1milim geniş 5 cm uzun olabilir. Daha iri çatlaklar doldurularak tamir edilir.
Ahşabın lifleri eğri olmamalı, içinde reçine keseleri bulunmamalı, 5mm geniş 5cm uzun keseler varsa temizlenerek tamir edilmelidir. Yapımda piyasada her zaman bulunabilecek standart ölçülere uymalıdır. Bu nedenle 4 m uzunluğu ve 5cm ve katlarını aşmamak lazımdır. Kasa, kanat ve kayıtlar eksiksiz yapılmalıdır. Yapımı tamamlanan pencerelerin atölyeden çıkmadan evvel bezir ve bir kat astar boya ile boyanması ahşabın rutubetini sabit tutabilme ve deformasyonları önleme bakımından yararlı olmaktadır. Atölye ve şantiyede hazırlanmış olan doğramaların depolama sırasında bir birine dokunmadan aralarına latalar yerleştirilerek istif edilmesi ve kapalı hacimlerde tutulması gerekir.
Pencerelerin Görevi
Bir pencerenin yerine getirmesi gereken görevleri şöyle özetlenebilir:
1) İç hacimlerin yeterli ölçüde aydınlanması
2) Etkili bir havalandırma,
3) İç hacimlerin dışla bağlantısını kurma,
4) Hacimlerin yerleşme düzenine katkıda bulunmak,
5) Sıcak, soğuk, yağmur, rüzgar ve gürültüye karşı korumak,
6) Işığa ve güneşe karşı korunum sağlamak,
7) Kolay kullanış ve rahat temizlik yapmayı sağlamak
8) Ekonomik oluş, yapımda ucuzlukla beraber değerinden kaybetmemek ve az bakım masrafı ile korunumun sağlanmasıdır.
Gün Işığı İle Aydınlatma
Bir hacmin maksada yararlı bir şekilde ışıklandırılması pencere boyutlarının yeterli ve maksada uygun seçilmesine bağlıdır. Görmeyi sağlayan kesin bir ışık şiddeti belirlemek olasılığı yoktur.
Sayfa-27

Havalandırma
Pencereler aracılığı ile havalandırma rüzgarın binanın iki yüzeyinde doğurduğu basınç farkından veya dış ve iç ısı farkları ile sağlanır. Havalandırma kanatları pencerenin alt kenarında temiz hava girişi üst kenarında ki kirli hava çıkışı sağlayacak biçimde düzenlenir bu giriş çıkışın döşeme ve tavan sayesinde olması havalandırmayı daha etki hale getirir ve özellikle döşeme seviyesindeki kirli havanın değişmesi mümkün olur. Hem rüzgarla hem de iç dış sıcaklık farklarından faydalanarak yapılacak havalandırmayı sağlayabilmek için hava giriş çıkış kanal veya kanatlarının ayrı ayrı 300 cm2 olarak kabul edilmesi uygun olmaktadır.
İç Dış Bağlantı
Pencerelerin görevlerinden biride iç dış bağlantıları kurmaktır. Kurulacak bu bağlantılar görsel, fiziksel ve ruhsal bağlantılardır. Görsel bağlantı içten dışın gözle kavranmasıdır. Fizik bağlantı insan vücudunun yapısı ve boyutları ile ilgilidir. Dışa eğilmek ve yangında dışarıya atlamak gibi eylemler söz konusudur. Bu nedenle kanat genişliği saptanırken bu eylemlerde göz önünde tutulmalıdır.
Özet olarak: Sabit, paralel açılışlı alt ve üst kenar açılışlar, fizik bağlantı için uygun olmayan pencerelerdir. Şeffaf yüzeyleri sık kanatlar kayıtlar ara başlıklarla bölünmeyen küçülmeyen pencereler görsel bağlantıyı iyi sağlar. Yatay sürme, çok kanatlı, katlama pencereler görsel bağlantıyı engeller. Ruhsal bağlantı açısından uygun olacak pencereler için hiç biri veri saptanamaz.
Isı Yalıtımı
Hacimlerde kışın sıcağın, yazın serinliğin minimum bir masrafla sağlanması için pencerelerin ısı geçirgenliğinin mümkün olduğu kadar az olması gerekir. Bu açıdan ele alındığında pencereler, yeteri kadar küçük olmalı ve duvarlarında katkısı ile dengelenebilmeli büyük pencereler güneş ışıklarından yararlanarak hacmin ısınmasına yararlı olurlar.
Pencerelerin planlanması ve detaylandırılmasında aşağıda belirlenen etkenler göz önünde tutulması gerekir.
1) Pencere yüzeyinin derz uzunluğuna oranı,
2) İç-dış ısı farkı,
3) Isıtmaya, yakıp söndürerek ara verme,
4) Pencerenin yönü,
5) Derzlerin uzunluk ve geçirimliliği
6) Rüzgar şiddeti,
7) Her ısıtıcı birim için ısıtma tesisinin maliyeti,
8) Pencere maliyeti,
9) Her ısı birimi için verilen ısının maliyeti,
10) Isıtma tesisinin tamir ve işletme masrafları,
11) Pencerelerin tamir ve idame masraflar vb. gibi etkenler,
Yağmurdan Korunum
Yağmur hangi yönden gelirse gelsin kapalı bir pencerede, kanat-telöre derzlerinden, telöre-duvar bağlantısından sular sızmamalı. Sızarsa rutubetten ötürü bir zarara neden olmamalıdır. Sızan suların doğuracağı zararları önlemek için doğramaların bu suları bir kanalda toplayarak silinebilir veya tekrar dışarıya atılabilir bir detayla çözümlenmesi gerekir. Açık duran sürekli havalandırma kanatlarından yağmurun girmesini önlemek için, bu kanatların tertiplenmesinde tedbirli olmalıdır. 900C den daha az eğimle yağan yağmurun pencere yüzeyine gelmesi halinde suyun tekrar dışarı atan bir açılış şekli alt dönel içe veya üst dönel dışa açılan havalandırma kanatları seçilmelidir. Havalandırma gerekli değilse sabit pencere en elverişli çözümdür.
Güneşten Korunum
Güneş ışınları verdikleri ısı ve fazla ışık nedeni ile rahatsız edici olabilirler. Bu nedenle korunum için etkili olacak yapısal önlemleri almalıdır. Güneş ışınları pencereye dik, 900C gelmesi halinde %90 etkili olur. 450C’ye kadar ışık şiddeti değişmez. Daha küçük açılarda şiddet azalır. Fazla güneş ışığı rahatsız edicidir. Gözler kamaşır. Dış duvardaki dolu-boş bölümler kuvvetli konstras yüzeylerin oluşmasına ve gözlerin rahatsız olmasına neden olur. Kırmızı üstü ışınlarını %80’i normal camlı bir pencereden girer. Bu ışınlar, kış aylarında yakıtta ekonomi sağlar, yaz aylarında rahatsız edici olur.
Gürültü Korunumu
Dış gürültü pencerelerinden iç hacimlere 2 yolla girer:
1) Doğrama ve camların titreşiminden,
2) Telöre-kanat, telöre-duvar aralıklarından,
400 kg/m2’lik bir duvarın sağladığı ses yalıtımı elde edebilmek için 16 mm kalınlığınca cam kullanmak gereklidir. Kalın cam ekonomik olmayacağından ana caddeler üzerindeki pencerelerde kalınlığı 4,5-5,5-6,5 mm olan camlar kullanılır. Bu kalın camlar 40 dB’lik bir yalıtım sağlar. Çift camın sağladığı ses yalıtımı daha büyüktür.
Sayfa-28
Yapım Sistemlerine Göre Pencere Türleri
1) Kanatların hareketlerine,
2) Kanatların sayısına,
3) Kanatların yapım sistemine,
4) Sabit çerçevenin yapım sistemine,
5) Sabit çerçevenin duvara bağlanışına
6) Sabit çerçevenin duvar kalınlığı içinde oturduğu yere göre ayrılırlar,
1-) Kanatların Hareketine Göre :
Düşey kenar üzerinde hareket edenler içe veya dışa açılanlar (yan dönel)
Alt kenar üzerinde hareket edenler (alt dönel)
Alt kenar ve yan kenar üzerinde hareket edenler (karma veya yan alt dönel)
Sürülerek kenara toplanan ve yan kenara açılanlar (sürme-yan dönel)
Yatay ve düşey eksenliler
Yatay sürülerek katlananlar (katlama)
Düşey sürülerek açılanlar (düşey sürme)
Tümü ile düşey sürülerek gömülen kanatlar (düşey gömme)
Aynı düzlemde yatay sürülen kanatlar (yatay sürme)
Yatay sürülmekle beraber duvar içinde kaybolan kanatlar (yatay gömme)
Kendi düzlemine paralel açılan kanatlar (paralel açılanlar) ismini alırlar. Bu tip kanatları yan dönel olarak açmakta gerekli takımları kullanarak mümkün olur.
2-) Kanatların Sayısına Göre:
Tek kanatlı,
Çift kanatlı,
Üç kanatlı,
Çok kanatlı,
Çift kanatlı sabit ayaklı
3-) Kanatların Yapım Sistemine Göre
Tek Yüzeyli Pencereler:
Tek yüzeyli camlı
Tek yüzeyli çift camlı
Tek yüzeyli çift yalıtıcı camlar
Tek yüzey üzerine bileşik ahşap kanat
Tek yüzey üzerine bileşik metal kanat
Çift Yüzeyli Pencereler:
Derin telöre üzerinde içe ve dışa açılan ayrık kanatlar oturur.
Çift yüzeyli, iki yüzey içe açılır ve çift yüzeyli ayrık kanatlı ismini alır, kanatlar ayrı ayrı açılır.
Çift yüzeyli, iki kanat tek sabit çerçeve üzerine oturur, iki kanat bir kerede, beraber açılır ve Çift yüzeyli bileşik kanat ismini alır.
4-) Sabit Çerçevenin Yapım Sistemine Göre:
Sabit çerçeve ya kanat ahşabı kalınlığında veya telöre kasadan meydana gelir, kasa, pencere iç kenarlarını lentoda ve yanlarda örten bir kaplamaya benzer bir gereğinde, çift yüzeyli ayrık kanatlı pencerede olduğu gibi, iç kanadı da taşır.
5-) Sabit Çerçevenin Duvara Bağlantısına Göre:
Duvarın bitiş örgüsüne göre değişiktir, bitiş örgüleri dişli veya dişsiz olabilir. Dişli bitişler lentoda da devam eder, diş çıkıntısı tuğla boyutlarına göre saptanır, uygulanacak pencere tipine göre diş çıkıntısı ¼ tuğla=5,75 cm yada ½ tuğla=10 cm olur.
Dişler duvarın iç veya dış yüzünde olabilir, buna göre sabit çerçeve (telöre) dişe içten veya dıştan basar. Dişler sabit çerçevenin oturmasına ek olarak yardımcı olduğu gibi yalıtım olanaklarını artırır. Duvar dişine içten oturan telöre-kanat bağlantısını sağlayan menteşelere yeter genişlik bırakılmasına elverişli olmalıdır.
Sayfa-29
6-) Sabit Çerçevenin Duvar Kalınlığı İçinde Oturduğu Yere Göre:
Sabit çerçevenin dişli duvara oturuşunda dış tarafta geniş bir denizliğin oluşmasına neden olur ve dış görünüşte bina yüzeyine derin bir profilleşme ve gölgelenme yapar. Telörenin derinliği artırılarak gerektiğinde, panjur ve kepeklerin bağlantısı sağlanır, telöre derinliği yetmezse, parçalı hale getirilerek artırılabilir.
Pencerede Işık Alanının Saptanması:
Pencerenin ışık veren alanının hesabı için pratik kurallardan faydalanmak mümkündür, bu kurallara göre: içinde yaşanan hacimlerde 1/6-1/8, ortalama 1/7 döşeme, kabul edilebilir. Şehir içi ve şehir dışında çeşitli maksatlara hizmet eden yapılar için değişik olanak kabul edilebilir.
Şehir içi konutlarda : 1/8 döşeme yüzeyi
Kırsal konutlarda : 1/10 “ “
İdare binalarında : 1/6-1/7 “ “
Okul ve hastanelerde : 1/5-1/3 “ “
Kat yüksekliğine göre de bu oranlar değişir.
Zemin katta : 1/8
1. katta : 1/9
2. katta : 1/10
3. katta : 1/15
ve diğer bütün yukarı katlarda 1/12 olabilir.
Pratik kuralların verdiği m2 yüzeyi, kaba yapıdaki pencere boşluğunu yansıtır. Asıl ışık veren cam yüzeyini saptamak için, sıva sabit çerçeve, kanatlar ve varsa kayıtların neden olduğu kayıpları göz önünde tutmak gerekir. Bir oturma hacmi için gerekli pencere yüzeyi: döşeme yüzeyi 30 m2 ise pencere ışık yüzeyi 1/6x30=5 m2 ikinci pencere tipi seçildiğine göre, kaba yapıdaki boşluğun 5x1,49= 7,45 m2 olması gerekir. Tamamen deneysel olan bu hesaplama basit bir yapı için yeterlidir.
Pencere Genişliği:
Pencere genişlikleri için aşağıdaki boyutları önermek mümkündür.
Çift kanatlı pencere...................................................... : 1,20-1,40 m
Üç kanatlı pencere........................................................: 1,80-2,10 m
Dört kanatlı pencere......................................................: 2,40-2,80 m geniş olabilir.
Sabit camlı kısımların genişliği temizlik yapılmasına olanak sağlamalıdır. İki taraftan temizlik yapmak için sabit camların iki yanları da açılabilir. Kanatlar olmalı, sabit cam 1,50 m’den daha geniş olmamalıdır.
Pencere Yükseklikleri:
Pencere yüksekliği, lento ve korkuluğun yükseklikleri toplamının hacim yüksekliğinden çıkarılmasında kalan kısımdır. Yüksek pencereden gelen ışık hacmi derinliğine girer. Bu nedenle lento yüksekliğini mümkün olduğu kadar az tutmak gerekir genellikle 25 cm yükseklik, lento için yeterli olur.
Pencere Korkuluğu Yükseklikleri:
Oturma hacimlerinde : 70-80...90cm (ayakta duranın dışarıyı görmesi için)
40-50 cm (oturanın dışarıyı görmesi için)
Çalışma hacimlerinde : 90-100 cm (çalışma masasını pencere önüne koymak için)
Mutfaklarda : 125-cm. (tezgah üzerine tencere, tabak, şişe koyabilme için)
90-100 cm alt kısma açılmayan pencerelerde.
Wc, kiler vb. : 130-150 cm
Gardırop vb. : 175 cm olmalıdır.
Dış Denizlik:
Pencere tabanının dış tarafı (dış denizlik) hava etkilerine dayanıklı bir malzeme ile örtülür. Örneğin; galvanize sac; veya bakır yahut alüminyum levha betondan eğimli düzlem üzerine konur. Levha dış sıvadan 3 cm kadar çıkıntılıdır, denizliğin üst kenara sabit çerçeve alt başlığı üzerine çivilenir.
Ana Yapım İlkeleri
Tek Yüzeyli Pencereler:
Bu pencere sabit bir çerçeve ile kanatlar ve camdan oluşur. Ancak dış etkenlere, rüzgar, yağmur ve doluya karşı yeterli bir koruma sağlayamadığından ısıtılmayan, bodrum depo gibi, ikinci derecedeki hacimlerde kullanılması daha doğrudur. Birinci iklim bölgelerinde de oturma hacimlerinde kullanılabilmekle beraber, bu bölgede de çift
Sayfa-30

yüzeyli ayrık veya çift yüzeyli bileşik kanatlı pencereler kullanılması öğütlenir.
Tek Yüzeyli Çift Camlı Pencereler:
En eski çift camlı pencere tipi, tek kanat üzerine ayrı ayrı iki camın oturtulması ile elde edilen tiptir. Ancak iki cam arasına toz girme tehlikesi ve aralıklarındaki havanın kapsadığı su buharına, dış camın iç yüzeyinde yoğunlaşması ile kirlenmeye yol açar, camlar arsında ki hava rutubetinin rutubet emici maddeler aracılığı ile giderilmesi bu pencereyi daha kullanışlı hale getirmektedir.
Sürme Pencereler:
Sürme pencereler genellikle yüzey m2 ’si fazla olan pencerelerdir. Kendi yüzey düzlemleri içinde hareket eder kanatlar ne içe ne dışa sarkmazlar. İstenilen açıklıkta tutulabildiklerinden havalandırma için istenildiği gibi ayarlandırıldığı mümkündür. Bazı sistemlerde, kanatların, her kenarında iyi sıkışarak kapanması nedeni ile rüzgar sızlanmasının önüne geçilebilir. Genel olarak sürme pencerelerin bir bölümü açılabilir. Tümü açılamaz, oldukça komplike detaylar uygulanarak sürme pencereyi düşey yada yatay olarak duvar içine gömmek mümkün olur, ancak maliyet yükselir. Sürme pencereler, kanatların hareketine göre düşey sürme yada yatay sürme olurlar.
Düşey Sürme:
Düşey sürme pencereler iki kanatlı, bazen de üç kanatlı olarak yapılır. Kanatların yatayda birleşim çizgileri ayakta duran yada oturan kimselerin görünüşünü engellemeyecek yükseklikte kalacak biçimde düzenlenir. Tam ve engelsiz bir açılış için düşey sürme-gömme pencereler uygulanır.

Döşeme,duvar,tavan,merdiven ve çatı kaplamaları

Zemin, döşeme kaplamaları
1- Epoksi zemin, döşeme kaplamaları
2- Poliüretan zemin, döşeme kaplamalar
3- Kaydırmaz bantlar
4- Yükseltilmiş zemin, döşeme sistemleri
5- Monolitik, endüstriyel ve çimento esaslı zemin kaplamaları
İç ve dış duvar elemanları, cephe kaplama elemanları
1- Tuğlalar, hafif beton briket, gaz beton, alçı blok
2- Paneller (taşıyıcı olmayan); beton, gaz beton, alçı, ahşap, monolitik, metal, kompozit; polistiren-sert köpük; betopan, betolam ve kompakt laminat levhalar; CTP, gafrajlı saniter duvar kaplama levhaları; ısı, ses, su ve yangın yalıtım malzemeleri.
3- Hazır sıvalar ve harçlar, tamir harçları
4- İç ve dış duvar boyaları (yağlı, plastik, akrilik, toz boya)
5- Seramik kaplama malzemesi (fayans ve seramik)
6- Alçı kökenli kaplama malzemesi
7- Plastik kökenli kaplamalar
8- Dış cephe kaplamaları (giydirme cam, alüminyum, alukobond, silikon, mermer ve granit, cam mozaik, doğal ve yapay taş cephe kaplamalar; betopan, betolam ve kompakt laminat levhalar, CTP levhalar)
9- Dekoratif duvar kağıtları, cam tekstili duvar kaplaması
10- Dış cephe ısı yalıtım, sandviç panelleri
11- Bölme duvarları ve kapıları (sabit, hareketli, sökülebilir, modüler, taşınabilir)
12- Ön gerilmeli boşluklu beton cephe paneli
13- Mozaik, cam mozaik, cam tuğla duvar malzemeleri
14- Dış cephe kaplamaları ile ilgili yardımcı elemanlar
Tavan kaplamaları
1- Alçı plak, alçı panel (alçıpan) asma tavanlar
2- Asma tavan montaj aksesuarları
3- Kartonpiyer işleri (poliüretan, alçı v.s.)
4- Taş yün, camyünü asma tavanlar
5- PVC asma tavanlar
6- Bims beton asmolen blokları, gaz beton blokları, tuğla asmolen bloklar,
Çatı kaplama elemanları
1- Kiremit ve mahya kiremiti (oluklu, marsilya, alaturka, metal kiremitler)
2- Asbestli çimento levhalar ve ek parçaları
3- Metal levhalar (oluklu saclar, düz ve gofrajlı, trapez alüminyum levhalar, metal örtüler, bakır, çinko, kurşun v.s.)
4- Bitümlü organik lifli levhalar
5- Plastik ve cam elyafı takviyeli plastik levhalar, polikarbonatlar, şeffaf CTP levhalar
6- Poliüretan dolgulu sandviç paneller
7- Isı yalıtımlı beton döşeme karoları (extrude polistiren, polimer beton)




Merdiven Kaplamaları (ÖRNEK ŞARTNAME):
Mermer, Mozaik, doğal taş ve suni mermer plâklarla yapılan merdiven kaplamaları, döşeme ve duvar kaplamaları şartnamesine uygun olarak yapılacaktır.
a - Mozaik, kaplama, mevcut beton basamaklar üzerine temizi 2,5 cm. kalınlıkta olmak üzere yapılacak yeteri kadar sertleştikten sonra silinip perdahlanacaktır. İstenildiği takdirde ufkî kısımların kenarlarında bordür bırakmak sureti ile orta kısımları taraklanabilir. Basamak dış köşeleri keskin veya yuvarlak olmak üzere düz veya çıkıntılı olarak yapılacaktır.
b - Mermer kaplamalarında basamak kısımları en az 3 cm. rıht ve süpürgelikler 3 cm. kalınlığında olmak üzere tafsilat resimlerine uygun olarak yapılacaktır.
c - Doğal taş ve traverten kaplamaların basamak kısımları en az 4 cm. rıht ve süpürgelikleri ise 3 cm. kalınlığında plaklarla yapılacaktır.
Basamak boyu 1,5 m. kadar olan kaplamalar tek plaktan, daha uzun olanlar ise, boyları 1 m. civarında olmak üzere ekleri şaşırtmalı olarak yapılacaktır. Ancak basamak genişliğinde ek yapılmayacaktır.
d - Suni mermer kaplamaların basamak kısımları en az 5 cm. rıht ve süpürgelik ise 3 cm. kalınlığında olacaktır. Basamak kısımları ile rıht kısımları birleşmeyecek, aralarında 2 mm. kadar bir aralık bırakılacaktır.
Basamak ve rıhtları birlikte yapılmış gönyeli suni mermer plaklarla yapılan kaplamalarda, plaklar mevcut beton basamak yüzleri üzerine harçla oturtulacak, rıht kısımlarına harç konulmayacaktır ve rıhtlar alttaki basamaklar üzerine binmeyecektir. Gerek rıhtlar ve gerekse süpürgelikler ile basamaklar arasında en az 2 mm.'lik bir aralık bırakılacaktır.
e - Mermer, traverten, doğal taş veya suni mermer plaklarla yapılacak iç ve dış denizlikler detay resimlerine tamamen uygun ve kendi şartnamesinde yazılı evsaf ve nitelikte olacaktır.
Kaplama işi sona erince, kaplanan yüzeyler tamamen tahta veya benzeri bir malzeme ile örtülecek, teslim zamanına kadar bu tekilde muhafaza edilecektir.

MERDİVEN, BALKON VE TERAS KORKULUKLARI



ÇATI VE CEPHE KAPLAMA



Trapez Sac Levhalar:
Alüminyum, galvaniz ve iki tarafı boyalı galvaniz sacdan üretilir. Her türlü depolar, sanayi yapıları, fabrikalar, prefabrik şantiye binaları vb. yerlerde çatı ve cephe kaplama malzemesi olarak kullanılır.


TEK-İZ ÇATI VE CEPHE KAPLAMA PANELLERİ



• Camyünü ve Taşyünü Hazır Sandviç Paneller:
İki boyalı trapez sac arasına taşyünü ve camyünü konulan levhalardan oluşan çatı kaplama malzemeleridir.

• Poliüretan İzolasyonlu Hazır Sandviç Çatı Panelleri:
Kaplama sac ve alüminyum satıh arasında poliüretan dolgulu olarak imal edilir. Poliüretanlı trapez çatı panelleri, günümüz teknolojisinde her türlü şart ve kullanım sahasında, üstün yalıtım değerlerini içeren bir malzemedir.



• Poliüretan Duvar Panelleri ve Soğuk Hava Tesisleri Duvar Panelleri:
Her türlü soğuk hava depoları, normal depolar, prefabrik bölme duvarlar, prefabrik şantiye binaları ve tek katlı konutlar için uygundur.



• Trapez Sac Levhalar:
Galvaniz ve boyalı sacdan üretilip, çatı ve cephe kaplamalarında kullanılır.


ONDULINE ÇATI KAPLAMA MALZEMELERİ



Onduline, kiremit, kiremit altı su yalıtım örtüleri, altı su yalıtım örtüleri, temel yalıtım malzemeleri, shingle çatı kaplama malzemeleri, bitüm esaslı bantlar ile çatılarda estetik ve kaliteyi sağlayan çok sayıda alternatif sunuyor.



Ürün Çeşitleri:
• Onduline HR
• Rufo S (alaturka kiremit)
• Rufoline S (kiremit altı çatı kaplama malzemesi)
• Bardoline (asfalt shingle çatı kaplama malzemesi)
• Fondaline (temel duvar yalıtım malzemesi)
• Isoline (Marsilya tipi kiremit altı yalıtım malzemesi)
• Bituline (bitümlü su yalıtım membranları)
• Detay aksesuarları



İç ve dış etkenlere oldukça dayanıklı, her türlü iklim şartlarına elverişli, kimyasal maddelerden etkilenmeyen sağlam ve uzun ömürlü bir yapı malzemesidir.






Kullanım Alanları:
• Doğal aydınlatma istenen iç mekanlarda
• Sanayi yapıları, spor tesisleri ve turistik tesislerin çatılarında
• Metal kaplama çatılarda korozyonu engellemek için metal kaplamanın üstüne.


BTM SHINGLE - ÇATI VE CEPHE KAPLAMA MALZEMESİ


Taşıyıcı güçlü camtülü, gövdesi okside bitüm olan shingle, değişik renklerde, reflektif mineral kaplı yüzeyi ile eğimli çatılarda ve cephelerde alternatif çözümler getirir.
Özellikleri
• Çok hafiftir, konstrüksiyona yük getirmez.
• Uygulaması çok pratik ve süratlidir
• Eski ve yeni her yapıya uyabilir.
• Su geçirimsizliği ve dekoratif özelliklerini yıllarca sürdürür.
• Tüm eğimli yüzeylere kolayca uyum sağlar.
Sayfa-36



YALITIM
İZOCAM CAMYÜNÜ ( ISI YALITIMI )


Şilte Tipi:

Çatı Şiltesi : Çıplak veya bir yüzünde buhar kesici alüminyum folyo kaplı olarak üretilir. Her türlü oturtma, metal, ve sandviç çatı yalıtımlarında, hayvan barınaklarında, tavuk çiftliği ve güneş kollektörlerinin su depolarında kullanılır. Döşemeye serilmek yöntemi ile uygulanır.


Rulopan: Her iki yüzü
camtülü kaplı olarak üretilir. Kullanılmayan çatıların ısı yalıtımında, ısıtılan ve kullanılan
çatı katlarının ses ve ısı yalıtımı amacılığıyla eğimli çatı yüzeylerinde ve mertek aralarında kullanılır. Döşemeye serilmek yöntemi ile uygulanır.

Mertek Arası Şiltesi: Bir yüzü alüminyum folyo kaplı olarak üretilir. Kullanılan ve ısıtılan çatı katlarının ısı ve ses yalıtımı amacı ile kullanılır.

Havalandırma ve klima kanalarının dıştan izolasyonu amacıyla kullanılır. Bir yüzü buhar geçirimsiz alüminyum folyo ile kaplıdır.


Prefabrik Boru:

Isıtma, soğutma ve soğuk su borularının izolasyonu amacıyla üretilmektedir. Buhar kesici gerektiren
yerlerde kullanılmak üzere, alüminyum folyo kaplı çeşitleri ile mevcuttur. Her türlü büro ve iş merkezleri,
sanayi yapıları, alışveriş merkezi, konferans salonları, oteller, eğitim bombaları, ve spor salonlarında ses ve
ısı yalıtımı amacı ile kullanılır.

Levha Tipi:

Duvar Levhası: Kimyevi bir katkı maddesi olan silikon ilavesi ile su geçirmez ve suyu reddeden bir özellikle,
çıplak olarak imal edilmiştir. Dış cephe kaplamalarının çift cidarlı sandviç duvar panolarında, güneş kolektörleri
yalıtımında ve akustik amaçlı uygulamalarda kullanılır.

Duvar Panosu: (Dupan) Her iki yüzü camtülü kaplı ve silikonlu olarak imal edilir, Dış duvarlarda, hafif bölme
duvarlarda, akustik sağlamak amacıyla, çeşitli kaplamalar arkasındaki uygulamalarda, ısı ve ses yalıtımının
bir arada yapılmasını gerektiren uygulamalarda kullanılır.

Dış Cephe Levhası Cephepan): Bir yüzü camtülü kaplı su itici olması için silikonlu üretilir. Dış cephe kaplamaların arkasında ısı ve ses
yalıtımı amacıyla kullanılır.

Klima Levhası: Bir yüzü siyah cam tülü ve buhar geçirimsiz alüminyum folyo ile kaplanmıştır. Havalandırma kanalları (iç ve dış yüzey),
klima kanalları(iç ve dış yüzey), kazan daireleri duvarları, ve asansör makine daireleri duvarlarında ısı ve ses tutucu olarak kullanılır.

Cam Giydirme Cephe Levhası: Bir yüzü siyah cam tülü kaplı ve su itici olması için silikonlu olarak üretilmiştir. Cam giydirme, cephe
kaplamaları arkasında, su itici silikonlu yalıtım malzemesi olarak veya ısı ve ses yalıtımı amacı ile kullanılır.

Prefabrik Klima Kanalı:

Dış yüzü buhar geçirimsiz alüminyum folyo, iç yüzü yüksek hızlı hava akımına dirençli,
siyah cam tülü kaplı, sert cam yünlü levhalardan oluşmaktadır. Klima ve havalandırma
kanallarının mevcut olduğu ticaret merkezleri, restaurantlar, konferans salonları, gösteri
merkezler, ve eğitim binaları gibi yapılarda kullanılır.

İZOCAM CAMYÜNÜ VE TAŞYÜNÜ (SES İZOLASYONU)





İzocam taşyünü ve camyünü ürünleri, ısı yalıtım malzemesi olarak kullanıldığı gibi çeşitli uygulamalarda ses izolasyon malzemesi olarak da kullanılmaktadır. Bu özelliği sayesinde taşyünü ve camyünü, ısı ve ses yalıtımında bir arada yapılması gerektiği uygulamalar için ideal malzemedir.
Kullanıldığı Yerler:
• İki duvar arası ses izolasyonu
• Darbe sesini azaltmak için kat aralarında
• Dış duvarlarda
• Hafif bölme duvarlarda
• Akustik amaçlı çeşitli kaplamalar arkasındaki uygulamalarda

BTM BİTÜMLÜ SU YALITIM ÜRÜNLERİ


Bitümlü Su Yalıtım Örtüleri:

Elastobit
Elastomerik Polimer Bitümlü Su geçirmez Örtü:
Prefabrik sistemlerde ve hafif metal çatılarda kullanılır. Şalümo alevi veya sıcak asfalt ile uygulanır.

Plastobit
Plastomerik Polimer Bitümlü Su Geçirmez Örtü:
Temelden çatıya tüm su yalıtım detaylarında kullanılır. Şalümo alevi ile ısıtılarak yapıştırılır.



Polibit
Plastomerik Polimer Bitümlü Su Geçirmez Örtü:
Teras, çatı ve temellerin neme ve basınçlı sulara karşı yalıtımlarında kullanıldığı gibi yapay gölet ve rezervuarların su yalıtımında ve su kanalları yalıtımlarında özellikle tercih edilir.


Kiremit Altı Su Yalıtım Örtüsü:

Kiremit Altı Su Yalıtım Örtüsü:

Kiremit çatılarda veya düşük eğimli çatılarda sık rastlanan akıntılara karşı kullanılır. Her iki yüzü polietilen kaplıdır.


Okside Bitümlü Örtüler:

Sıcak asfalt ile uygulanan güvenli bir su yalıtım sistemidir. Camtülü, cam dokuma ve alüminyum folyo taşıyıcılı değişik tipleri vardır. Su yalıtımı gerektiren her yerde ısı yalıtımlı, ısı yalıtımsız fonksiyonları ve her türlü yapı konstrüksiyonuna uyum sağlayabilen çok katlı detay çözümler getirir.



Elastomerik Likitler ve Astar Koruyucular

Elastosol: Beton ve metal yüzeylerin uzun süre korunmasında, bodrum perde duvarları, çiçeklikler vs. gibi alanlarda nem ve rutubete karşı kullanılır. Fırça ve rulo ile uygulanır.

Elastopast: Tüm yalıtım köpük ve levhalarının birbirine veya metal, beton ve bitümlü yüzeylerde uygulanmasında mükemmel yapıştırma özelliği gösterir. Derz dolgusu olarak da kullanılır. Spatula veya mala ile uygulanır.

Alüsol: Reflektif alüminyum içerir. Sürdükten sonra bünyesindeki alüminyum yüzeyde toplanması yansıtıcı özelliğini kazandırır. Özellikle bitümlü yüzeylerin UV etkisinden korunması amacıyla kullanılır. Fırça, rulo ve pülvarizatör ile uygulanır.

Bitümer - Bitusol: Su yalıtımında astar olarak kullanıldıkları gibi yer altında kalan beton yüzeylerin zemin rutubetinden etkilenmemesi, yeraltı ve yerüstündeki metal elemanların korozyondan korunmaları amacıyla ve bitümlü koruyucu şap tabakaları imali için kullanılır.


İZOCAM İZOSU: POLİMERİK BİTÜMLÜ SU YALITIM ÖRTÜSÜ




İzosu, distile bitüm ve APP esaslı polimerlerden üretilen mekanik mukavemeti yüksek, geniş sıcaklık aralığında güvenle kullanılabilen su yalıtım örtüsüdür.

Kullanım Alanları: Çatı, teras, bahçe, teraslar, temeller, perde duvarlar, su kanalları, viyadükler, köprüler, tüneller ve her türlü onarım ve yenileme çalışmaları.


Sayfa-40
SİKA YAPI KİMYASALLARI



Su yalıtım malzemeleri, yapı ve endüstriyel kimyasalları üreten Sika uluslararası kalite güvence belgesine sahiptir. Su yalıtımı, katı malzemeleri, tamir işleri ve zemin kaplama işlerine yönelik geniş ürün yelpazesine sahiptir.



Ürün Çeşitleri:

• Beton ve Harç katkıları
• Kalıp ayırıcılar
• Su izolasyon malzemeleri
• Polimer modifiye çimento harçları
• Epoksi yapıştırıcı ve harçlar
• Beton koruyucu kaplama malzemeleri
• Zemin kaplama malzemeleri
• Derz dolgu malzemeleri
• PVC su yalıtım örtüleri


AB YAPI KİMYASALLARI VE İZOLASYON ÜRÜNLERİ




ÜRÜN ÇEŞİTLERİ

Hazır Harçlar:

Dökşap:Zemin tesviye şapı
Polfix: Polistiren levha yapıştırıcı
Faytut: Fayans - seramik yapıştırıcı
Faytut Fuga: Derz dolgu
Harcon 102: Beton yüzeyi tamir macunu
Harcon 105: Bitirme onarım harcı
Harcon 130: Onarım harcı
ABGrout: Rötresiz dolgu harcı
Granifix: Doğal taş ve granit yapıştırıcısı

Harç Katkıları:

Emülfix: Latex emülsiyonu
Geka1: Harç-beton için su geçirimsizlik katkı maddesi

Enjeksiyon sistemleri:

Asodur PI - Asodur IH

Su İzolasyon Ürünleri:

Teyaplast 2K: Elastik izolasyon harcı
Teyaplast Kapiler: Çimento esaslı su geçirimsizlik sistemi
Nafuflex 2K: iki kompenentli bitüm izolasyon sistemi
Sarnafil:PVC esaslı su yalıtım membranı

Epoksi Zemin Kaplamaları:

Asodur GB - Asodur GBM
Diğer Ürünler:
Artimex: ıva filesi
Yerfix: PVC linoleum yapıştırıcı
PM -1: Poliüretan derz dolgusu





Sayfa-41

BOYA VE BADANALAR
İç Cephe Boyaları ürünler

Yarı Mat Sentetik Boya
Plastik
Plastik Duvar Boyası
Sentetik Boya
Rutubetli Yüzeyler İçin Özel Boya
Banyo Mutfak ve Bebek Odaları İçin Özel Boya
Süper Sentetik Boya
Mat Dekorasyon Boyası
Su Esaslı Yarı Mat Boya
Plastik Duvar Boya
Yarı Mat Sentetik Boya
Lekeli İsli Yüzeyler İçin Özel Boya
Teflon' lu İpek Mat İç Cephe Duvar Boyası
Ripolin Pas boyalar
Antipaslı Son Kat Lüks Boya

Teflon' lu İpek Mat İç Cephe Duvar Boyası
TANIM:
Akrilik emülsiyon esaslı, Teflon katkılı, ipek mat, silinebilir dekoratif bir iç cephe son kat boyasıdır.

ÖZELLİKLERİ:
Teflon katkılı Teknoplast, gerçek silinebilme özelliğine sahip, çatlama ve dökülme yapmayan, her türlü yüzeye mükemmel yapışan bir boyadır. Uygulandığı yüzeylerin teneffüs etmesine izin veren Teknoplast kokusuzdur. İnsan ve çevre dostudur. Kolay uygulanabilen, mükemmel örtücülüğe sahip, solmayan renkleri ile uygulandığı yüzeylere ipeksi bir görünüm kazandırır.

UYGULAMA ALANI:
Binaların iç kısımlarında her türlü duvar yüzeylerde kullanılır.

UYGULAMA ŞEKLİ:
Yeni Boyanacak Yüzeylere Uygulama: Macun veya benzeri hazır toz macunlar ile düzgünleştirilmiş yüzeylere, Alçı Astarı (Albin) uygulanır. "Astarlama işleminde kesinlikle izolasyon astarları kullanılmamalıdır." Astar uygulamasından 24 saat sonra su ile hacmen %10-15 oranında inceltilmiş Teknoplast, fırça veya rulo ile 2 kat olarak uygulanır. Düzgün uygulama elde edebilmek için tek yönde tarama yapılmalı, fazla taramadan kaçınılmalıdır. Katlar arası en az 6 saat beklenmesi önerilir.
Eski Boyalı Yüzeylere Uygulama: Teknoplast Teflon' lu İpek Mat iç Cephe Duvar Boyası' nın uygulanacağı yüzeyler her türlü yağ, kir, gevşek ve kabarmış tabakalardan temizlenmelidir. Gerekli görülen yerlerde Plastik Macun veya benzeri hazır ve toz macunlar ile
Sayfa-42

yüzey düzeltme işlemi yapıldıktan sonra tüm yüzeye Alçı Astarı uygulanır. Eski sentetik boyalı yüzeylerde ise yüzey iyice

zımparalanıp, zımpara tonları yüzeyden uzaklaştırıldıktan sonra Teknoplast iki kat halinde, su ile hazmen %10-15 inceltilerek, katlar arası bekleme süresi en az 6 saat olacak şekilde uygulanır.

KURUMA SÜRESİ:
Dokunma kuruması 30 dakika, toz kuruması 2 saat, sert kuruması 24 saattir.

BOYANABİLEN ALAN:
Tek katta yüzeye bağlı olarak 1 lt ile 14-18m2 , 1 kg ile 10-13 m2 alan boyanır.

NOT: Uygulama yapılacak yüzeylerin sıcaklığı +5oC'nin üzerinde olmalıdır.



Plastik

TANIM
P.V.A. emülsiyon bağlayıcı esaslı, ekonomik, mat bir iç cephe renkli plastik astarıdır.

ÖZELLİKLERİ
Her türlü duvar yüzeyine iyi yapışır, erken kurur, renkleri solmaz, çatlama dökülme yapmaz.

UYGULAMA ALANI
Binaların iç kısımlarında her türlü duvar yüzeylerinde kullanılır.

UYGULAMA ŞEKLİ
İlk kat için; 2 hacim boya 1 hacim su, ikinci kat için 4 hacim boya 1 hacim su ile inceltilerek fırça veya rulo ile uygulanır. Uygulama yapılacak yüzeyler her türlü yağ, kir, gevşek ve kabarmış tabakalardan temizlendikten sonra Dyobinder 1:7 su ile inceltilerek doyurulur. Kireçli ve benzeri tozlu yüzeylerde zemini sağlamlaştırmak amacıyla Dyo Universal Binder inceltilmeden direkt uygulanmalıdır. Gerekirse düzgün olmayan yüzeyler Macun ile düzeltilir.

KURUMA SÜRESİ
(25oC) 30 dakikada kurur, 24 saatte sertleşir.

BOYANABİLEN ALAN
Tek katta 1 lt. ile 10 m2 alan boyanır.

NOT
Donmaktan koruyunuz. Uygulama yapılacak yüzeylerin sıcaklığı +5oC'nin üzerinde olmalıdır.


Boya ve Uygulama Aletleri ürünler
Boya Uygulama Makineleri
Sıva Püskürtme Makineleri
Sıva Püskürtme Makineleri
Boya Uygulama Makineleri
Rulolar
Fırçalar

Boya Uygulama Makineleri
Boya ve Kaplama malzemelerinin sadece insan gücü ile satıhlara uygulanması çok zaman alır. Çok da emek gerektiren bu işlem maliyetleri arttırır.
Bu problemi aşmak amacı ile Dyo-Wagner Amerika ve Avrupa' da diyafram pompada lider ''SF-31'' yi sektör profesyonellerinin hizmetine sunmuştur. Airless sistemi ile çalışan usta boyacı ''SF-31'', düşük, normal ve yüksek viskoziteli ürünlerin satıhlara uygulanmasında vazgeçilmez bir araçtır. Yüksek performanslı ''SF-31'' ile hem zamandan, hem emekten, hemde malzemeden tasarruf sağlamakta ve maliyetler düşmektedir. Çok hızlı çalışma gücüne sahip ''SF-31'', diyaframlı pompası ile dakikada 3,3 litre boya püskürtebilmekte ve 100m.ye kadar uzayabilen hortumu sayesinde iskele üzerinde çalışma kolaylaşmaktadır.

Sayfa-43
ISITICI ELEMAN VE ÖRTÜLERİ
İnsan vücudu almış olduğu gıdaların oksijen ile yanması sonucunda ısı üretir ve aynı zamanda sürekli olarak ısı kaybeder. İnsan vücudunun kaybettiği ısı, iletim, taşınım ve buharlaşma sonucunda olur. İnsanın içinde bulunduğu ortam koşulları, giyim şekli ve deri sıcaklığı ısı kaybetmesine etki eden faktörlerdir. İnsan ancak ürettiği ve kaybettiği ısı arasında bir denge kurulduğu zaman kendisini ısı psikolojisi yönünden rahat hisseder. Isıtma ihtiyacı yılın soğuk günlerinde ortam sıcaklığını artırarak insan vücudunun yaydığı ısı miktarını ayarlamak ve çevresi ile bir ısı değişimi dengesi kurmak, insanın kendisini rahat hissetmesini sağlamak gereğinden doğmuştur.
Havalandırma, iç mekanlarda konfor koşullarının gerçekleşmesinde önemli rolü olan, dolayısıyla mekan tasarımını etkileyen önemli faktörlerden birisidir. İç mekanlarda havalandırma genel olarak;
- İç mekanlarda insan sağlığı ve konforu için gerekli olan taze ve temiz havanın sağlanması,
- Sıcak hava koşullarında insan vücudundan ısı kaybını artırma ve buharlaşmayı hızlandırma (fizyolojik serinleme) yoluyla ısısal konforun gerçekleştirilmesi,
- Bağıl nemin % 70 ve daha yukarı olduğu durumlarda yoğunlaşma ve küflenme olaylarına karşı önlem gibi, temel amaçlarla yapılır.
İç mekanlarda tazelik ve konfor hissi için gerekli olan hava hareketinin hızı sıcaklık, nem ve etkinlik düzeyine bağlı olarak değişir. Konutlarda 0,10-0,33 m/sn hava hareket hızı uygun görülmektedir. Mekanların havalandırma oranları, sigara ve vücut kokularını fark edilmeyecek düzeyde tutacak şekilde olmalıdır.
Solunum yapan insan hava ile devamlı olarak oksijeni alıp karbondioksit ve su buharı verir. Bunların miktarı uyku, dinlenme ve çalışma halinde değişiktir. Araştırmalara göre bir yetişkin insanın normal olarak kapalı yerlerde 32 m çocukların ise 15 m bir hava boşluğuna gereksinmeleri vardır. Ancak, pencereler ve kapılar kapalı tutulduğu zamanlarda bile, iç ve dış mekanlar arasında ısı transferi olmaktadır. Buna göre uygulamada gerekli mekanlar;
- Büyükler için: 16-24 m
- Küçükler için: 8-12 m
İnsanlar için dinlenme halinde en uygun ortam sıcaklığı 18-20°C, çalışma halinde ise 15-18°C’ dir. Ağır çalışma halinde bu seviyenin altına inilebilir.
Ortam bağ ıl neminin % 50-60 oranında olması, rahat bir iklim niteliği olarak kabul edilmektedir. Bu oran % 40’ ın altına düştüğü ve % 70’ in üzerine çıktığı zaman insanlar rahatsız olmaktadır. Fazla rutubet bakteri üremesine, soğuk hava akımına, çürümeye, az rutubet ise insanın burun çeperlerinin kuruyarak sağlığının bozulmasına neden olmaktadır. İnsanın dışarıya verdiği su buharı miktarı yine çalışma, dinlenme ve uyku halinde farklılıklar gösterir. Bu miktarlar bir saatte;
-Uyku halinde: 40g
- Dinlenme halinde: 32 g
- Çalışma halinde: 58 g’dır.
İç mekanda rahat yaşama olanakları, mekanın düzeni ve donatı eleman - - kullanım rahatlığı olduğu kadar, mekanın içindeki iklim (hava-sıcaklık-su buharı) ile de ilgilidir. Özellikle iklim niteliklerinin mekan içinde uygunsuz bir durum göstermesi, diğer kullanım kolaylıklarını da olumsuz kılan en önemli etkendir. Yazın konut pencerelerinin veya teras kapılarının açık tutulması, hafif serin havalarda kapatılması ve Soğuk havalarda konfor koşullarını karşılamak amacıyla içeriden ısıtılması, insanın rahat yaşamasını sağlamak için yapılan bir iklim ayarlamasıdır. Kullanılması kolay olan bu ısıtma ve havalandırma şekillerinden başka, klima veya hava dengelemesi yapmaksızın başka amaçlar için kullanılan havalandırma çeşitleri de vardır.
Isıtma Sistemleri:
1. Lokal ısıtma sistemi:Isı, ısıtılacak ortamın içerisinde üretilir. Bu sistemin uygulandığı yerlerde, ısıtılması gereken her ortamda bir ısı üreticisinin bulunması gerekir. Katalitik, odun

sobası, şömineler, elektrikli ısıtma cihazları ile yapılan ısıtma sistemleridir.
2. Merkezi ısıtma sistemi:Bir ısıtma merkezinde üretilen ısıyı, taşıyıcı bir akışkan vasıtasıyla ısıtılması istenen mekanlara yerleştirilmiş ısıtıcılara iletilmesi suretiyle gerçekleştirilen ısıtmaya merkezi ısıtma denir. Merkezi ısıtmada sıcak su, basınçlı buhar ve sıcak hava ile ısıtma sistemi uygulanmaktadır.
3. Döşemeden ısıtma sistemi:Döşemeden ısıtma sistemi, döşeme içerisine yerleştirilmiş ısıtıcı elemanlar (ısıtma tesisatı) aracılığı ile bir mekanın ısıtılmasını sağlayan ısıtmadır. Bu sistem ile duvar ve tavandan ısıtma yapılabildiği gibi, sıcak su ve elektrik tesisatı ile döşemeden de yapılmaktadır.
Isı enerjisinin yayılması
Genellikle ısı üç şekilde bir yerden diğer bir yere, bir uçtan diğer bir uca yayılır. Isı yayılması; iletim (kondüksiyon), taşınım (konveksiyon) ve ışınım (radyasyon) yoluyla gerçekleşir.
a-İletim (kondüksiyon) :Gereçlerin içinde ısının yürümesidir.
b-Taşınım (konveksiyon): Her hangi bir şekilde ısıtılmış yüzeye temas eden hava veya suyun, temas ettiği yüzeyden ısıyı alarak yoğunluğunun azalması nedeniyle hafifler, yükselir ve yerine soğuk yoğunluğu fazla olan su ve hava gelir. Bu suretle yukarıya doğru ısı taşıması meydana gelir kat ve mekan bu şekilde ısınmış olur.
c-lşınım (radyasyon): Isı ışınlarının rastladığı yüzeye, yüzeyin cinsine ve rengine göre burada toplanarak o yüzeyi dolayısıyla gereci ısıtmasıdır.
Konut ısıtıcılarının içinde genellikle sıcak su bulunur. Isıtıcıya gelen suyun sıcaklığı yaklaşık olarak 90°C geri dönen suyun sıcaklığı yaklaşık olarak 70°C’ dir. Konveksiyon adı verilen hava akımı ısınabilmenin nedenidir. lsıtıcı eleman örtüleri bu konveksiyonu engellememeli ve kolaylaştırmalıdır. lsıtıcı elemanın türüne göre yapılan değişik biçimlerdeki örtüler yalnız mimari görünüm yönünden değil, teknik açıdan da bir görev üstlenir.
Isıtıcı Elemanlar
Isıtıcı olarak yapılarda kullanılan elemanlar aşağıda kısaca sırasıyla açıklanmıştır. Bu elemanların biçimleri, ölçüleri, yapılardaki konumları ve ısıtma etkinlikleri oldukça değişiktir.
1. Boru ısıtıcılar:
2. Radyatörler

Aşağıdaki şekil de mekan içerisinde ısısının yayılması görülmektedir.

Teknik kurallara uygun olarak yapılan radyatör gizlemelerinde dikkat edilecek kurallar aşağıda açıklanmıştır . Açıklamayla ilgili örnekler Şekil de verilmiştir.
a-Radyatör ile gizleme arasında en az 50 mm açıklık bırakılmalıdır. Hava giriş ve çıkış açıklıkları radyatör genişliğinin 2/3 kadar olmalıdır. Dar radyatörlerde giriş ve çıkış açıklıkları 1 G kadar olabilir. Hava giriş ve çıkış açıklıkları çıta, delikli plaka, örgü biçimli yarı kapalı elemanlardan yapılmışsa net boşluk olması gereken. oranda olmalıdır. Kapalı ön plaka konveksiyonu olumlu yönde etkiler. Delikli ve parçalı ön plakalar konveksiyon akımını engeller ve daha büyük ısı kaybına neden olur.
Sayfa-46


b-Radyatör gizlemesi, iç boşluğunda hava çekişini hızlandırmalıdır. Bu yöntemde ısı kaybı hemen hemen hiç olmaz. Gizlemede hava giriş açıklığı radyatör genişliğinin H1= 2/3 G olmalıdır.
c-Önü örtülmemiş ve üstte raf bulunan örtü sisteminde a = 4 - 8 ve 10 cm bırakıldığında % 95, 97 ve 98 ısı verimi elde edilir.
d-Yarım niş ve tam niş içinde bulunması halinde a = 4 — 8 ve 10 cm olarak yapıldığında, yarım niş içindeki radyatörün ısı verimi daha fazladır. Üstü kapalı olan bu yöntemde pencereden gelen havanın odaya girmesi kolaylaşır.
e-Önü panolu, hava giriş ve çıkış kısımları yeterli boşluğa sahip çıtalı yapıldığında ısı kaybı olmaz.
f-Yatay ve düşey yönde kullanılan delikli elemanlarla yapılan radyatör örtü sistemleri, hava akımını kolaylaştıran ve artıran yöntem değildir. Isı kaybı % 5’ den aşağıya düşürülemez.
g-Üstü ve önü kapalı yöntemde hava giriş ve çıkış boşlukları radyatör genişliğinin 2/3 G kadar yapıldığında, ısı kaybı % 4’ e kadar düşer.
h-Yukarıdaki yönteme ilave edilen uygun konumdaki eğmeçli saçlar havanın hareketini kolaylaştırır ve ısı kaybını % 2’ ye kadar düşürür.
ı-Isıtıcı önüne perde ve kanepe yerleştirilmesi verimi düşürür.
Mimari bütünlük açısından radyatör örtüleri kullanıldıkları mekanın özelliklerine uygun olmalıdır. Duvar veya pencere önündeki radyatör örtüsü, mekanda bulunan diğer donatı elemanlarıyla estetik açıdan birlik sağlamalıdır.
Radyatörlerin temizlenebilmesi, hava yaptığında musluğun açılıp kapatılabilmesi ve tamir edilebilmesi için üzerine yapılan gizlemenin sökülüp takılabilir özellikte olması gerekir. Radyatör gizlemelerinin ön yüzeyinde ahşap ve ahşap esaslı malzemeler (yüzeyleri ahşap kaplama, laminat, sentetik reçine ile kaplı yonga levha ve lif levha), ahşap veya metal çerçeve içerisine düz, petek, baklava dilimi şeklinde aralıklı olarak döşenmiş ahşap çıta ve hasır örgü ya da delikli metal plakalar (panolar) gibi özel paneller kullanılmaktadır. Ancak ön yüzeyde
Sayfa-47

dolu levha kullanılırsa, ön panel ısı etkisiyle çalışıp şekil değiştirebilir.Bunun için panelin iç kısmına alüminyum levha yapıştırılabilir.

-
Radyatör gizlemesinin ön paneli dolap şeklinde tasarlanabilir. Bu uygulama ile radyatör gizlemiş ve estetik açıdan mekana uyum sağlamıştır.
3. Panolu ısıtıcılar:Derinliği (kalınlığı) az, yassı plaka halinde ısıtıcı elemanlardır. Isı verimi yüksektir. Normal radyatörlerin fazla yer tutmaları nedeniyle panolu ısıtıcılar tercih edilmektedir. Bu nedenle küçük metrekareli mekanların ısıtılması amacıyla bir, iki veya üç sıra halinde yan yana monte edilebilirler.

4. Konvektörler: Konvektörler daire veya dikdörtgen kesitli borulardan veya borulara dikine tutturulmuş kanatçıklardan oluşur. Normal radyatörlerden daha az yer tutar. Isıtıcı eleman için fazla yer ayrılamayan ve ısıtıcının kapatılması istenen durumlarda kullanılabilir. Radyatörlerin örtülmeleri halinde genellikle ısı kaybı olur. Konvektörlerde ise doğru bir şekilde yapılan örtüler verimi artırır. Bu nedenle konvektörleri örtmek gerekir.



-Konvektörlerin ısıtma etkisi ve yapısal ölçüleri
Sayfa-50


Değişik şekillerde uygulanan konvektör gizlemeleri Şekillerde verilmiştir:

Hava giriş çıkışları açık önü kapalı konvektör gizlemesi

Dolap arkasına yerleştirilen konvektör gizlemesi

iki kanepe arasına yerleştirilen konvektör gizlemesi
Sayfa-51
KORNİŞ GİZLEMELERİ
Kornişle tavan kaplaması arasındaki uygun olmayan görüntüleri gidermek için hazırlanan yapı elemanlarına korniş bandı (korniş gizlemesi) denir.
Malzeme türlerine göre çeşitleri:
1. Ağaç ve ağaç ürünleri
2. Plastik (kornişi kendinden)
3. Hafif metalden (alüminyum ve kornişi kendinden )
4. Alçı –alçıpan (kartonpiyer)



Korniş gizlemeleri yapımında şu hususlara dikkat edilmelidir:
1. Mekanda kullanılan mobilyalara uygun gereçlerden hazırlanmalıdır.
2. Mobilyalarda uygulanan konstrüksiyon, renk v.b. unsurlarla uyum sağlamalıdır.
3. Montajda sağlam konstrüksiyon uygulanmalıdır.
4. Perdelerin takılıp çıkarılmasına rahatlık sağlayacak ölçülerde olmalıdır.
5. Asma tavanla birlikte hazırlanacaksa, pencere yüksekliği dikkate alınarak hazırlanmalıdır.Kornişin dışarıdan gözükmemesine dikkat edilmelidir.
Sayfa-52

BÖLMELER
Mekan içerisinde farklı işlevlerin oluşarak yoğunlaştığı alanların, bu alanlara ait sınırlarının belirlenmesi ve bu sınırlar içinde kullanıcı gereksinimlerinin karşılanması amacıyla mekan bütününden ayrılmasını mekanda bölünme-bölme olarak tanımlanabilir. Bu bölme eyleminin gerçekleştirilmesinde kullanılan her türlü iç mekan donatı elemanı da bölücü eleman olarak tanımlanabilir.
Bölmeler, dış kabuğu (duvarları) yapılmış hacimlerin veya büyük birimlerin gereksinimler doğrultusunda daha küçük birimlere ayırması için veya konut mekanları ve işyerlerinde görülmesi istenmeyen bölümlerin perdelenmesi amacı ile yapılırlar. Bölmeler yapılış biçimlerine göre bölücü dekoratif eleman olarak da tanımlanabilir.
Konut dışındaki ofislerde, her kişinin çalışma yeri, aşağıdaki etkenlere bağlı olarak belli bir alan gerektirir :
-Ofislerin gereksinim durumları,
-Dışarıdan gelen kişilere çalışan kişi konusunda iyi bir izlenim verme gereği,
-Meslektaşlarıyla ilişkilerinin sıklık derecesi,
-Özel araçlar ve aygıtlar kullanma gereği,
-Yapılan işin niteliği ve niceliği,
-Her iş yeri için ayrılan yer, çeşitli alanların toplamıyla ölçülür;
-Donatı elemanlarının (mobilya vb.) kapladığı alan,
-Giriş alanı (gürültüden korunma alanı olarak da kullanılabilir),
-Kullanıcıların kapladıkları alan,
-Geçiş sirkülasyon alanı ve ayırıcı birimlerin alanı.

Bölmeler konstrüksiyon yönünden dörde ayrılababilir;
1- Sabit bölmeler,
2- Sökülebilir bölmeler,
3- Dekoratif bölmeler,
4- Hareketli bölmeler.
Bölmeler teknik özelliklerine göre üçe ayrılabilir;
1- Ses yalıtımlı bölmeler,
2- Ateşe dayanıklı bölmeler,
3- Isı yalıtımlı bölmeler vb.

Sabit Bölmeler (İskelet bölmeler):
Bölmenin iskeleti, ahşap veya profil demirden hazırlanarak çeşitli yöntemlerle binaya tutturulur. İskeletin bir veya iki yüzeyi alçıpan, ahşap ve ahşap esaslı levhalar, metal, plastik ve cam plakalarla kaplanabilir. Çeşitleri:
1. Alçı plakalı bölmeler (Alçıpan): Ortası alçı, iki yüzü karton kaplı, fabrikasyon olarak standart veya özel boyutlarda üretilen düzgün yüzeyli plakalardır. Bu plakaların teknik özellikleri Çizelge de verilmiştir .

2. Ahşap esaslı plakalı bölmeler: Ahşap esaslı plakalardan hazırlanan panolar alçıpan ile birlikte en çok kullanılan bölme sistemleridir. Panoların ölçülendirilmesi ve ek yerlerinin düzenlenmesi, yapıdaki ölçü birimiyle uyumlu olmalıdır. Pano genişliği, ahşap kaplama elemanlarının ve gömme dolapların kapak genişliği ile birlikte düşünülmelidir. Yapılarda
Sayfa-53
kullanılan bir panonun genişliği 50 - 62,5 - 75 - 87,5 - 100 - 112,5 ve 125 cm’ lik modül ölçülerinden biri olabilir. Bir başka modül sistemi 10cm’ nin katları ile geliştirilebilir. 3 M sistemi 30-60-120 cm’ lik veya 4 M sistemi 40-80-120 cm’ lik modül sistemi kullanılabilir. Şekilde çeşitli görünümlerde pano çeşitleri verilmiştir.

3. Cam bölmeler:
1. Mekanda sürekli kullanılan cam bölücüler: Bölücü sistem içinde kullanılan cam malzemenin uzunluk, genişlik ve kalınlığını belirleyen boyutsal ifadelerinin birbirine yakın veya uzak olmasına göre mekanda sürekli kullanılan bölücü cam sistemleri, pano cam bölücüler ve blok cam bölücüler şeklinde ele alınabilir.
Pano cam bölücüler: Levha cam tabakalarının, pano oluşturacak şekilde taşıyıcı çerçeve veya noktasal tespit elemanları yardımıyla bir araya getirilerek oluşturulurlar. Mekanda gerekli termal ve akustik konfor koşullarının ve kullanım güvenliğinin sağlanması istenen mekan kurgularında taşıyıcı çerçeve ile kurulan pano cam bölücüler, mekanı sınırlayan bütün yapısal elemanlarla birleşerek kapalı bir hacim oluştururlar.
Blok cam bölücüler: Bloklar halinde üretilen cam malzemelerin yatay ve düşey derzlerde kullanılan harç, yapıştırıcı şerit veya profilli plastik elemanlar yardımı ile örülerek uygulanması sonucunda elde edilirler.
Çok yüksek ses ve ısı yalıtımı, ışık geçirgenliği ve darbelere dayanımı, cam blok bölücülerin (cam tuğla) üstün özellikleridir. Boya, sıva, bakım, onarım gerektirmemesi ve ışık geçirgenliği sayesinde aydınlatma giderlerinin düşük olması, cam duvarların ekonomik olmasını da sağlamaktadır.

Cam tuğla ile bir duvarın örülmesi

2. Mekanda istenildiği zaman kullanılan cam bölücüler: Depolanabilen hareketli cam panellerden oluşan mekanda istenildiği zaman kullanılan bölücü cam sistemleri, panellerin hareket şekline göre kayan cam panelli bölücüler ve katlanan cam panelli bölücüler şeklinde ele alınabilir.
Tavan ve döşemeye yerleştirilen ray sistemi içinde yatay öteleme hareketi ile kayarak ve katlanıp toplanarak çalışan cam panelli bölücüler, çeşitli mekanların istenilen yerinden bölünmesini sağlar ve hareketli olduğundan cam bölücüler açıldığında mekan eski haline yeniden dönüştürülebilir.

Sökülebilir Bölmeler:
Sökülebilir bölmeler seri olarak üretilmiş panolarla hazırlanabilen bölmelerdir. Bu özelliği nedeniyle yapımı, takılması, sökülmesi ve taşınması kolay olmalıdır. Bölme panoları kendi aralarında, kendinden çıtalı, yabancı çıtalı birleştirilebilir. Panolar alt konstrüksiyona, görünmeyen kiniş içlerinden vidalanır veya plastik ya da alüminyum prof iller yardımı ile tutturulabilir.
Sökülebilir bölmeler, yapılması gereken işler bitirildikten sonra monte edilmelidir. Bölmenin içinden elektrik kablosu, su borusu, anten, telefon kablosu geçecek ise panolar içinde uygun ölçülerde kanallar bırakılmalıdır. Elektrik ve su kaçağı için gerekli önlem alınmalıdır.
İyi düzenlenmiş bölmelerde, camlı ya da plakalı eleman ile kapının gerektiğinde yerleri kolayca değiştirilebilmelidir. Elemanlar aynı doğrultuda yan yana kolayca eklenebilmelidir. Genişleme L, T ve + biçimlerindeki köşelerde zorluk çıkarmadan yapılabilmelidir.

Sayfa-55


Dekoratif Bölmeler:
Özellikle rahatsız edici ses ve gürültü bulunmayan büyük ofislerde ayrı çalışma mekanlarının düzenlenmesinde, tuvalet, mutfak ve giyinme kabini gibi birimlerin girişlerinde veya görünmesi istenmeyen kısımların perdelenmesinde dekoratif bölme kullanılır. Kullanılan malzemeleri ve konstrüksiyonu değiştirerek farklı görüntülerde dekoratif bölmeler hazırlanabilir.

Çeşitli amaçlar için kullanılan dekoratif bölmeler
Hareketli Bölmeler:
Günümüzde ahşap, metal ve plastik gibi malzemelerden hareketli sürme bölmeler yapılmaktadır. Hareketli bölmeler, raylı sürme düzenine asılarak hareketi sağlanan panolardan (tabla-plaka) oluşur. Panolar birbirine ekli değilse üst kenarın köşelerine yakın iki makara iki ayrı ray düzenine takılır. Alt kısmının sallanmaması için zemine bir kılavuz sistemi yerleştirilir. Bölmeler açıldığında önceden planlanan depo boşluğuna sürülür. Depo boşluğu yapıda planlanabilir. Bu amaçla yanda bir odadan yararlanılabilir.
Ses geçirmez sürme bölmelerin kenarlarında ses yalıtımlı kapı kenarlarındaki teknik yöntemler uygulanarak yalıtım sağlanır.

Özel Bölmeler:
1. Ses geçirmez bölmeler : Ses geçirmez bölmeler, büyük oranda ses geçişinin engellenmesi istenen mekanların bölmelerinde kullanılır. Bu durumda bölme farklı kalınlıklarda, iki katlı yapılırsa sese yalıtım özelliği gelişir. Farklı kalınlıklar rezonans olayını önlemektedir.
Ses geçirmez bölmelerin yapımında yonga levha, lif levha, alçıpan vb. gereçler kullanılmaktadır. Bu malzemeler doğrudan iskelete tutturulmaz. Sesin şiddetine göre, malzemede titreşim yaptırır. Bu nedenle dolgu ile bölme çerçevesi arasına lastik veya sünger profil konulmalıdır. Sesin şiddetiyle titreşime başlayan dolgu gerecinin hareketi, araya konulan esnek ara malzemeleri ile engellenir. Bu uygulama ile bölmenin ses yalıtım özelliği geliştirilir. Bölmenin iki tarafındaki kaplama malzemesinin arasındaki boşluğa cam yünü gibi yalıtım gereçleri doldurulmalıdır.


Sayfa-58

Ses yalıtımlı panoların üçlü bağlantı detayı
2. Ateşe dayanıklı bölmeler: Ateşe dayanıklı bölmelerin yapımında yanmayan gereçler kullanılır. Bölmenin iskeleti metal profillerden yapılır. Üzerine ateşe dayanıklı alçıpan plakalar, çimentolu plakalar ve ateşe dayanıklı özellikte emprenye edilmiş ahşap ve ahşap esaslı plakalar kaplanır. Ateşe dayanıklı bölmeler, açık alev karşısında en az 30 dakikalık deney süresinde tutuşmamalıdır. 90 dakikalık açık alev deneyinde yanmayan bölmeler güvenilir sayılır. Deney sırasında bir yüzü ısıtılan bölmenin öbür yüzündeki sıcaklık 130 dereceyi geçmemelidir. Heraklis levhadan yapılmış ateşe dayanıklı bölme duvarın DİN 1102 normuna göre levhaların sıvasında kullanılacak harçlar ve özellikleri Çizelge 6’ de verilmiştir.

BÜYÜK DOLAPLAR
BÜYÜK DOLAPLARIN TÜRLERİ: Bunlar; çekmece, sürme kapak, düşme kapak ve benzeri elemanları olan ve yapıya monte edilen dolaplardır. Gömme dolapların normal dolaplardan farklı yanları vardır.
Dolabın yan duvarlara bağlantısı ve geçiş datayı, tavana bağlantısı ve geçiş datayı, yere bağlantısı ve ayak (baza) detayı, sökülüp takılışı sağlayan detayı yeni çözümler gerektirir.
Sayfa-59
Gömme dolap duvardaki bir boşluğa göre yapılan veya bir duvarın önüne göre yapılıp duvara bağlanan dolaplara denir. Bölme dolap ise bir odayı veya boşluğu bölen, genellikle iki taraftan kullanılabilen ve bölme duvarı görevi de görebilen dolaplardır.

Duvar dolapları ise duvarların önüne monte edilir. Duvarların tamamını veya bir bölümünü örterler. Döşemeye oturur veya değişik yöntemlerle duvara asılabilirler.

DUVAR DOLAPLARINDA DOLAP-DUVAR BAĞLANTILARI
Düşey dolapların duvara gelen yanları tam oturmalı arada boşluk kalmamalıdır. Bu durum, dolap arka kenarının duvara tam oturması veya özel bir çıta yardımı ile sağlanabilir. Dolap ön kenarlarının duvar bağlantıları da yan bağlantılar gibi veya bunlara benzer konstrüksiyonlarla çözümlenebilir.
Sayfa-60


DUVAR DOLABI - BÖLME DOLAP
Bu tip dolaplar duvarın bir bölümünü değil, bütününü kaplar. Döşemeden tavana kadar dolabın oluşturduğu bütün boşluklardan yararlanılır. Oturduğu yüzeye göre oldukça büyük bir faydalı hacim sağlarlar. Bunlar çok eşya alırlar: İki duvar arasındaki boşluğu doldurduklarından yanlarında gereksiz boşluklar, ölü köşeler ve toz toplanan bölgeler bulunmaz. Bunlar düz bir duvarın önüne yapılabilir. Duvardakj bir girintiye (niş) göre ölçülendirilebilir veya taşıyıcı olmayan bir duvarın yerine yapılabilir. İlk tipe duvar dolabı, son tipe bölme - dolap, dolap - duvar adı verilir.
-Duvar dolabı ve kapı bileşimleri:Kapılar farklı görüntü verecek biçimde yapılmıştır.
BÜYÜK, DOLAPLARIN YAPIM YÖNTEMLERİ
Taşımayı kolaylaştırmak ve montajı sadeleştirmek için duvar dolapları ayrı elemanlar halinde üretilmeleri, tamamlanmaları gerekir. Bu tip dolaplarda uygulama alanı bulan yapım sistemleri Resimde gösterilmiştir.

Dolap Duvar İlişkisi ve Bağlantı Özellikleri:
Duvarlarda, nemli bölgeler oluşmasını ve. ‘köşelerde nem yoğunlaşmasını önlemek için gerekli önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden biri de duvar dolaplarının arkalarının veya yanlarının doğrudan doğruya çakışmamasıdır. Do laplarla duvar arasında en az 25 mm hava boşluğu bırakılmalıdır. Yapının dış duvarları soğuk olur ve havadaki nem çoğunlukla buralarda yoğunlaşır.

Dolap Üst Kenarı İle Tavan ilişkisi:
Dolap üst örtme parçasının görevi, dolap üstü ile tavan arasındaki boşluğu örtmektir. Bu zorunluluğun yararlı olması, üst örtü parçasında da yeterli havalandırma deliklerinin açılmasına bağlıdır.

Dolap Alt Kenarı İle Yer ilişkisi (Baza – Ayak):
Gömme dolaplar ve büyük salon dolapları baza - ayak üzerine oturtul malıdır. Dolaptan ayrı yapılan baza (kasa) ayak, önce dolabın yerine konul malı ve kamalarla beslenerek tam yatay konuma getirilmelidir.

ALÇIPAN
Alçıpan, ortası alçı, iki yüzü karton kaplı, seri olarak, standart veya özel boyutlarda ve belli normlarda üretilen düzgün yüzeyli plakalardır. Alçıpan, dış duvarları bitmiş binaların içinde, yerden duvara kadar her alanda kullanılabilmektedir. Alçıpan ile asma tavan, bölme duvar, kuru sıva ve kuru yer döşemesi uygulamaları yapılmaktadır.
Neden Alçıpan?
• Alçıpan' ın ph değeri insan vücuduyla aynıdır; bakteri üretmez.
• Alçıpan yangına dayanıklıdır. Tek kaplama yapılarak oluşturulan 7.5cm genişliğindeki en basit Alçıpan duvar, yangına 30dk. dayanıklıdır.
• Alçıpan esnektir. Deprem sarsıntılarında esneyebilen yapısı sayesinde patlamaz ve yıkılmaz.
• Alçıpan hafiftir, 1m boyaya hazır Alçıpan bölme duvar tuğla duvardan 9 kat daha hafiftir. Bu depremden daha az etkilenmesi anlamına gelmektedir.
• Alçıpan mükemmel ses ve ısı yalıtımı sağlar, istediğiniz yalıtım değerlerini söyleyin, size en uygun Knauf Alçıpan Sistemi'ni önerelim!
• Alçıpan ile eviniz nefes alır. Alçıpan içerisinde bulunan su moleküllerini bulunduğu ortamın nemi azaldığında ortama geri verir, ortamdaki nem fazlalaştığında kendi bünyesine hapseder, kısacası ortamın nemini dengeler.
• Alçıpan Bölme Duvarlar yer kaybına yol açmaz; minimum 7.5 cm duvar kalınlığı ile düzgün bir duvar elde edersiniz.
• Alçıpan ile oluşturduğunuz bir duvarı istediğiniz zaman kolaylıkla demonte edebilir, böylece mekanınızı genişletebilir veya küçültebilirsiniz.
• Hızlı ve kolay montaj sayesinde işçilikten ve zamandan tasarruf edersiniz.
Alçıpan’ ın Dünyadaki Kullanımı

İyi bir yapı, depreme ve yangına dayanıklı, ses ve ısı yalıtımı kurallarına uygun olarak yapılmış, işlevsellikle konforu uyum içinde bağdaştıran, içinde huzurlu ve güvenle yaşayabileceğimiz bir mekandır. Gelişmiş ülkelerdeki çağdaş konutların yapılanmasına bakıldığında hafif çelik ve ahşap konstrüksiyonlu yapılanmaya gidildiği gözlenmektedir. Betonarme kolonlar, kirişler, tünel kalıp, hafif çelik ve ahşap konstrüksiyonlu yapı sistemine en uygun iç kaplama malzemesi Alçıpan' dır. Alçıpan, iskeleti sağlam ve doğru inşa edilen binalara esneklik ve hafiflik getirir.
Sayfa-65

Dünyada alçıpan tüketimine bakıldığında;
• Japonya'da kişi başına düşen Alçıpan kullanımı: 4.5 m
• A.B.D.' de kişi başına düşen Alçıpan kullanımı: 10.2 m
• İsveç'te kişi başına düşen Alçıpan kullanımı: 6 m
• Diğer AB üyesi ülkelerde 1 - 2 m dir.
Türkiye gibi % 92si deprem kuşağında olan bir ülkede ise ne yazık ki Alçıpan kullanımı kişi başına yaklaşık 0.3 m düzeyindedir. Gelişmiş ülkelerde çağdaş yapılanma deyince ilk akla gelen malzemelerden biri olan Alçıpan Türkiye'de gerçek pazarına henüz ulaşamamıştır. Bugüne kadar büyük prestijli binalarda, ticari ve sanayi yapılarda kullanılan Alçıpan, konutlarımıza yeni yeni girebilmiştir.

Alçıpan Üretimi:
Alçıpan üretmek amacıyla kalsine edilen alçı taşı ( baz alçı ), üretilmek istenen Alçıpan cinsine göre gereken miktarda miksere gönderilir. Bu işlemle eş zamanlı olarak gerekli kimyasallar da sisteme verilir. Mikserde suyla karışan ve gevşek bir harç haline gelen alçı karışımı, yürümekte olan bandın üstüne serilmiş kartonun üzerine püskürtülür. ( Üzerine harç püskürtülen karton açık renkte olup üzerine işlem yapılan bilen yüzdür.) Aynı anda üstten gelen kartonla formasyon presinin altına giren Alçıpan, pahlı ve ya pahsız olarak şekillendirilir.

Bandın üzerinde hareket halinde olan Alçıpan belli bir noktada donmaya başlar. Üzerine cinsi, üretim tarihi gibi gerekli bilgiler yazıldıktan sonra makasta istenilen boyda kesilir.

İşlem yapılan yüzün rulolarda zedelenmemesi için ters yüz edilir ve yürüyen bantlar vasıtasıyla fırına gönderilir.
Bant üzerinde donan Alçıpan'ın içindeki su ve alçının reaksiyonu tamamlanmıştır. Fırında ise fazla miktarda bulunan su buharlaştırılır. Fırından çıkan Alçıpan'ın kenarları tıraşlandıktan sonra üretim cinsine göre belirlenen adette istiflenir. Aşağıda belirtilen şekilde paketlendikten sonra satışa hazır hale gelir.
Taşınması
Alçıpan, elde taşınırken uzun kenarı yere paralel olarak, her iki ucundan tutularak taşınmalıdır.
İstiflenmesi
Deformasyonu önlemek için Alçıpan'lar ahşap ve ya Alçıpan'dan kesilmiş takozlar üzerinde yatay olarak istiflenmeli, takoz ölçüleri aynı, aralıkları ise 50 cm' yi geçmemelidir.




Depolanması
Alçıpan, kapalı ve kuru bir yerde depolanmalıdır. Açık alanda depolama zorunluluğu varsa, tabandan yükseltilmiş ve yerle ilişkisinin kesilmiş, üzerinin iyice örtülmüş olması gereklidir.
Depolama sırasında ıslanmış Alçıpan ile iyi çalışılmaz. Islanmış Alçıpan' ları yeniden kullanabilmek kuru ve iyi havalandırılan bir ortamda tamamen kurumasını bekleyerek mümkündür. Islanmış Alçıpan' ların, normal ve yangına dayanıklı çeşitleri 70 saat, suya dayanıklı çeşidi 15 saat sonra yeniden kullanılabilir.
Paketlenmesi
12.5 mm kalınlıkta 3 m boya kadar 50 adet ( 1 palet )
12.5 mm kalınlıkta 3 m' den daha büyük boylarda 30 adet ( 1 palet )
9.5 mm kalınlıkta 3 m boya kadar 60 adet ( 1 palet )
9.5 mm kalınlıkta 3 m' den daha büyük boylarda 30 adet ( 1 palet )
Herform Alçıpan 6 mm kalınlıkta 60 adet ( 1 palet )
Herkül Alçıpan 18 mm kalınlıkta 30 adet ( 1 palet )
Akustik Alçıpan ve Karolam Alçıpan 9.5 mm kalınlıkta 10 adet ( 1 palet )
Alçıpanlar kapalı alanda bulunduğunda üst üste 6 palet istiflenebilmekte, açık alanda ya da zeminin düz olmadığı yerlerde ise bu sayı 5'e düşmektedir.
Alçıpanlar açık alanda ise üzerine önce naylon daha sonra da branda örtülmeli arada hava boşluğu bırakılmak koşuluyla korunmalıdır.

Kesilmesi
Üretim sırasında Alçıpan yazısı basılan yüz,arka yüzdür. Alçıpan' ların ön yüzündeki karton maket bıçağı ile kesilir. Bıçak kartonu tamamen kesip alçı yüzeye temas etmelidir.
Kesme işlemi hassas ölçü ile yapılıyorsa tahta marangoz metresi kılavuz olarak kullanılır.
Kesim yapılan yüzeyin üstte olması kaydıyla Alçıpan kesim yerinden el darbesiyle kırılır.
Alçıpan ters çevrilerek arka karton bağlantısı maket bıçağı ile kesilir. Kesilecek parçalar köşeli ve şekilli ise, köşeli ve ya şekilli kesimleri işaretleme işleminden sonra ince dişli testere ile yapmanız gerekmektedir. Bu durumda maket bıçağı kullanımı pratik olmayabilir.
Buat delikleri elektrikli delik testeresiyle ve ya bir matkaba takılmış hazır buat testereleri ile yapılabilmektedir.
KARTONPİYER
Hızlı kuruyan alçı ve üstübeç karışımıyla, değişik kalıplara dökülmek suretiyle hazırlanırlar. Tavan ve duvar köşeleri, korniş gizlemelerinde kullanılırlar.
Model seçimini yaparken mekanda kullanılan mobilya sitilleri dikkate alınarak yapılmalıdır.
AYDINLATMA
Bir ışık kaynağından yayılan görülebilen ışınsal enerji ışık akışı olarak adlandırılır ve lümen (1m) olarak ölçülür. Işık akısı bir yüzeye çarparsa, bu yüzey üzerinde belirli bir aydınlık düzeyi meydana getirir, bunun da birimi lükstür.
Parıltı (L), ışık yayan bir yüzeyin, aydınlık ölçüsüdür, burada yüzeyin kendisinin ışık gönderip (Birincil yayıcı) göndermediği veya sadece yansıttığı önemli değildir. (İkincil yayıcılar, aydınlık yüzeyler: Duvarlar, döşeme, tavan).
Bir mekanın ortalama aydınlık düzeyi genel aydınlatmada döşemeden üst kotundan 0.85 m yükseklikte (masa yüksekliği) bir düzlemde, çalışma tezgahında ise tezgah üzerinde, ölçülür. Mekan, yapılan işlere göre farklı aydınlatılmalıdır.
Yeni yapılan tesislerde, hiç bir çalışma masasında aydınlık düzeyinin, anma aydınlık düzeyinin % 80 inden daha az olmaması lazımdır.
Aşağıdaki durumlarda aydınlık düzeyi bir basamak yükseltilmelidir:
a) Çalışılan cismin yansıtma derecesi, rengi ve kontrasından dolayı şartlar özellikle ağırsa;
b) Çalışma mekanı penceresiz veya yeterince gün ışığı almıyorsa;
c) Eğer mekanda çoğunlukla yaşlı kimseler çalışıyorsa, İçinde sürekli olarak insan bulunan mekanlarda anma aydınlık düzeyi 120 lüks. 1, 3 basamaklar, dolaşım alanları ve servis mekanları içindir.
Işık dağılımına göre 5 ana grup armatür vardır:
1.Doğrudan; 2. Çoğunlukla doğrudan; 3. Düzgün biçimli; 4. Çoğunlukla dolaylı; 5. Dolaylı
Ayrıca 5 alt grup vardır.
1. Kuvvetli yönlendirilmiş; 2. Işık dağılım eğrisi dar;
3. Işık dağılım eğrisi geniş; 4. Her yöne ışık yayan;
5. Yana ışık yayan.

İÇ MEKAN AYDINLATMASI PLANLAMASI için aşağıdaki veriler gereklidir:

1. Aydınlatılacak yapının ölçekli bir planı
2. Aydınlatılacak mekanların tanımı
3. Mekanların yükseklikleri belirtilmiş cepheleri
4. Tavan cinsi (ör.: düz tavan, kirişler, boru hatları)
5. Tavan, duvar ve perde renkleri
6. İçindeki makineler, masalar, dolaplar
7. Karışık makinelerde: makine çizim ve görme işlerinin tarifleri
8. Çalışma, oturma ve ayakta durma yerlerinin işaretlenmesi
9. Duvar cinsleri, (masif duvar, cam bölme, ayna)
10. Çalışma maddesinin rengi ve cinsi
11. Lambaların yeri ve tespit şekli
12. Aydınlatma cinsi (direk. endirek)
13. Mevcut aydınlatmanın cinsi ve değiştirme nedenleri
14. Arzu edilen anma aydınlık düzeyi
15. Lamba cinsi (floresan, akkor flamanlı, vs.)
16. Akım cinsi ve gerilimi (değişken akım 220V bs.)


Sayfa-69


Işık rengi: Genel aydınlatma için kullanılan ışık renkleri, birbirinden kesin olarak ayrılamayan üç grupta toplanır:
1-Gün ışığı beyazı (tw)
2-Nötr beyaz (nw)
3-Sıcak beyaz (ww)
Renk yansıtma: Renklerin ışık altında asıllarına uygun olarak görülmesi için aranan özel şartlar, renk yansıtma özelliği uygun olan ışık kaynaklarının seçilmesiyle yerine getirilir. Çalışma mekanlarında mümkünse genel aydınlatma yapmalı, diğer aydınlatma imkanları da sağlanmalıdır. Özel hallerde ve çok hassas işlerde, genel aydınlatma ile birleştirilmiş, çalışma yeri aydınlatması yapılmalıdır. Işık kaynağı veya masa ve çalışılan cisimden yansıyan ışınlar göz kamaştırmamalıdır.Çalışma yeri, veya çalışılan cismin üzerine rahatsız edici gölge düşmemesi için çalışma yeri aydınlatması veya çalışma yerine yönelik genel aydınlatma mümkünse soldan yapılmalıdır. Işık ne kadar yönlendirilmiş olursa gölgeler de o oranda sert olur.
Dolaylı (Endirekt) aydınlatma gölge yapmaz onun için cisimlerin plastik algılanması zorlaşır. Yönlendirilmiş ışık arzu edilir. Temsil özelliği olan mekanlar için dolaylı (gömme) aydınlatma yapılabilir (işletme masrafları fazladır). Gömme ışığın kenar siperini lambalar görünmeyecek kadar yükseğe çıkarmalıdır. Gömme ışık kenarından tavana olan mesafe = 1/ 8 mekan genişliği. Birleşme yerlerinde karanlık lekelere meydan vermemek için lambalar bindirmeli düzenlenmelidir. Bir ışık ne kadar dolaylı ise, duvar ve tavanın yansıtma etkisi de o kadar büyüktür.
Büro mekanlarında, amaca uygun olarak ışıklar ve ışık bantları, gece ve gündüz aynı ışık düşüşü elde etmek için, pencere kenarına yakın düzenlenmişlerdir. Derin mekanlarda mekanın 2 / 3 derinliğinde, bir ışık bandı gerekir.
Akkor telli lambalarda elektrik ileten telin akkor haline gelinceye kadar ısıtılmasıyla ışık elde edilir (Wolframda yapılmış spiral tellerde sıcaklık 2500—3000°C çıkar). 15-200 W arası ana dizi lambaları, şeffaf yapıldıkları gibi içleri mat olarak da yapılırlar . Flüoresan lambalar = Boşaltmalı lambalar, çubuk yuvarlak ve U.Biçimli yapılırlar. Işık verimleri akkor telli lambalardan 3-5 kat daha fazladır. Ömürleri akkor telli lambalardan 3-7 kat daha fazladır




CAM VE TAKILMASI

Cam silisli kumun potas ve soda ile karıştırılıp yüksek derecedeki sıcaklıkta erimesi ile elde edilir. Camı teşkil eden maddeler esas ve yardımcı olmak üzere iki gruba ayrılır.
Esas maddeler :
a) Camlaştırıcı özelliği olan maddeler : Silis, boraks.
b) Sabitleştirici özelliği olan maddeler : Kireç, magnezyum, oksit, baryum oksit.
c) Eritici (ergitici) özelliği olan maddeler : Soda, pota.
Yardımcı maddeler :
a) Oksidan ve karıştırıcı özelliği olan maddeler : Nitratlar, sülfatlar v.s.
b) Matlaştırıcı özelliği olan maddeler : Fosfatlar, sülüorlar v.s.
c) Renk verici özelliği olan maddeler : Demir oksit, kobalt oksit, krom oksit v.s.
d) Renk giderici özelliği olan maddeler : Selenyum, selenitler, kobalt oksit, mangan oksit, seriyum oksit v.s.
Çeşitli camların birleşimlerine giren asıl maddelerin %. . . . . . . . . . . leri :

Cam çeşitleri :
Düz saydam camlar : Türk Standartlarına uygun olacaktır.
1. İnce cam (Normal adi cam) 2 m/m.’dir. 6 kg/m²
2. Orta cam (Yarım dubye cam) 3 m/m’dir. 7.5 kg/m²
3. Kalın cam (Dubye cam) 4 m/m’dir. 9 kg/m²
4. Çok kalın cam (Kalın cam) 5 ila 8 m/m’dir.
Renkli camlar 2 m /m.'dir.
1. Yarı saydam camlar
2. Buzlu camlar 2 - 3 m /m.
3. Opal cam 2 - 3 m /m.
4. Arnova cam 3 - 4 m /m.
5. Striye cam 3 - 4 m /m.
Hususi camlar :
1. Katedral 3 - 5 m /m.
2. Kristal ve simili 7-10 m /m. (Kristal izafi sikleti 2.6-3)
3. Flüorit (Işık aksettirmeyen cam)
4. Telli cam 5-8 m /m.
5. Emniyet camı 5-7 m /m.
6. İçerisini göstermeyen cam.
7. Kırılmaz cam 7-10 m/m.
8. Isıya dayanıklı cam.
9. Köpük cam.
10. Kesme cam.
11. Blok inşaat camları.
12. Aynalar.
13. Termopan cam (Isı geçirgenliği az olan cam.)
Renkli Camlar :
Bileşim bakımından soda-kireç ve silis ihtiva eden camlardır. Harmanına bazı metal veya metal oksit katılarak istenilen renk elde edilir.
Yarı Saydam Camlar :
Buzlu Camlar : Gayet ince kum basınçla cam yüzeyine püskürtülür. Bu suretle yüzey donuklaştırılır.
Opal Camlar : Bileşime flüor veya fosfat v.s. katılarak opal denilen cam elde edilir.

Sayfa-74



Arnova Camları : Bileşim bakımından adi camlar gibidir. Kalıplar içerisine dökülerek bir tarafı pürtüklü, girintili çıkıntılı olarak şekillendirilmiş ve bu şekli de yarı saydamlaştırılmıştır.
Striye Camlar : Arnova camların aynı olup; şekiller sık çizgi halindedir. Kalıpla yapılır, yarı saydamdır.

Hususi Camların Özellikleri :
a-Katedral Camlar : Genellikle renkli, desenli, girintili, çıkıntılı şekilli olup, adi camlar gibidir. Küçük parçalarla; kurşun, alçı madenî çerçeve içersinde istenilen tekillerin meydana gelmesi temin edilir.
b- Kristal Camlar : Bileşiminde kurşun bulunan camlardır. Kapalı potalarda eritilerek elde edilir; renksiz ve tam saydamdır. 7 ilâ 10 m /m. kalınlığındadır. Pürüzsüz, kubbesiz ve lekesizdir. Vurulduğu zaman uzun müddet devam eden tanınan bir ses verir.
c- Flüorit Camlar : Bu camların yüzeyinde flüorit bulunur; bu madde hava boşluğu husule getirmek suretiyle ışığın yanmasını önler. Bu camlara ışık aksettirmeyen ve görünmez cam da denir.
d-Telli Camlar : Ergimiş cam düz bir yüzeye dökülür., bir merdaneyle düzeltilir, bundan sonra sıcak bir merdane gezdirilir, bu merdane üzerinde tel vardır, bu teli camın üzerine bırakır. Başka bir merdane bu teli alttaki camın içerisine bastırır, tekrar merdaneyle cam levhanın üzeri düzeltilir. Kalınlığı 5 ile 8 m/m. dir.
Emniyetli Camlar :
İki adi cam levha arasına plastik bir madde yerleştirilir. Bütünü yüksek basınca tabi tutularak bir tele parça haline getirilir. Plâstik madde olarak eskiden selüloz nitrat veya selüloz asetat kullanılırdı. Bugün vinle denilen plastik bir madde kullanılmaktadır. 5-7 m /m.'dir.
İçerisini Göstermeyen Camlar :
Bu camlar da adi renkli camlar gibidir. Yüzü gümüş tabaka ile kaplanmış olduğundan, içeriden dışarısı görülürse, dışarıdan içerisi görülmez. Hastahane, çocuk bakım evlerinde ve gözlük camlarında kullanılır.
Kırılmaz Camlar :
Türlü bileşimlerde, soda - kireç - silis veya bora silikattan meydana gelir. Şekillendirildikten sonra her tarafına aynı dereceden hareket verilmek suretiyle tercihen elektrikle ısıtılan bir fırın içerisine konur, burada yumuşama hararetine yakın bir sıcaklıda kadar ısıtılır, fırından çıkar çıkmaz çabucak soğutulur.
Hararete Dayanıklı Camlar :
Genel olarak boru silikat ile yapılan camlardır. Basınç ile yapılır. Bilhassa laboratuvar ve mutfak eşyaları yapılır.
Köpük Camlar :
Toz cama karbon katılarak eritilir. Elde mantar kadar hafif, dayanıklı, su geçirmez edilen köpüklü siyah madde kalıplara dökülür geç ısınır, yanmaz döşeme plakları yapılır.
Kesme Camlar :
Bu söz çok kere kristal için kullanılırsa da, bizde daha ziyade üzerinde oyma süsler bulunan kalın ve adi camdan yapılmış eşyaya verilen isimdir. Bir çok tekil ve usullerle işlenir.
Blok İnşaat Camları :
Adi camlar gibidir. Yarı saydamdır. İki ayrı parçadan baskı usulü ile yapılır. İki ayrı parçadan yüksek hareket tesiriyle birleştirilir. Bunların içinde kısmen bir hava boşluğu bulunduğu için, bu çeşit camlar aynı zamanda iyi bir yalıtkan vazifesi de görür. Bu camlardan marsilya tipi kiremit de yapılır. Çatlak, yesari, kabarık, girinti çıkıntı olmayacaktır.
Aynalar :
İnce olanları adi camdan, kalınları ise kristal camdan imal edilir. Pürüzsüz, lekesiz, boşluksuz olmalıdır. Eskiden arkasına sürülen sır maddesi bir cıva kalay bileşimidir. Bugün ise çökeltilmiş ince gümüş tabakası sürülür. Bu gümüş tabakası üzerine de örtü tabakası olarak vernik sürülür.
Cam Macunu :
Bezir ve üstübeçten imal edilmiş olacaktır. Mütecanis olacak, çekme esnasında sathı parlak kalacak, pürüzsüz, yavaş sertleşen, demir, ahşap, cama iyi yapışan, hararete, rutubete, ısı farklarına tahammül eden cinsten olarak çok sert olup çatlamayacak, yumuşak olup atmayacak, su geçirmeyecektir.
Cam Takılması :
Camlar yüzlerine ancak ahşap veya demir aksama sülyen ve birinci kat boya sürüldükten sonra takılacaktır.
Aynı çerçeveye veya mahalle aynı fabrika malı cam takılacaktır. Ahşap çerçeveler camlar, 20 cm. aralıkla küçük başlı cam çivisi ve macun veya ahşap çıtalarla tespit edilecektir.
Madeni aksama ise; evvela bir son macun çekilerek camlar bunun üzerine oturtulacaktır. Camın demir kısma temas eden her yerinde macun bulunacaktır. Sonra macun veyahut madeni çubuk veya profillerle tespit edilecektir.
Çerçevesiz camlar, özel madeni tertibatlarla sürme veya kanatlı olarak yapılabilirler.Bunlar hiç bir zaman 10 mm.'den ince olmayacaktır. Camlar, tafsilat resimlerinde gösterilen ebattaki pencere, çerçeve, camekân, kapı ve sair ahşap veya madeni konstrüksiyona lüzumlu boşluk bırakılarak, (çerçeve ile cam arasındaki boşluk hiçbir yerde 3 mm.'yi geçmeyecek şekilde) tam olarak çerçeveye

Sayfa-75



intikal edecek şekilde kesilmiş ve yerlerine oturtulmuş olacaktır. Hiç bir yerde ve şekilde ekli cam kullanılmayacaktır.Serlerde ve buna benzer yerlere takılacak camlar; şeriyet dolayısiyle içeriye su sızdırmaması için camların birbirine bindiği yerlerde, alttaki camın üzerine cam, en az 5 cm.lik bir bindirme ile oturtulacak ve iki cam arasında en az 3mm.lik bir boşluk bırakılacaktır.
Camlı kapılarda, camekanlarda camlar, vida ve çıtalarla tespit edilecektir.Camlar takıldıktan sonra, hiç bir yerde cam artıkları, kırıkları bırakılmayacaktır. Macun sürülerek 45 derece teşkil edecek şekilde, çerçeve iç dışından fazla yükseklikte olmayacak; çiviler macun altında kalacak ve gözükmeyecektir.
Macun her tarafta aynı kalınlıkta ve muntazam sürülmüş olacaktır, köşelerde iyice iltisak edecektir.
(Lüksfer) İnşaat Blok Camları :
Döşemelerde :
Açıklığa göre hesap edilmiş profil demirleri veya sair konstrüksiyon ile lüksfer ebadında hazırlanmış çerçeveler içersine çimento ve ince kum ile yapılmış bir harçla veya asfalt ile bu bloklar oturtulacaktır.
Yüzeyleri gayet düzgün olacak; hiçbir yerde taşkınlık, girinti göstermeyecektir.
Çerçeve ile cam bloklar arası çimento şerbeti veya asfalt ile su sızdırmayacak şekilde doldurulacaktır.
Duvarlarda :
10 cm. ebadında olan dişli cam bloklarla ışık geçirmek amacı ile yekpare cam duvar için inşa edilen duvarlarda cam blok aralarına 8 lik yuvarlak demirlerden iki adet konduktan sonra, 350 kg. dozlu beton dökülmek suretiyle örtülecektir.
Cam blokların 2 cm. likleriyle döşeme duvar yapılması icap ettiğinde, döşemelerde olduğu gibi madeni veya beton çerçeve içersine yerleştirilmektedir.
Tuğla ebadında ve şekilde olan cam bloklar ise, tuğla şartnamesine uygun şekilde örülecektir.

CAM SÜSLEME SANATI; VİTRAY...
Önceleri hep büyük mimari yapılarda rastlardık bu süsleme sanatına. Çok özel ve o büyük yapılara dair bir şeydi sanki, onlara özeldi. Camilerin pencerelerindeki o rengarenk camlardı bize göz kırpan, baktıran. Veya önemli bir mekanın paravanıydı, tablosuydu, aynasıydı...
CAM SÜSLEME (ViTRAY) SANATININ GELiŞIMi :
Cam süsleme sanatı, çok eski zamanlardan beri bilinmektedir. Antik Çağ'a kadar bu sanat kullanılıyordu. Cam süsleme sanatı aslen Doğu Akdeniz'den gelmektedir. O zamanlarda da cam üretimi yapılıyordu. Kalın ve küçük boyuttaki camlar, mermerler, bronzlar ve küçük cam parçaları ile birlikte bu sanat ortaya çıktı. En eski boyalı vitray örnekleri 9. ve 10.yy'da bulunmuştur. Daha sonra vitray gotik mimarlığının yayılmasına koşut bir gelişme göstermiştir.
1260 yıllarında yeni bir dönem başladı. Bu tarihte vitray çok canlı ancak ışığı daha az geçiren renklerden yapılıyordu. Osmanlı Devleti de yapılarında Cam süsleme sanatını kullanmıştır. Cami, konak, saray, türbelerde vs. Rastlamak mümkündür. Özellikle bu yapıların tepelerinde görülen camlarda birleştirici madde olarak alçı kullanılmıştır. Topkapı Sarayı, Şehzade Türbesi, Süleymaniye Camii, Yeni Cami bunlara örnek olarak gösterilebilir.
Günümüzde vitray giderek önem kazanmış, özellikle iç mimarlıkta daha çok kullanılmaya başlanmıştır.
CAM SÜSLEME (ViTRAY) TEKNiKLERi
Cam süsleme sanatında uygulanan 5 teknik var:
Mozaik vitray: Mozaik vitrayın yapımı için gerekli olan malzemeler; beyaz cam materyalleri,
transparan cam vitray boyası, siyah cam vitray boyası, fırça, siyah kontur, 40*30* mat cam
40x30 ebatlarında olan camın mat tarafına siyah konturla eskiz çizilir, çizilen eskizin içi fırça
yardımı ile transparan cam vitray boyası ile boyanır. Boyanan bölgelere camlar serpiştirilir ve
kurumaya bırakılır. Kuruduktan sonra eskiz siyah cam vitray boyasıyla boyanır. Bir süre daha
kuruduktan sonra çerçeve yapılır.
Macunlu vitray: Macunlu vitrayın yapımı için gerekli olan malzemeler; yapılacak yerin ebadı
kadar cam alınır, selülozik vernik, selülozik tiner, renkli camlar, elmas, macun, ispirtolu kalem, pense
ve silikon
Öncelikle eskiz çizilir ve renklendirilir. Eskiz camın altına yerleştirilir. Rengine göre cam alınır,
eskizin üzerinde çizilir, sonra elmas yardımı ile cam çizilen yerden kesilir. Fazla parçalar pense ile
Sayfa-76


alınır ve kesilen cam yerine koyulur. Bütün parçalar bu şekilde kesildikten sonra renkli camlar
selülozik vernikle camdaki yerlerine yapıştırılır. Bu işlem de bittikten sonra camların araları macun
ile doldurulur. Macun kuruduktan sonra selülozik tinerle silinir. Biten cam yapılan yere silikonla
yapıştırılır. Renkli camlar bu iki camın arasında kalır.
Kurşunlu vitray: Kurşunlu vitrayın yapımı için gerekli olan malzemeler; renkli camlar, elmas,
ispirtolu kalem, pense, havya, kurşun, pamuk, lehim, selülozik tiner
Öncelikle eskiz çizilir ve renklendirilir. Çizilen eskiz masa üstünde
sabitleştirilir, bir köşesi iki kurşunla havya yardımı ile lehim yapılır.
Rengine göre camlar alınır, eskizin üzerinde çizilir, sonra elmas yardımı
ile cam çizilen yerden 1,5 mm dıştan kesilir. Fazla parçalar pense ile
alınır ve cam kurşuna yerleştirilir. Açıkta kalan kısmı da kurşunla
birleştirilip lehim yapılır. Lehim yapılan yer pamuk yardımıyla silinir.
Işlem bu şekilde devam eder. Biten cam selülozik tinerle silinir ve yapılan
yere yapıştırılır.
Boyalı vitray: Boyalı vitray için gerekli olan malzemeler; cam vitray boyaları, fırça, kontür
Eskiz çizilir ve renklendirilir. Eskiz camın altına yerleştirilir ve kontür ile çizilir. Daha sonra
oluşturulan renkler boyanır ve işlem biter.
Boyalı vitrayın başka bir tekniği de var. Yukarıdaki malzemeler aynen kullanılıyor. Ancak cam
vitray boyası yerine fuxy cam vitray boyası ve leitz (şeffaf dosya)...
Eskiz çizilir ve renklendirilir. Çizilen eskizin üzerine leitz yerleştirilir. Kontürle eskiz üzerinden geçilir.
Kuruduktan sonra fuxy boya ile renklendirilir. 4-5 saat kuruduktan sonra eskiz leitz üzerinden
çıkartılır. istenilen yere yapıştırılır.
Tifani: Tifani'nin yapımı için gerekli olan malzemeler; renkli camlar, elmas, ispirtolu kalem, pense,
havya, bakır folyo, lehim
Eskiz çizilir ve renklendirilir. Çizilen eskiz sabitleştirilir. Rengine göre camlar alınır, eskizin üzerinde
çizilir, sonra elmas yardımıyla cam çizilen yerden kesilir. Fazla parçalar pense ile alınır. Camın
kenarları bakır folyo ile kaplanır. Bütün parçalar bittikten sonra camlar birbirine havya yardımıyla
lehimlenir. Biten cam yapılan yere yapıştırılır.


RENK
Renk nedir?
Renk göz ile anlaşılan ışık tesiridir. Işığın eşya üzerine çarpması ile yansıyan ışınlardan gözümüzde meydana gelen duyumların her birine renk denir.
Ana Renkler ve Ara Renkler nelerdir?
Karışım yoluyla elde edilemeyen saf renklere ana renkler denir. Kırmızı, mavi, sarı ana renklerdir. Bu renklerin birbirleri ile karışımlarından oluşan renklere de ara renkler denir. Mor, turuncu, yeşil de ara renklerdir.


Sayfa-78

Ara Renkler nasıl elde edilir?
Ana renklerin birbiriyle karıştırılması sonucu elde edilen renklerdir. Kırmızı ile mavinin karışımından mor, kırmızı ile sarının karışımından turuncu, sarı ile mavinin karışımından yeşil elde edilir.
Kontrast renk nedir?

Renkt çemberinde karşılıklı olarak yer alan renklere kontrast renkler denir. Buk renkler aynı zamanda birbirinin tamamlayıcısıdır. Kırmızı ile yeşil, Sari ile mor, turuncu ile mavi kontrast renklerdir.
Ton kontrastı nedir?
Ton kontrastı, rengin beyaz ile karıştırılmasından elde edilen açıklığı ve siyah karıştırılmasından elde edilen koyuluğu ile oluşur.
Sıcak Soğuk renkler nelerdir?
Sıcak renkler (kırmızı, turuncu, sarı) dalga boyalarının kısalıkları ve titreşim sayılarının yüksek olması nedeniyle çabuk görülen, dinamik, canlı renklerdir. Soğuk renkler ise (yeşil, mavi, mor) daha sakin, durgun, geride duran renklerdir. En sıcak renk turuncu, en soğuk renk ise mavidir.
Pigment nedir?
Boyaya renk veren; boyanın opaklık, dayanıklılık gibi temel özelliklerini geliştiren inorganik veya organik tozlardır.
MEFRUŞAT (PERDE)
Çeşitleri:
1. Stor perde
2. Dikey perde
3. Jaluzi
4. Ahşap perdeler
5. Kumaş ve tül perdeler
6. Sun-Screen (Güneş kırıcı)
Sayfa-79
7. Sineklik
8. Kış bahçesi perdesi
9. Sahne perdesi
10. Projeksiyon- Ev sineması perdesi
11. Gemi- Yat perdesi
12. Motorlu Uzaktan Kumandalı Perdeler
ŞÖMİNELER
ŞÖMİNENİN YAPIDAKİ YERİ:
Ateş, insan hayatında bütün çağlar boyunca önemli bir yer tutmuştur. Bu tutku, modern yapılarda, ocaktan geliştirilen şömine ile karşılanmak istenir. Şöminenin konumu, aileye ve misafirlerine bir ateş çevresinde toplanma olanağı vermelidir. Şömine çevresinde kanepe, sedir, koltuk, minder ve benzeri oturma eşyasının konulmasına yeterli alan bulunmalıdır. Şömine ve oturma grubu, geçiş yolu üzerinde olmamalıdır .
Şömineye yakın ve görüş açısı içindeki kapılar oturanların huzurunu kaçırır. Oda veya salonun içe doğru çıkıntılı duvarları şömine için uygun yerler değildir. Bu durumda oturma grubunun düzenlenmesi sorun çıkarabilir ve salonun diğer bölümleri ile uyum sağlamak güçleşir.


ŞÖMİNENİN TASARIMI VE KONSTRÜKSiYONU:
Bulunduğu duvar ile şöminenin büyüklüğü yüzey ve hacim yönünden uyumlu olmalıdır. Biçimlendirme, kaplama gereçleri, renkler ile salon duvarı, parke, halı ve mobilyalar birlikte düşünülmelidir.
Konutlardaki şöminelerin çevresi ateşe dayanıklı özel yapı gereçleri ile kaplanmalı ve yangına karşı önlemler alınmalıdır. Konutların yangına karşı duyarlı bölümlerinde şömine yapmak yanlıştır. Yere parke veya tahta gibi kolay yanabilen gereç kaplanmış odalarda, şöminenin önü, 50 cm. genişliğinde yanmaz bir gereçle korunmalıdır. Metal, taş veya mermer bir plaka bu amaçla kullanılabilir.

ŞÖMİNE YAPIMINDA KULLANILAN GEREÇLER:

Mimar veya içmimar tarafından tasarlanan şömine, oda veya salonun döşemesi yapılmadan bitirilmelidir. Şöminenin dış kaplaması da, parke, marley, halı ve benzeri, yer kaplamasından önce tamamlanmalıdır.
Şöminenin dış kaplaması, bulunduğu bölümün dekorasyonuna uygun bir gereçle kaplanır. Kaplama gereci aşağıda sıralanan gereçlerden biri olabilir:
— Parlatılmış, cilalanmış mermer, — Pres tuğlası,
— Parlatılmış veya doğal taş, — Delikli pres tuğlası,
— Düz veya dekoratif alçı, — Renkli çini,
— Düz veya dekoratif sıva, — Desenli fayans,
— Düz veya dövme demir levha, —Düz veya dövme bakır.
— Düz veya dövme pirinç,


ŞÖMİNENİN BÖLÜMLERİ:
1. Şömine Ağzı
2. Ocak
3. Ocak Boğazı ve Duman Kapağı
4. Duman Odası
VİTRİNLER
GENEL ÖZELLİKLERİ:
Vitrin; bir dükkanın, bir işyerinin sergileme bölümüdür. Satılan mal, üretilen hizmet, alıcının beğenisine vitrin aracılığı ile sunulur. Dükkan vitrinlerinin plan ve görünüş olarak tasarımında, dikkate alınması zorunlu olan noktalar vardır. Buluş çalışması yapılan vitrinde, aşağıda sayılan niteliklerin gerçekleştirilmesine çalışılmalıdır:

1 —Vitrin, dükkanın reklamını en iyi biçimde yapacak görünüm ve nitelikte olmalıdır.
2—Sergilenen eşyayı kolay, rahat ve güzel gösterebilmek için gerekli koşulları taşımalıdır.
3—Sokaktan veya pasajdan dükkana giriş özendirici, kolaylaştırıcı biçimde olmalıdır.
4 —Yeterli ve iyi bir biçimde aydınlatılmış olmalıdır.
5—Güneş, yağmur, rüzgar vb. doğal dış etkilere dayanıklı olmalıdır.
6 —Tozlanma ve buharlanma yapmamalıdır.
7—Vurma, kırma vb. mekanik etkilere ve gerekli hallerde soyguna dayanıklı olmalıdır.

MİMARİDE ELEKTRONİK SİSTEMLER (AKILLI MİMARİ)

Yaşam alanınızda aydınlatma, ısıtma/soğutma havalandırma, ses ve görüntü, elektrikli perde/panjur, bilgisayar ağı, telefon sistemi, banyo, mutfak, havuz kontrol cihazlarının tamamı birbirinden bağımsız kumandalarla çalışmaktadır.
Yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik entegre otomasyon paketi evinizin yönetiminde size özel sistem çözümleri getirir.
Gündelik elektronik eşyalarınızın otomasyonu dışında diğer aktivitelerinizi de düzenli kılmanızı sağlar. Evinizde perdeler/storların hava ve güneşin durumuna göre otomatik açılıp kapanması, armatürlerinizin ışık durumuna göre yanması ya da ayarlarının yapılması, ısıtma/soğutma sisteminizin termostat ayarı, güvenliğin otomatik aktif olması ve herhangi bir birimde meydana gelecek hatada gerekli kişilerin otomatik uyarılması... Üstelik siz hiç bir şey yapmadan.

İşte tüm evinizin otomasyonu.
Siz ofisinizde veya tatildeyken, sisteminiz belirlenmiş olan programa göre otomatik olarak gerekli üniteleri harekete geçirir.

Kumanda edilebilir tüm cihazların entegre otomasyona katılması birbirinden ayrı sistemlerle tek tek uğraşma sorununu ortadan kaldırır. Sonuçta kendinize ve ailenize daha çok zaman ayırabilirsiniz. Artık asla ışıklarınızı, ısıtma/soğutma sisteminizi, güvenliğinizi ve entegre etmiş olduğunuz diğer cihazları aklınıza takmayacaksınız.
Kontrol sisteminiz neyi ne zaman devreye sokacağını bilip evinizin her odasının otomasyonunu sağlar.
Akıllı binalarda klima santrallerinin çalışma saatleri de yine merkezi bilgisayar aracılığıyla denetleniyor. Örneğin binanın bir katında işe sabah 9:00'da başlanıyorsa, o kattaki klima saat 8:00'de çalışmaya başlıyor ve insanlar gelene kadar ortamın sıcaklığı istenilen düzeye getiriliyor. Akşam iş çıkış saatine ya da gece çalışma düzenine göre de her katın hatta her bölümün sıcaklığı istenilen düzeyde tutuluyor, insanların bulunmadığı saatlerde klimalar devre dışı bırakılarak enerjinin boşa harcanması önleniyor. Tabii bu arada ısıtma ya da soğutma yapılırken binada iyi bir havalandırma sağlanabilmesi için havalandırma kanallarında dolaşan havanın belirli oranlarda dışarıdan alınan taze havayla karıştırılması, bu karışımın ortamdan alınan toz, sigara dumanı, koku vb. kirleticilerden arındırılması için filtrelerden geçirilmesi, son aşamada da istenilen sıcaklığa getirilip katlara dağıtılması gerekiyor. Tüm bu işlemleri yaparken en yüksek konforu ve tasarrufu sunan, buna karşılık kontrol edilmesi, ayarlarının değiştirilmesi en kolay olan sistemler "akıllı sistemler" olarak adlandırılıyor.

Bir binanın "akıllı bina" olarak nitelendirilebilmesi için yalnızca "ısıtma, havalandırma, iklimlendirme" sisteminin akıllı olması yetmiyor. Kartlı geçiş sisteminin, yangın algılama ve alarm sisteminin, güvenlik sisteminin, aydınlatma sisteminin hatta asansörlerinin bile "akıllı" olması, ayrıca bu sistemlerin tümünün birbiriyle entegre edilerek tek merkezden kontrol edilebilmesi gerekiyor. Örneğin yangın algılama ve alarm sistemlerinin "adressiz", "adresli" ve "Akıllı dedektörlü" çeşitleri bulunuyor. Adressiz sistemler yalnızca binada yangın çıktığı alarmının verip bunun yerini bildirmezken adresli sistemler yangının başladığı noktayı güvenlik merkezindeki ekranda gösterebiliyor. Akıllı dedektörlü sistemlerde ise dedektörün kendisi yangın olduğuna karar verip, adresiyle birlikte çok kısa bir zaman dilimi içinde bunu merkezi bilgisayara bildirebiliyor. Bir binanın gerçekten akıllı olup olmadığı, başka bir deyişle tüm bu kontrol sistemlerinin birbirleriyle entegre olarak çalışıp çalışmadığı da işte bu noktada ortaya çıkıyor. Entegre kontrol sistemiyle donatılmış bir binada bir tehlike anında, örneğin yangın algılayıcılardan yangın sinyali alındığında olayın tam yeri güvenlik merkezine bildirilirken otomatik olarak yangın çıkan katta anonslar yapılabiliyor, kilitli yangın kapıları kendiliğinden açılabiliyor, asansörler kendiliğinden zemin kata inip içinde kimseyi hapsetmeden durabiliyor, ilgili kattaki elektrikli cihazların devre dışı kalması sağlanabiliyor; kısaca tehlike anı için belirlenen senaryolar, merkezi bilgisayar tarafından yerine getirilerek olası tehlikelerin en az zararla atlatılması sağlanıyor.

Akıllı bir binada klima, kartlı geçiş-güvenlik ve yangın sistemleri birbiriyle entegre edilebildiği gibi değişik firmalar tarafından geliştirilen; aydınlatmadan, ısıtmaya kadar birbirinden ayrı çalışan kontrol sistemlerinin birbirleriyle haberleşmesi de mümkün olabiliyor. "Echelon Bus" adı verilen ve tüm büyük üreticiler tarafından desteklenen bir protokol sayesinde değişik üreticilerin otomatik kontrol sistemleri ya da otomatik kontrol ürünleri birbirleriyle uyumlu olarak çalışabiliyor. "Açık sistem" adı verilen bu tür uygulamaların, önümüzdeki günlerde "Akıllı binaları" daha da "akılı" hale getireceğine hiç kuşku yok. Akıllı bir binayı oluşturan sistemlerin birbiriyle entegre edilebilmesi ve tek merkezden yönetilebilir bir bina otomasyon sisteminin oluşturulabilmesi günümüzde bina sahiplerine sanıldığı kadar büyük bir maliyet de getirmiyor. Klima sistemini, yangın sistemini, güvenlik ve kartlı geçiş sistemini, geliştirilen özel yazılımlarla, bir PC üstünde, Windows NT işletim sistemiyle yönetmek, istenen sayıda terminalden sistemin izlenmesini kontrol edilmesini sağlamak mümkün. Bu olanaklar sayesinde hem kullanıcıların kolayca yönetebilecekleri bina kontrol sistemleri kurulabiliyor, hem de bu sistemlerin sağladığı konfor ve enerji tasarrufu kurulan sistemin kısa sürede kendini amorti edebilmesini sağlıyor.

TÜRK EVLERİNDE DEKORASYON UNSURLARI

TÜRK EVİNDE PLAN TİPLERİ
Türk Evi esasta bir katlıdır. Değişik faktörlerle kat adedi birden fazla olsa bile esas kat daima tektir. Bu esas kat, birkaç katlı evlerde mutlaka en yukarıdaki kattır.
Kırsal kesimde, bahçe içinde ve serbest yerleşim alanlarında tek katlı, şehir içinde, dar ve sıkışık alanlarda ise iki ve üç katlıdır. Yaşama katı, hava, güneş ve manzaradan yararlanması için son katta düzenlenmekte, zemin kat ise daha çok giriş avlusu ( Hayat ) , iş evi ( Bağdamı ) , kiler ( Mahzen) , ambar, samanlık, ahır olarak değerlendirilmektedir.

Sayfa-84

Bir çok evlerde zemin kat ile esas kat arasında bir ara kat vardır ki kat merdiveninin ara sahanlığından ulaşılan bu oda bir asma kat şeklinde olup tüm bina alanını kaplamaz. Kat yüksekliği minimum ölçülerdedir. Isı yalıtımı bakımından yeterli düzey sağlandığından kışlık oda olarak kullanılır.
Geleneksel Türk evinde çeşitli plan tipleri uygulanmıştır. İklim koşulları, yöresel alışkanlık ve gelenekler, ekonomik koşullar ve yöresel mimarinin etkilediği bu tipler şu kategorilerde toplanabilir:

Sofasız Plan Tipleri
Dış Sofalı Plan Tipleri
İç Sofalı Plan Tipleri
Orta Sofalı Plan Tipleri

2.1.1 Sofasız Plan Tipleri: Türk Evinin en ilkel durumudur. Odaların birbirleri ile ilişkileri yoktur. Her odaya dışarıdan girilir. Bu türler genellikle bahçe kapısı ve bahçe duvarları ile korunan iç avlulu, ön bahçeli veya yan bahçeli evler için söz konusudur. Anadolu’nun orta, güney ve doğu bölgelerinde uygulanmıştır. Bu tipin ekonomik koşullarla da ilgili olduğu söylenebilir. Örneğin İstanbul’da bu tipe rastlanmamıştır.
Sofasız plan tipinin iki katlı olanları da vardır. Üst kata avludan bir merdivenle çıkılmaktadır.

2.1.2 Dış Sofalı Plan Tipleri: Türk evinin ikinci türüdür. Odalar arasındaki ilişkiler SOFA denilen bir ortak mekanla sağlanır. Anadolu’nun kırsal kesiminde, avlulu ve bahçeli evler için pek çok uygulama alanı bulmuştur. Sofa yılın büyük bir bölümünde oturma mekanı olarak kullanıldığından, doğa ile kucak kucağa yaşamak kırsal kesimi insanlarını adeta büyülemiştir. Ilıman veya sıcak iklimli yörelerden sofanın önü tamamen açık bırakılmış böylece ev halkı için bir serinleme imkanı yaratılmıştır. Kışın ise odalar ocaklarla ısıtıldığından odalarda barınılmıştır.

2.1.3 İç Sofalı Plan Tipleri: Geleneksel Türk evinin en yaygın olanıdır. Sofa odalar arasına alınarak halk arasında karnıyarık diye adlandırılan bir plan tipi ortaya çıkmıştır. Dış sofalı eve nazaran daha muhafazalı olması nedeniyle Anadolu ve Rumeli’nin her iklim kuşağında kullanılmıştır. Özellikle sıkışık yerleşmelerde, kasaba ve şehirlerde tercih edilmiştir. Dış sofalı evlere nazaran daha fazla odayı içermesi, daha ekonomik olması bu tercihin ana nedenleridir.
Bu türde sofa, ya güneşli, manzaralı yöne veya sokağa yönlendirilmiştir.
Merdivenin durumuna göre, sofanın bir veya her iki ucunda köşk, sekilik gibi isimlerle anılan özel mekanlar yer almıştır. Burada ya bir sedir bulunurdu veya biraz yükseltilerek hatta sofadan parmaklıklarla ayrılarak biçimlendirilmiş bir geniş oturma köşesi düzenlenirdi.
En eski tiplerde merdiven sofanın dışında bulunurdu. Daha sonraları sofanın içine alınmış fakat rast gele konumlandırılmıştır.

2.1.4 Orta Sofalı Plan Tipleri: Bu tip, diğerlerine nazaran daha geç uygulanmaya başlanmıştır. 18. ve 19. yüzyıllarda İstanbul’da saray, kasr, köşk gibi orta sofa çok değişik ve ilginç biçimler almış, böylece ev tasarımına zenginlik kazandırmıştır.

TÜRK EVİ PLANINDA ANA UNSURLAR

Sofalar: Sofa, odalar arası ortak bir mekandır. Türk evinin en karakteristik öğelerinden biridir. Bütün oda kapıları sofaya açılır.
Sofalar bir sirkülasyon alanı olmakla birlikte aynı zamanda bir oturma ve toplanma alanıdır da. Dolaşım dışında kalan bölümlerinde biçimsel değişime uğrayarak ilginç oturma köşeleri oluşmuştur.
Sofa değişik yörelerde sergah, sergi, sayvan, çardak, divanhane gibi isimler alırlar.
Sofanın tavanı profilli çıtalı tahta kaplamadır. 20. yüzyılın saray kasr ve köşklerinde ise son derecede zengin ahşap oyma işçilikler, çeşitli boyalarla yapılmış soyut süslemeler ve alçı tavanlar ağırlık kazanmıştır.

Odalar: Türk evinde oda, atalarının yaşadığı çadıra eşdeğerdir. Çadır nasıl tüm eylemleri karşılayan bir birim ise, oda da yaşamla ilgili bütün eylemleri yerine getiren bir bütündür.
Oda yaşamla ilgili,oturma, dinlenme, yemek hazırlama, yemek yeme, ısınma, yatma gibi tüm eylemleri karşılayabilecek donatıya sahiptir. Odalar genellikle kare veya kareye yakın dikdörtgen şeklindedir. Binanın arsaya oturuşu hangi şartlarda olursa olsun üst kat odalarda çıkmalarla oda iç mekanının düzgünleştirilmesi yoluna gidilmiştir.

TÜRK EVİ PLANINDA İKİNCİ DERECE UNSURLAR

Islak Hacimler ( Mutfak, Banyo, vb ): Geleneksel Türk evinde temiz ve pis su ile ilgili mutfak, hela, el yüz yıkama yeri, yıkanma yeri gibi hacimler tasarımda önemli birer sorun olmuşlardır. Çağdaş tesisat
Sayfa-85

malzemelerinin ( boru, vana, musluk ) ve şehir içme suyu şebekesinin bulunmadığı dönemlerde ıslak hacimlere su getirmek, özellikle üst katlara çıkarmak mümkün olamamıştır. Evin kendisine ait çeşmesi, kuyusu, sarnıcı varsa bu kaynaklardan taşıma suretiyle su kullanımı söz konusu olmuştur.

Merdivenler: Merdivenler dış sofalı eski tiplerde tamamen dışarıda ve sofaya paralel bir konumdadır. Tek kollu ve genelliklede sahanlıksızdırlar. Bu tipte merdiven sofa içine alındığında ise eğer ara kat varsa bir sahanlık yaparak o odaya giriş sağlarlar. Eğer ara kat yoksa merdivenler tek kolludur. Sofa içindeki yerleri de rasgeledir.

Ahır, Samanlık, Ambar: Bir çok evlerde Ahır, Samanlık ve Ambar ayrı bir yapı olarak inşa edilmişse de bir çoğunda evin zemin katında yer almışlardır. Özellikle köylerde ve kasabalarda yaşayan tarım uğraşan insanlar için büyük baş hayvanlar çok önemli olduğundan, onların bakımı, beslenmesi ve korunmasını sağlayan Ahır ve Samanlık evin ayrılmaz bir parçası olmuştur.

TÜRK EVİNE AİT KARAKTERİSTİKLER
Türk evi yapısı iklim koşulları ve doğa örtüsü ile ilişkilidir. 4.I.A. Kara ikliminin egemen olduğu bölgeler (Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu) Bu bölgelerde kerpiç, taş yığma yapılar bulunur. Ilıman ve yağışlı bölgeler (Rumeli, kuzey, batı, Güneybatı Anadolu) Bu bölgelerde de ahşap karkas yapılar çoğunlukta bulunur.
Kargir Yığma Yapılar: Kerpiç killi toprağın su ve samanla karıştırılıp yoğrularak ahşap kalıplara dökülmesi ve güneşte kurutulmasıyla elde edilen Türklere ait ilkel bir yapı malzemesidir. Ana ve yavru diye isimlendirilen büyük ve küçük boyları vardır. Çekme ve basınç mukavemetleri (drençleri) düşük olduğu için önemli binalarda kullanılmazlar. Kerpiç, ahşap karkas yapılarda üstün bir dolgu malzemesi olmuştur.
Ahşap Karkas Yapılar: Geleneksel Türk evinde bodrum yapılması adet değildir. Ancak ıslak mekanlar bölümünde görüldüğü üzere zemin katta pek çok yörede mahzen denilen kiler toprağa bir miktar gömülmüştür. Bunun dışında bu mekan sadece bir odadan ibarettir ve çoğunluklada eğer varsa ara kat bu mahzenin üstünde olur.

Çatılar: Eski Türk evinlerinde iki tip çatı olduğu görülmektedir.
Toprak Damlı Düz Çatılar
Alaturka Kiremit Örtülü Meyilli Ahşap Çatılar

1. Toprak Damlı Düz Çatılar: Toprak damlı çatılar çoğu yuvarlak kesitli kalın ahşap kirişler üzerine oturtulmuştur. Kiriş araları kısa parça kalaslarla örtülüp üzerine 30-40 cm killi toprak serilmiş ve sıkıştırılmıştır. Kil tabakası güneşli havalarda gevşeyip kabardığı için her yağmur başlangıcında dama çıkılarak (Loğ taşı) denilen bir el silindiri ile dam sıkıştırılarak su geçirmezliği sağlanır.

2. Alaturka Kiremit Örtülü Meyilli Ahşap Çatılar: Geleneksel Türk evinde binalar büyük çoğunlukla bu çatı biçiminde yapılmıştır.

Cephe: M.S 940 Yılında İslamiyet in Türkler tarafından kabul edilmesi ile yerleşik hayat daha da katılaştı İslam i yaşantı kadın erkek ayrımını getirdiği için evin içe dönüklüğü binanın biçimlenişini ve cephe düzenlenişini daha da etkiledi.
Daha sonraki yüzyıllarda cephe anlayışında bazı değişikler gözlendi. Bu dönemlerden kalma konut

Pencereler: Eski Türk evlerinde pencereler genellikle üst katlarda yoğunlaşmakta, zemin katlar ise sağır duvarlardan oluşmaktadır. Alt kat pencereleri demir veya ahşap korkuluklarla güvenlik altına alınmıştır. Birçoklarında ayrıca mahremiyeti sağlamak üzere düz veya dışarı doğru şişkin ahşap kafesler kullanılmıştır.
Pencereler tamamen ahşap olup yapımında geçme, kiniş ve ahşap pimler kullanılmıştır.
Yazlık evlerde ve konaklarda tepe pencereleri de vardır. Kat yüksekliklerinin normalden büyük olduğu evlerde bu pencereler sadece ışık ve süs için kullanılan sabit unsurlardır.
Bir başka tip pencere tipi ise çıkma (cumba) yan pencereleridir. Her ne kadar cumba cephesi pencereleri normal pencere biçiminde ve boyutunda ise de çıkma yanlarına bu genişlikte pencereler sığmadığı için daha dar pencereler cumbaya yandan da görüş olanağı kazandırmışlardır.

Dış Kapılar: Tarımla uğraşan insanlara hizmet verebilmek için evin giriş kapıları (taşlık, hayat) çift kanatlı yapılmıştır.
Giriş evin en zayıf noktası olduğu için kapı kasası ve kanatları en iyi cins keresteden imal edilmiştir. İç tarafında yatay ve kalın ahşap kuşaklarla takviye edilmiş ve dövme demir perçin çivilerle bir kale kapısı görünümü kazandırılmıştır. Bahçe ve avlu kapıları ise daha az özenlidir. Çoğunun üzerinde bir saçak (siperlik) vardır. Üzeri alaturka kiremit kaplıdır.
Sayfa-86


İç Kapılar: İç kapılarda ev sahibinin maddi varlığına ve sosyal seviyesine göre şekillenmişlerdir. Önemsiz kapılar iki veya üç yatay kuşaklı çakma kapılardır.

Çıkmalar (Cumbalar): Geleneksel Türk evinin belki de en belirgin özelliği cumbalarıdır. Dünyanın hiçbir ülkesinde hiçbir yapı sanatı bu öğeyi konut mimarisi ile bu kadar mükemmellikte bütünleştirememiştir. Arsa geometrisi ve topografyası ne olursa olsun cumbalar üst yapıyı düzgünleştirmiş odaları alışıla gelmiş kare veya kareye yakın dörtgenlere dönüştürmüş, zengin bir bakış açısı yaratmış, günün her saatinde gün ışığından yararlanma imkanı sağlanmış, iç mekanda ilginç yaşama ortamları yaratmıştır. Cumbalar, bulunduğu odaya diğer odalardan daha fazla değer kazandırmıştır. Çoğunlukla sokak cephesinde, bahçe-sokak köşesinde, simetrinin zorunlu hale getirdiği durumlarda da bahçe cephesinde yapılmıştır.
Çıkmalar; basit konsol çıkmalar, bindirmeli konsol çıkmalar, göğüslemeli çıkmalar (eli böğründe) diye gruplandırılabilir.

Ocaklar Ve Dolaplar: Bu iki öğe geleneksel Türk evinde birbiriyle çok iyi bağdaştırılmıştır. Her ikisinde de gerekli olan hacimsellik nedeniyle birbirini bütünleyen iki unsur olmuşlardır.
Ocaklar odaların ısıtma elemanlarıdır. Dolaplar ise her odaya ait eşyaların saklandığı, bir başka deyişle işlevini bitiren eşyanın yerleştirildiği, kullanılması söz konusu olduğunda da kolayca alınabilecek konumda bulunan yerlerdir. Hemen hemen tamamı ahşap kapaklı ve kapalıdır. Türklerde camlı dolap geleneği yoktur. Çünkü Türkler zenginliklerini teşhir etmekten hoşlanmazlar.

Tavanlar: Yararlı kullanma alanı sınırı odanın çevresel örgütlenmesinde çok önemli bir görev yüklenmiştir. Tavan bir anlamda işlevsel olarak kullanılmaz. Diğer bir değişle elle tutulmaz buna karşılık gözle görülebilir. Bu neden üst kesim soyut biçimlere doğru gelişme göstermiştir. Türk odası kare veya kareye yakın dörtgenlerden oluştuğu için tavanda aynı geometriyi korumuştur. Orta alan ise merkezi bir bezeme anlayışı ile ilgi noktası haline dönüştürülmüştür.
Tavan bezemeleri Türk evinin en ilginç yönlerinden biridir. Geometrik biçimlerin tekrarından oluşan süslemeler olduğu gibi stilize edilmiş çeşitli kuş, hayvan ve çiçek motifleri ve çok emekli el işi oymalarda tavanları süslemektedir. Kenarlar (kenar suyu), merkezde (göbek) denilen süs elemanlarıyla zenginleştirilmektedir.

Geleneksel tavan kaplamaları





TÜRK EVLERİ GÜNÜMÜZE KADAR NEDEN YAŞAYAMADI ?

Türk evi bu gün can çekişmektedir. Yaşantımızdan uzaklaşmaktadır. Sımsıcak izleri günümüz toplumunun kalplerinde yaşamakla birlikte, ayakta kalan örnekler her gün birer ikişer yok olup gitmektedir. Koruma amaçlı yasalarla verilen uğraşlarda bu trajik sonuca engel olamamaktadır. Sımsıcak izlerini kalbinde taşıyan halkımız da bu acı sona ilgisiz kalmaktadır.

Nedenleri:
5.1 Sosyal Nedenler
5.2 Kültürel Nedenler
5.3 parasal Nedenler
5.4 Endüstriyel Nedenler
5.5 Geleneksel Nedenler
5.6 Ulaşım
5.7 Eğitim
5.8 Yapım Özellikleri ve Malzeme; gibi çeşitli nedenleri vardır.

ISLAK MEKAN ELAMANLARI VE ÖZELLİKLERİ
Bir yapıda sıhhi tesisatın içinde yer aldığı mutfak, helâ, banyo, çamaşırlık vb. yerlerin konumları, büyüklükleri, buralara konulacak su akıtma yerlerinin çeşitleri ıslak mekanların konumu ve düzenlenmesi ile birlikte ele alınır.
Mutfağın Düzenlenmesi:
Mutfaklar tek sıralı, karşılıklı iki, sıralı, L biçimli ve U biçimli olarak düzenlenir.
1.Tek Sıralı Mutfak Düzenlemesi:
Küçük ve orta büyüklükteki aileler için uygundur. Böyle bir düzenleme için duvarın boyu en az 2.40 m. olmalıdır. Masa genişliği 0,6 m., öndeki kullanma alanı da en az 0,9 m. olmalıdır.

1. Tek Sıralı Mutfak Düzenlemesi

2.İki Sıralı mutfak Düzenlenmesi

3.L Biçimli Düzenlemeler:
4. U Biçimli Düzenleme

Mutfağın tercihen kuzey yada kuzey doğuya bakması, bir balkonun bulunması, döşemenin rutubeti dayanıklı, onarımı kolay, ses boğucu, kaygan olmayan, elektriği iletmeyen kürden bir malzeme ile kaplanması gereklidir.
Banyo Odasının Düzenlenmesi:
Banyo odalarının düzenlenmesinde şu hususlar göz önünde tutulur:
1. 1.Alafranga hela taşı.
2. 2.Yıkanma Teknesi.
3. 3.Pis su ve kirli su boruları.
4. 4.Su akıtma yerleri.
5. 5.Kapı ve çamaşır makinesi.
6. 6.Soğuk ve sıcak su boruları.
Banyo odası güney yada güneydoğuya bakan ve bir boyutu en az 1,7 m. olmak üzere en az 9,5 m² döşeme alanında bir oda olması gerekir.


Penceresiz banyo ve helaların bacalarla tabii olarak havalandırma esasları standardının uygun olarak havalandırılmaları gereklidir. Bacanın kesit alanı en az 140 cm² olmalıdır.

Bağımsız Helaların Düzenlenmesi:
Helanın iyi aydınlatılmasına ve yeterli aydınlatılmasına özen gösterilmelidir. Her hela için 0,14 m² lik bir pencere alanı konulması doğru olur.
Şekil : Alafranga Hela Taşı ve Lavabodan Oluşan Hela Tesisatı

Endüstri tesisleri, kışlalar, öğrenci yurtları, sinema, tiyatro, spor salonu vb. kalabalık insan topluluklarına hizmet verecek mekanlardan dizi halindeki su akıtma yerleri kullanılır.


Şekil : Bir Öğrenci Yurdunda Hela, Pisuvar, Lavabo Ve Duş Düzenlemesi.
Su akıtma yerleri bir tesisat bacası çevresinde yer almıştır ve pisuvarlar ile lavabolar arasında duvar ıslak duvar olarak kullanılmıştır.
-

TESİSATLAR
İnsanların konforlu, sağlıklı, güvenli ve ekonomik yapılarda yaşaması ve ülkemizin çağdaş yapılara sahip olmasında mekanik tesisat mühendisliğinin yeri büyüktür. İnsan yaşamını doğrudan ilgilendiren yapı sektöründe mekanik tesisat sürekli gelişen bir uzmanlık dalıdır.
Mekanik Tesisat uzmanlık kapsamınsa yer alan Sıhhi Tesisat, yapı için gerekli olan suyun temini, depolanması, ısıtılması, yumuşatılması, basınçlandırılması ve dağıtımı, pis suyun atılması, atık suyun arıtılması, yağmur suyu tahliyesi ve yangın söndürme konularını içerir. Çağdaş dünyamızda insanların sağlıklı, güvenli, konforlu ve ekonomik bir şekilde yaşaması ve çağdaş yapılara sahip olmasında hiç şüphesiz ki tesisat mühendisliğinin önemi büyüktür. Her gün kendini yenileyen ve geliştiren önemli bir uzmanlık alanıdır.Yapının sıhhi tesisat projelerinin ön hazırlığında, mimari projeler üzerinde mimarlar ile birlikte boru geçim yerleri ve cihaz yerleşimi konularında çalışmalar yapılmalıdır.
Modern bir sıhhi tesisat sisteminin oluşması için ;
1. Yapı sakinlerine güvenilir bir temiz su sağlaması ve bu suya herhangi bir sıvının karışmasının önlenmesi,
2. Aygıt sayısı, sağlanan suyun miktar ve basınç yönünden uygun bir sistem kurulması,
3. Gerekli hallerde suyun depolanması,
4. Pis su drenaj sisteminin tıkanma ve kirlenmelerden, katı madde birikimlerinden uygun bir bakımla korunmasının sağlanması,
5. Kabul edilir bir tesisat ömrü için uygun boru ve donatım malzemelerinin seçilmesi,
6. Temiz su ve pis su sistemlerinde uygun ayırma, yalıtım ve havalandırmanın sağlanması.
1. Temiz Soğuk Su Tesisatı:
Temiz soğuk su tesisatı; borular, armatürler, su sayaçları, su deposu, hidrofor tesisatı, havalıklar ve basınç regülatörlerinden oluşur. Normal olarak temiz su şehir şebekesinden beslenir.
SUYUN DEPOLANMASI
Sürekli su kesintilerinin olduğu şehirlerde temiz suyun depolanması gerekmektedir. Bu depolama da kişi başı günde 100-120 litre yeterli olacaktır. Depo hacimleri belirlenirken günlük su tüketimi maksimum düzeyde belirlenmesi gerekir. Depo hacmi binanın 2 veya 3 günlük su ihtiyacını karşılayabilecek büyüklükte seçilir. Su depolama aynı zamanda yangın rezervi olarak bazı uygulamalarda şart konulmuştur. Yangın suyu deposu ayrı yapılabileceği gibi, kullanma suyu rezervine yangın suyu rezervi ilave edilmiş toplam su aynı depoda da saklanabilir.
HİDROFORLAR
Basıncı düşük bir akışkanı belli bir rezervuardan veya direkt şehir şebekesinden alarak gereken basınç ve debide kullanıma sunan ve işletimini kullanım şartlarına göre kendisi tamamen otomatik olarak gerçekleştiren pompa sistemlerine tesisat mühendisliği terminolojisinde hidrofor denmektedir. Hidroforlar kullanım amaçlarına, teknik özelliklerine, kullanılan pompa sayısına bakılarak farklı sınıflandırmalara sokulurlar. Hidrofor seçimi ve hesaplama yöntemleri standartlarda belirlenen sorular ve formüllerle bulunabilir.
BORU ŞEBEKESİ
Bina temiz su tesisatının üç ana bölümü ; Bina bağlantı hattı, Su Sayacı ve kullanma hattı olarak görülmektedir.Bina içinden geçen soğuk su boruları terlemeye karşı mutlaka izole edilmelidir. Bina dışından geçen su boruları ise donmayı önlemek için izole edilirler. Duvar ve toprak altına monte edilen borular korozyona karşı izole dilmelidir. Toprak altına döşenen borular, dış hava sıcaklığına göre değişen don seviyesinin daha altında olmalıdır. Temiz su tesisatının, aslında projelendirilmesinde en çok dikkat edilecek konulardan biriside sestir. Tesisatta rahatsız edici ses oluşmamalıdır.
Bina Bağlantı Hattı
Doğrudan ana kanaldan alınan kol, yaklaşık 1 m. derinlikte yer artından binaya ulaşır. Bu boru üzerine inşaat yapılmaz. Ana kanaldan çıkış yakınında bir vana bulunmalıdır.
Su Sayaçları
Sayaçlar tesisata, bozuldukları zaman tamir için yerinden sökülebilecek şekilde bağlanır. Bu nedenle her iki tarafına kapama vanası olmalıdır. Ayrıca saatten sonra boşaltmalı çek valf konuşması faydalı olacaktır.
Sayfa-92
2. Temiz Sıcak Su Tesisatı:
SICAK SU HAZIRLAYICILARI
Gazlı Şofbenler
Doğal gaz ve sıvılaştırılmış petrol gazı ile çalışır. Genellikle ani ısıtıcılı tipi kullanılır. Ana bölümleri; su ısıtıcı kanatlı borulu serpantin, atmosferik brülörlü yanma odası, gaz kontrol ve güvenlik donanımı, gövde, su ve gaz boruları olarak sayılabilir. Açık yanma odalı ve doğal gazlı şofbenler mutlaka bacaya bağlanmalıdır. Yanma havası yeteri kadar beslenmelidir. Bu yüzden bağlantı yapılacak yerin dış hava bağlantısı ve iç hacminin yeterli olması gerekmektedir.
Şofbenlerde farklı tiplerde güvenlik elemanları bulunmaktadır. Gaz ve yanmanın dışında su akışı da güvenlik altına alınmıştır.sıcak su kullanımı olmadan gaz vanası açılmaz. Ayrıca su basıncı içinde minimum bir değer ayarlanmıştır. Su basıncı bu değerin üzerine çıkmadıkça, gaz beslemesi olmaz. Bu nedenle şebeke basıncının sabit olmadığı yerlerde şofbenlerin stabil çalışması mümkün değildir.
Elektrikli Termosifonlar
Kullanma sıcak suyunun lokal olarak üretilmesinde en güvenli ve konforlu cihazlar elektrikli termosifonlardır. Bu cihazlar depolu olup, 10°C ‘deki soğuk su girişinde 1 kWh elektrik enerjisi ile 50°C’de 20 litre veya 37°C ‘de 30 litre sıcak su verebilmektedirler.
KULLANMA SICAK SUYU DAĞITIM TESİSATI
Sıcak su tesisatı üretilen kullanma sıcak suyunu kullanma noktaları olan musluklara dağıtan hattır. Boru tesisatı üstten dağıtma ve alttan dağıtma olmak üzere iki tür diyebiliriz. Üçüncü bir sistem içinde bunların kombine sistemi olarak tarif edilebilir.
Alttan dağıtma biçiminde ana dağıtım hattı bodrumdadır. Yatay ana dağıtım borularından kolonlara su beslenir. Kolonlarla daire içi yatay dağıtma borularına ulaşılır. Bu sistemde üst üste olan ıslak hacimlere aynı kolondan besleme yapılmaktadır. Eğer dairenin sıcak su sarfiyatı ölçülmek isteniyorsa, bu durumda çok sayıda kolon yerine tek bir ana kolonla daire girişleri beslenir. Soğuk su tesisatına paralel bir biçimde, kolondan daireye ayrılan hat üzerinde bir sayaç bulunur ve daire içi, bütün yatay sıcak su sistemi tek bir noktadan beslenir. Bu durumda sirkülasyon hattı da kolonla sınırlı kalacaktır.
Üstten dağıtma biçiminde ise, ana dağıtım hattı çatıdadır. Hattın en yüksek noktasında havalık tüpü bulunur. Düşey dağıtma borularına su yukarıdan beslenir. Bu sistemde ısı kaybı fazladır. Eğer havalık tüpü kullanılıyorsa tahliye borusu üst kattaki sıhhi tesisat gereçlerinden birine bağlanmalı ve çıkışı görülebilmelidir. Böylece sızdırma yapıp yapmadığını kontrol etmek mümkün olur.
SİRKÜLASYON HATTI
Kullanma sıcak suyu dağıtım hatlarında musluklar kapalı olduğu ve su kullanılmadığı zamanlarda borulardaki su soğuyacaktır. Özellikle büyük sistemlerde bu konuda önlem alınmazsa, musluk açıldığında su gelene kadar önemli ölçüde su boşa akıtılır. Su israfının önlenmesi ve konfor için, sıcak su dağıtım hatlarında sirkülasyon hattı oluşturulur. Günümüzde sıcak su ve sirkülasyon boruları ısıl izole edildiklerinden, sirkülasyon hattında doğan dolaşım yetersizdir. Bu yüzden küçük sistemlerde sirkülasyon hattı oluşturmak ve bir dolaşım pompası tesis etmek ekonomi ve konfor açısından gereklidir.
SICAK SU İHTİYACI ve SICAKLIĞI
Sıcak su kullanım ihtiyacı çok değişendir. Örneğin konutlardaki sıcak su kullanımı bile, sadece kişi ve konut büyüklüğüne bağlı değildir. İnsanların yaşam düzeyi, yaşı, sistemin yapısı ve mevsimine göre değişir. Kullanım kararlı değildir. Sıcak su tesisatında ısıtıcıya soğuk su giriş sıcaklığı 10°C alınır. Sıcak su sıcaklığı 30 – 90 °C arasında değişir. Emniyet kurallarına göre sıcak su sıcaklığı 95 °C ile sınırlandırılmıştır.Yıkanma amacı ile kullanma suyu sıcaklığı 35 – 45 °C ; mutfakta kullanım amacı ile kullanma suyu sıcaklığı 55 – 60 °C, endüstriyel amaçlarda ise daha yüksek olabilir.
Toplam İhtiyaç (60 °C) :
Basit 10...20 L/gün. Kişi
Yüksek 20...40 L/gün. Kişi
En Yüksek 40...80 L/gün. Kişi
Tesisat Boru ve Armatürleri
1. BORULAR
Temiz su tesisatında kullanılan borular kullanım amacına uygun, su kalitesini etkilemeyen ve korozyona dayanıklı malzemelerden yapılmalıdır. Sayfa-93
Borular, bağlantı parçaları ve armatürler şebeke basıncına maruz ise, anma basıncı 1 MPa değerine dayanıklı olmalıdır. Temiz su tesisatında kullanılan borular farklı malzemelerden yapıl olabilir. Genel olarak galvanizli borular terci edilmektedir. Galvanizli borunun ömrü, galvaniz kalınlığına ve doğru kullanımına bağlı olarak, 10-50 yıldır. Ortalama 20 °C sıcaklıkta bu süre tespit edilmişken, sıcaklık ve basınç artması durumunda bu ömür daha azdır.
Boruları ufak bir sınıflandırma için;
1. Bakır borular
2. Plastik borular
3. Duktil demir borular olarak yazabiliriz.

3.2 ARMATÜRLER
Temiz su tesisatında kullanılan armatürler çeşitli gruplar halinde toplanabilir. Bir armatürde aranan özellikler ;
a. Sızdırmaz şekilde kapanması
b. Büyük basınç düşümleri yaratmaması
c. Gürültü doğurmaması
d. Basınç şokuna neden olmaması
e. Kolay servis verilebilmesi
f. Korozyona dayanıklı olabilmesi
g. Güzel görünüşlü olması
1. Ayırma Vanaları
Ayırma vanaları tesisatın bir bölümünü ayırmak, su akışını düzenlemek amaçlarıyla kullanılır. Vanalar boşaltmalı veya boşaltmasız, vidalı veya flanşlı bağlantılı olabilir.
2. Musluklar
Suyun kullanma noktasındaki açıp kapama elemanlarıdır. Sıcak su ve soğuk suda kullanıldığı gibi karıştırma bataryası biçiminde her iki amaçla da kullanılabilir.
3. Emniyet Armatürleri
Emniyet elemanları tesisatın emniyetli çalışmasını temin ederler. Bu armatürlerde mutlak fonksiyon güvenirliği istenir. Eğer sistemde veya bir bölümünde basınç yüksek ise korunmak istenen kısmın nüne bir basınç düşürücü konulur. Böylece bu elemandan sonraki tesisat bölümünde ayarlanan basınç sürekli korunur.
• Çek Valflar
Suyun tek yönde akışını sağlayarak, geri dönüşü engellerler. Çek valflar, sıhhi tesisatta daha çok suyun geri tesisata kaçmasını önlemek üzere kullanılır.
• Havalıklar
Tesisatın havalandırılması için kullanılırlar. Bu elemanların tesisattaki havayı dışarı atmak için olanlarına hava atıcı, tesisata hava emmek için kullanılanlarına ise vakum kırıcı adı verilir ve sifon olayını önlemede kullanılırlar.
4. Boru Ayırıcı
Boru ayırıcı bir emniyet elemanıdır. Tesisata besleme basıncı, en az 0,5 bar olmak üzere belirli bir değerin altına düştüğünde; bu tesisat bölümüne veya cihaza olan boru bağlantısını güvenli bir biçimde ayırır. Borudaki ayılma en az 20mm olmalıdır. Böylece içilemez veya tehlikeli suyun geri kaçması önlenmiş olur.
3.Pis Su Tesisatı:
Atık suları, pis su ve yağmur suyu olarak ikiye ayırmak mümkündür. Pis su tesisatı şehir kanalizasyon şebekesine bağlanır. Yağmur suyu ise ayrı bir tesisatta toplanıp, şehir yağmur suyu kanalizasyonuna bağlanmalıdır. Ancak Türkiye’de pek çok yerde ayrı yağmur kanalı olmadığından, yağmur suyu tesisatının da pis su kanalizasyonuna bağlanması söz konusudur.
Bina içi yağmur ve pis su tesisatları ayrı olmalıdır. Yatay pis su borularına genel olarak akış yönünde bir eğim verilir. Böylece;
Sayfa-94
a. Doğal akış mümkün olur
b. Çürümeye elverişli maddelerin yığılması ve suyunu kaybetmesi önlenir.
Yatay kanallardaki hız en az 0,4 m/s ile 1m/s arasında olmalıdır.
PİS SU BORULARINDA BASINÇ DAĞILIMI ve HAVALANDIRMA GEREKSİNİMİ
Pis ve kirli sularda ve bunları taşıyan borularda sağlığa zararlı ve rahatsız edici gazlar ve kokular bulunur. Bu gazların yaşam mahallerine sızmalarının önüne geçilmesi gereklidir. Bu amaçlar tesisatlarda sifon kullanılır. Sifonun temel işlevi, içinde bulundurduğu belirli yükseklikteki su kolonu tarafından gerçekleştirilir. Sifondaki su kolonu, pis su borularındaki gaz ve kokuları mahalden izole eder. Bir sifonun başarılı bir şekilde çalışmaya devam edebilmesi için sifondaki bu su, muhafaza edilmelidir.
Sifondaki su tabakasının yüksekliği normal halde 50-100mm olur.
Pis su bağlantı borularında ve kolonlarda normal olarak suyun akışı bütün boru kesitini kaplamaz. Su bir taraftan akarken, boru kesitinin diğer bölümlerinden hava ters yönde geçerek basınç dengelenmesini sağlar. Ancak özellikle hela gibi gereçlerden bir anda büyük miktarda suyun boşalması halinde ve boru kesitleri yetersiz ise, suyun boruda ve özellikle kolonlarda hareketli bir piston etkisi yaratır. Bu piston etkisi ile, pistonun gerisinde vakum ve pistonun önünde basınç meydana gelir. Eğer bu piston ön ve arkasından yeterli bir şekilde havalandırılmazsa, 9810 Pa değerine kadar ulaşabilen basınç değişimlerine neden olur.
SİFON BOYUTLARI
Cihaz QS max (L/s) h1 (mm) Y.D. Çıkış DN
Klozet 2,3 50 2,5 100
Bide 0,6 60 0,5 32 / 40
Duş 0,6 50 1,0 40 / 50
Pisuvar 1,1 60 0,5 50
Banyo küveti 1,1 50 1,0 40 / 50
Evye 1,1 60 1,0 40 / 50
Banyo yer süzgeci 1,2 50 1,0 50
PİS SU BORULARININ BOYUTLANDIRILMASI
Yatay borularda pis ve kirli suyun akışının uygun bir biçimde temini ve havanın ters akışı için, borulara akış doğrultusunda eğim verilir. Eğim ve su taşıma derecelerinde aşağıdaki gibi bahsedebiliriz.
Eğim Akış Hızı Su Taşıma Derecesi
2 – 5 Cm/m 0,8 – 1,2 M/S İyi
Daha Az Daha Küçük Tamamen Dolu
Daha Fazla Daha Büyük Gereksiz
SÜZGEÇLER
Döşemelerdeki kirli suların tesisata akmasını sağlayan, ancak tesisattaki bip kokuların bina içine girmesini önleyen özel sifonlara süzgeç denir.
RÖGARLAR
Rögar, toprak altından geçen kirli su borularının, kontrolü ile bina dışına döşenen beton borularda yön değiştirmek ve boru akıntılarının %2 civarında kalmasını sağlamak için yapılan bir toprak altı bacasıdır.
1. AÇIK RÖGAR :
Sular içine dökülüp veya giren ve sonra istenilen yönden çıkıp giden rögarlardır. Bu rögarlar bina dışı tesisatta kullanılır. Bina içinde kullanılmaz.
Sayfa-95
2. KAPALI RÖGAR :
Kirli su borularının gelip geçtiği ve kapalı pik kontrol kapağının bulunduğu rögarlardır. Bunun içine hiç su dökülmez. Bina içine yapılır. Bina içindeki dik yatay bağlantılar 8-10 metreyi geçerse, kontrol için ve tıkandığı döşemeleri kırmadan gidermek için ar
Tüm Tesisatın Planlanması :
Sıhhi tesisatın ve yapının mimari planlanmasında bazı kriter ve kurallara uyulmalıdır :
1. Aydınlatma ve havalandırma
2. Sese karşı koruma
3. Hareket Akışı
4. İzolasyon
Ayrıca sıhhi tesisatın mimari açıdan planlanmasında aşağıdaki hususlara mümkün olduğunca uyulmalıdır. Bunlar ;
1. Islak hacimler düşey doğrultuda üst üste, yatay planda ise yan yana getirilmelidir.
2. Banyo ve helaların yapının özelliğine göre ya 25 ile 40 cm düşük döşeme olarak yapılmalı veya asma tavan oluşturularak bir üst katın tesisatına yer oluşturulmalıdır.
3. Düşey borular, kolayca ulaşılabilecek şaftlardan geçirilmeli ve bunun için yeterli ölçüde şaft bırakılmalıdır.
4. Tuğla duvardan geçen borular için yatay kanallar oluşturulmalıdır.
5. Banyolarda döşeme içinden çelik boru geçirilmemelidir.
aya bir kontrol kapağı konulur.
Sıhhi Gereçlerin Yerleşimi:
Sıhhi tesisatta kullanılan çeşitli sıhhi gereçler için bırakılması gerekli alanlar standart olarak verilmiştir. Burada ölçüler minimum, konfor ve tavsiye edilen olmak üzeredir.
Klozet ve lavabolar seramikten yapılmış olmalıdır. Mermer yapı hijyenik değildir.
Mutfak evyeleri, seramik, paslanmaz çelik veya çelikten yapılmış emaye kaplı olmalıdır.
1. LAVABOLAR
Lavabolar büyüklüklerine ve formlarına göre ayrılabilir. Hijyenik açıdan taşmasız olması daha iyidir.
Lavabo montajında dikkat edilecek hususlar ise;
- Tesit deliklerinin yerinin belirlenmesi gerekir
- Cıvata ve konsol yerleştirildikten sonra harcın donması beklenmelidir.
- Lavaboların monte dildikleri duvar yüzeyi ve tezgah ile temas eden yerlerinde silikon kullanılmalıdır.
2. KLOZETLER
Konutlarda, iş yerlerinde vb. su ile yıkamalı helalar kullanılır. Hijyen birinci planda olduğundan malzeme seramikten yapılmış olmalıdır. Helalar ; alafranga helalar (klozetler) ve alaturka helalar (hela taşları) olarak ikiye ayrılmaktadır.
3. BANYO KÜVETLERİ
Yatmalı ve oturmalı olarak ikiye ayrılmaktadır.
Küvet ve duş teknesinin iç düzeyi banyo döşemesinden daha aşağı kotta olmamalıdır. Kaygan yüzey olduğu için, küvet içerisine adım atıldığında, ayak banyo kotundan daha aşağı kota basarsa kayma olasılığı artar. Bu nedenle küvet ve duş teknesinin iç yüzeyi banyo döşemesi ile aynı seviyede veya 5-10 cm daha yukarıda olmalıdır.
Banyo küvetinin monte edileceği düşük döşemenin sızdırmazlığını temin için izole edilmesi tavsiye edilir. Banyo küvetleri, yapılan ayaklar üzerine yerleştirilmeli ve sifonun temizlenmesi için önlem alınmalıdır. Banyo bataryası, küvetin boşaltma deliğine yakın bir yere monte edilmelidir.
4. DUŞLAR
Duşlar akan su ile tam yıkanma amacı ile kullanılırlar. Duş teknesi emayelenmiş döküm veya çelik saç, plastik, seramik veya
Sayfa-96
fire clay malzemeden üretilmiştir. Fayans veya emaye kaplı duş teknelerinin tercih edilmesini öneririz.
Su kullanımı 35 ile 40 litre, genellikle 60 –90 litre mertebesindedir. Büyüklüğü 75x75 ile 90x90cm arası olmaktadır. Duş teknesi boyutu en az 80x80 cm olmalıdır.
5. MUTFAK EVYELERİ
Mutfaklarda yiyecek hazırlama ve bulaşık yıkama için damlalıklı çift gözlü mutfak evyesi ve çalışma tezgahı bulunması gerekmektedir. Bir bulaşık makinesi olması halinde tek gözlü evye yeterlidir. Evyelerde genellikle duvar musluk veya bataryaları kullanılır. Batarya cinsine göre montaj yüksekliğine dikkat edilmelidir.
4.Elektrik Tesisatı:
Dünyada sonradan keşfedilen fakat en çok kullanılan enerji çeşididir. Elektrik enerjisi :iletken maddenin atom yapıları içersindeki serbest elektroların,hareket haline gelmeleri olarak tanımlanabilir.
Her maddenin yapısında bir enerji saklı olduğunu biliyoruz. Bu enerji değişik isimler ( ısı,ışık,mekanik vb.) altında ortaya çıkabilir ve enerjilerin tamamı,sonuçta elektrik enerjisine dönüştürülebilir. Çeşitli enerjileri elektrik enerjisine dönüştüren araçlara elektrik enerjisi üretim kaynakları adı verilir. Gerçekte bunlar kaynak değil,birer enerji dönüşüm makinalarıdır. Elektrik enerjisi de istenildiğinde diğer enerjilere kolaylıkla dönüşebilir .Elektrik enerjisi gibi çok hızlı ( saniyede 300 000 km) hareket eden bir enerjidir.
Elektrik enerjisi üretim kaynakları şunlardır:
HİDROLİK KAYNAKLAR: Akarsu,göl ve barajlardaki sulardan yararlanarak enerji üretme yöntemidir.
TERMİK KAYNAKLAR: Tabiat ta bulunan kömür, Akarsu,göl ve barajlardaki sulardan yararlanarak enerji üretme yöntemidir.
TERMİK KAYNAKLAR: Tabiatta bulunan kömür,odun,petrol ürünleri,doğal gaz gibi katı,sıvı ve gaz yakıtların yanması sonucu ortaya çıkan ısıdan faydalanarak elektrik enerjisi üretiminde kullanılan kaynaklardır.
NÜKLEER KAYNAKLAR:Atomun parçalanması sonucu ortaya çıkan ısı enerjisinden elektrik enerjisi üretme yöntemidir.
DİĞERLERİ: Gel-Git (med-cezir),rüzgar,Güneş ve jeotermal enerjiden elektrik enerjisi üretme yöntemidir.
Elektrik enerjisinin kullanım alanlarını da şu şekilde sıralayabiliriz:
1. Sanayi
2. Aydınlatma
3. Isıtma
4. Ulaşım
5. Haberleşme ( Telekominikasyon)
6. Metal ve bileşiklerinin elde edilmesi ( elektroliz)
EVLERDE KULLANILAN ELEKTRİK ENERJİSİ VE ELEKTRİKLİ ALETLER
Evlerde elektrik enerjisi:Verimlerin yüksek olması ve az yer kaplaması,ucuz olması,diğer enerjilere kolaylıkla dönüşmesi,kullanışı kolay ve temiz olması nedeniyle tercih edilmekte ve kullanılmaktadır.
Evlerde kullanılan çok çeşitli elektrikli aletlerden bazıları şunlardır:
1. BUZDOLABI
2. ÇAMAŞIR MAKİNESİ
3. ELEKTRİK SÜPÜRGESİ
4. TRAŞ MAKİNESİ
5. MUTFAK ROBOTU
6. ISITICILAR
7. DİĞERLERİ:Saç kurutma makinesi,bulaşık makinesi,elektrikli radyatör,aspiratör,elektrikli battaniye,elektronik aletler gibi bir çok elektrikli ev aletleri , hayatımızı kolaylaştırmak amacıyla evlerimizde kullanılmaktadır .
Burada dikkat edilmesi gereken husus , elektrik kazalarının meydana gelmemesi için bu alet ve makinelerin topraklı bir hattan beslenmesi ve çalışma kurallarına uyulmasıdır.
Sayfa-97

SİGORTALAR
Sigortalar,elektrik besleme hatlarını ve elektrikle çalışan cihazları aşırı yüklere ve kısa devre akımlarına ,bunları kullanan insanları ve kullandıkları işletmeleri de h,muhtemel kazalara karşı korumak amacıyla kullanılan elemanlardır. Sigorta , akım devresine seri bağlanır ve üzerinden anma akımından fazla akım geçtiğinde,standartlarca belirlenen sürede devreyi açar.
SİGORTA ÇEŞİTLERİ:
1-Buşonlu sigortalar
2-Otomatik sigortalar
3-Bıçaklı ( NH) sigortalar
4-Küçük akım sigortaları ( Cam sigortalar)
5-Fişli sigortalar
6-Yüksek gerilim sigortaları
TOPRAKLAMA VE ÖNEMİ:
Elektrik tesislerinde topraklamanın amacı,elektrikli cihazları kullanılan can güvenliğini sağlamak ve cihazların tahrip olmasını önlemektir .Elektrik tesisatının akım devresinde bir toprak kısa devresi (nötrü direkt topraklı şebekelerde) veya bir toprak kaçağında ( nötrü izoleli şebekelerde) arıza noktasından toprağa yayılan akım,gerilim altında olmaması gereken tesisat kısmında ve toprak kalitesi üzerinde bir gerilim düşümü meydana getirir .Bu da civardaki canlılar için öldürücü olabilir. İşte elektrikli cihazların gövdeleri gibi gerilim altında olmaması gereken yerlerde oluşan gerilimi toprağa iletmek için topraklama yapılır.
5.Isıtma Tesisatı:
Konutlardaki ısıtma tesisatlarının kullanımını üç grupta toplamak mümkündür.
1.- Pişirme
2.- Sıcak Su Elde Etme
3.- Isınma

1.- PİŞİRME :
Pişirme için konutlarda havagazı yada tüpgaz denilen LPG kullanılmaktadır. Ankara ve İstanbul gibi daha önceden havagazı kullanan İllerde havagazı sabah ve akşam saatlerinde yeterli değildi. Tüpgaz ise konutunuzda yakıt depolama tehlikesi yaratır ve tüp değiştirilmesini gerekli kılar. Doğalgazın tüpgaza göre temel üstünlüğü sürekli oluşu ve maliyet düşüklüğüdür. Pişirme amaçlı olarak konutlarda ocak ve fırınlar kullanılmaktadır. LPG kullanan bu tür aygıtların memeleri değiştirilerek doğalgaza dönüşümleri söz konusudur ancak bu işlemler " yetkili servisler " tarafından yapılmalıdır.
Özetle , temizliği ve sürekliliği nedeniyle pişirmede , doğalgaz diğer yakıtlara göre önemli üstünlükler taşımaktadır.

2.- SICAK SU ELDE ETME
Sıcak su gereksinimini karşılamak için konutlarda çoğunlukla tüpgazlı şofbenler ( ani su ısıtıcıları ) kullanılmaktadır. Veya katı ve sıvı yakıtlı termosifonlar ( depolu su ısıtıcıları ) kullanılmaktadır. Katı ve sıvı yakıtlı termosifonlarda sürekli olarak odun , kömür , gazyağı gibi yakıtları bulundurmak gerekir. Kül ve is ise başka bir sorundur. Doğalgaz kullanımı ile birlikte tüm bu sorunlar ortadan kalkar. Ayrıca hem ısınmayı hem de sıcak suyu birlikte sağlayabilen " KOMBİ " cihazları ile ek üstünlükler elde dilebilir.
1- ŞOFBENLER :
Akan suyu geçiş sırasında anında ısıtan cihazlara bu ad verilir. LPG veya havagazı yakan şofbenlerin gaz memelerini değiştirerek , doğalgaz yakar duruma getirmek olanaklıdır. Bacalı ve hermetik tipleri vardır.
2- TERMOSİFONLAR :
Depolanmış suyu ısıtan aygıtlardır.
ISINMA :
Tüm yakıtlarla ısınmanın iki temel şekli vardır.
1.- Ortak Isınma
2.- Bağımsız Isınma (kombi , kat kaloriferi , Soba )
Sayfa-98

ORTAK ISINMA ( KALORİFER KAZANLARI ) :

Büyük kentlerimizde nüfusun önemli bir bölümü kömürlü yada fuel-oilli kalorifer kazanları ile ısınmaktadır. Bu tür kazanlar büyük ölçüde hava kirliliği yaratmaktadır. Doğalgaz kullanımı ise önemli yararlar sağlayacaktır. Şöyle ki ;
*** Doğalgazın yanmasıyla , hava kirliliği yaratan nitelikte çok az atık oluşur.
*** Doğalgaz yakıt depolama ve kömürde olduğu gibi kül atma sorunlarını ortaya çıkarmaz.
*** Doğalgaz diğer yakıtlardan daha verimli yakılabilir ve daha ekonomiktir.
Ayrıca doğalgazın yakılmasında denetim olanağı çok yüksektir. Doğalgazın bu özelliğinden yararlanarak evlerde istenilen sıcaklık kısa sürede elde edilebilir ve otomatik kontrol aygıtları ile önemli yakıt tasarrufları sağlanabilir.
Kalorifer kazanlarında doğalgazın yakılmasının yukarıda belirtilen tüm üstün özelliklerine karşın bazı zorlukları da vardır.Genellikle, kazan dairelerinde havalandırma, elektrik ve baca tesisatları kurallara uygun yapılmamaktadır. Varolan kazanların önemli bir bölümü ise çok eski olup; Verimleri düşüktür.
Ortak ısınmada dökme dilimli kazan veya çelik kazan seçimi yanında , ayrıca atmosferik yada üflemeli brülörlü kazan seçiminde yapılabilir. Bu tür kazan veya brülör seçimlerinde göz önünde bulundurulması gereken kriterler şöyledir ;
1 .Çelik Kazanlar
--- Bakım ve onarımları kolaydır.
--- Atmosferik Brülörlü uygulamaları yaygın değildir.
---Yerli Üretimi Yaygındır.
2 .Döküm Kazanlar
--- Oluşabilecek döküm çatlakları onarılamayacağından dilim değişimi gerekir.
--- Doğalgaza göre dizayn edilmesi çelik ve döküm kazanlar doğalgazla kullanıldığında uzun ömürlüdür.
--- Ülkemiz sanayii tarafından üretimi sınırlıdır.

Merkezi ısıtma tesisatlarının avantajları şunlardır:
1-Isı kaynağı bir merkezde olduğu için bakımı,sobaların teker teker bakımlarından daha kolaydır.
2-Yanma sonucunda oluşan kül,cüruf,duman vs. gibi pislikler oturulan yerlerden uzaktır.
3-Binanın ısıtılması bir yerden idare edildiği için sıcaklık kontrolü kolaydır.
4-Binanın banyo,WC,koridor gibi kısımlarını da ısıtmak mümkündür.
5-Isıtıcılar az yer kaplar ve kullanımı kolaydır.

ISITMA ŞEKİLLERİ:
SICAK SU İLE ISITMA:Suyun ısı taşıyıcı olarak kullanıldığı tesisatlardır. Su,kazanda ısıtılarak borularla ısıtılması istenilen bölgelere sevk edilir. Oradaki ısı yayıcı radyatörlerde ısıyı yayan su,soğuyarak tekrar kazana döner. En çok kullanılan bu sistemde dış hava sıcaklığına bağlı olarak su sıcaklığı,kolayca ayarlanabilir.
KAYNAR SU İLE ISITMA :Suyun kaynama sıcaklığı deniz seviyesinde 100 santrigrat derece olmasına rağmen atmosfer basıncının artmasıyla kaynama noktası yükselir. Kaynar sulu sistemlerde basınçlı su kullanılarak istenen derecede kaynama noktası elde edilerek daha ince borular ve daha küçük radyatörler kullanılır. Bu tesisatlarda radyatör sıcaklığı yüksektir.
BUHAR İLE ISITMA :Daha çok imalatında buhar kullanılarak fabrikalarda veya jeotermal enerjinin bulunduğu bölgelerde kullanılır. İmalattan sonra çıkan alçak basınçlı buhar veya jeotermal kaynaktan çıkan buhar ,ısıtma tesisatındaki radyatörlere gelir ve burada yoğunlaşarak su hale gelir. Bazı yerlerde kullanılan tesisatlarda da buhar kazanlarda elde edilir.
SICAK HAVA İLE ISITMA:Sıcak havanın ısıtılarak,ısıtılacak bölgelere sevk edildiği ısıtma tesisatlarıdır. Hava,soba, sıcak su veya buhar ile ısıtıldıktan sonra vantilatörlerle ısıtılacak bölgeye sevk edilir Bu tesisat resmi daireler,fabrikalar,camiler gibi yerlerde kullanılır.
ISITMA TESİSATLARINDA KULLANILAN YAKITLAR:
KÖMÜR:Daha çok linyit ve kok kömürü kullanılmaktadır. Linyit kömürünün kalorisi düşük,çıkan kül miktarı fazladır. Buna karşılık kok kömürü daha çok kalori verir ve kül miktarı azdır.
Sayfa-99
FUEL-OİL : Bir petrol ürünü olan fuel-oil,ısıtma kazanlarında brülörlerle yakılarak ısı elde edilir. Ancak fuel-oil'in kış mevsiminde bulunduğu ortam sıcaklığında borularda akışı zordur. Yakmak için cinsine bağlı olarak 80 santigrat derece-100 santigrat derece sıcaklığa kadar ısıtmak gerekir.
DOĞAL GAZ: eryüzünün alt katmanlarında başta metan ve etan olmak üzere çeşitli hidrokarbonlardan oluşan yanıcı bir karışımdır ve çıkarıldığı haliyle kullanılır.
Doğal gaz renksiz ve kokusuz bir gazdır .Bu nedenle kullanıcının bir gaz kaçağını fark edebilmesi için çürük sarımsak kokusu veren THT ( Tetra Hidro Teofen ) maddesi katılır.
Doğal gazın tutuşma sıcaklığı 350 santigrat derecedir. Ve yanabilmesi için %9 doğal gaz ve % 91 hava oranında karıştırılır. Doğal gaz Doğal gaz havadan hafif olduğu için kapalı alanlarda gaz kaçağı durumunda yukarılarda toplanır.

BAĞIMSIZ ISINMA:
Konutların bağımsız ısınması iki yolla yapılmaktadır. Doğalgaz sobaları yada kat kaloriferi veya kombi ile ısıtma sistemleridir.
1 .Sobalar
2. Kat Kaloriferleri
3. Kombiler
BACAGAZI ve BACALAR :
Doğalgaz yanması sırasında (CO 2 ) kabondioksit ve ( H2O) su buharı oluşur. Yani yaklaşık olarak 1 m³ doğalgaz , 2 m³ oksijenle birleşir ve sonuçta 1 m³ karbondioksit ile 2 m³ su buharı oluşur. Bacanın belirli bir sıcaklığa kadar soğuması ile buhar halindeki gaz yoğuşmaya (sıvılaşmaya ) başlar. Su buharı oluşumu doğalgazda daha fazladır. Bu nedenle bacalarda yoğuşmaya karşı önlem alınmalıdır.
Baca gazları ortam havasından daha sıcak ve hafif olduğundan bacada bir negatif basınç oluşur ve çekiş olur. Baca çekişi baca yüzeyinin pürüzsüz ve düzgün olması , baca yüksekliği ve sıcaklığının artmasıyla da artar. Bacalar ısı kaybına karşı yalıtılmalıdır. İç çeperleri hafif beton veya şamot olan çok çeperli bacalar, çok çeperli paslanmaz çelik bacalar , havalandırmalı bacalar şeklinde doğalgaz kullanımına uygun baca dizaynı gereklidir.

6.Havalandırma Tesisatları:
Kapalı herhangi bir mekandaki havanın oksijen yönünden daha zengin ,sıcaklık ve nem oranı daha fazla bir hava ( genellikle dış ortam havası) ile değiştirilmesi işlemine HAVALANDIRMA denir. Havalandırma;
1. Solunum için gerekli oksijen temini
2. Eşya ve cisimlerden çıkan gaz ve kokuların uzaklaştırılması
3. Vücut kokularının uzaklaştırılması
4. İstenmeyen ısının uzaklaştırılması
5. İstenmeyen rutubetin uzaklaştırılması
6. İstenmeyen toz ve gazların uzaklaştırılması için yapılır.
DOĞAL HAVALANDIRMA: Konutlarda bir odanın veya işyerlerinde bir bölümdeki hava değişiminin herhangi bir zorlama olmadan kendiliğinden yapılmasına DOĞAL HAVALANDIRMA denir.

Oturma ve çalışma ortamında bulunan kapı ve pencereler kapalı iken kendiliğinden bir hava değişimi olur. Hava,kapı ve pencere aralıklarından girerek doğal havalandırma gerçekleşir. Havadaki değişim miktarını arttırmak için kapı ve pencereler açılır veya havalandırma bacaları konulur.
ZORAKİ HAVALANDIRMA: Konut ve işyerlerinde doğal havalandırmanın yetersiz kaldığı yerlerde uygulanır ve üç şekilde yapılır:
1-DOĞAL GİRİŞ-ZORAKİ ÇIKIŞ: Mutfaklardaki fırın üstü ve pencere aspiratörleri örneğinde olduğu gibi içerdeki hava aspiratörlerle emilerek dışarı atılır. Temiz hava ise kendiliğinden doğal olarak içeri girer.
2-ZORAKİ GİRİŞ-DOĞAL ÇIKIŞ: Taşıtların iç ortam havalandırması ve klimalarla yapılan havalandırma örneğinde olduğu gibi temiz hava vantilatör veya fanlarla havalandırılacak ortama üflenir. Kirli hava ise kapı ve pencere aralıklarından kendiliğinden dışarı çıkar Sayfa-100

ZORAKİ GİRİŞ-ZORAKİ ÇIKIŞ: aden ocakları ve deniz gibi çalışmaları örneğinde olduğu gibi temiz hava vantilatörlerle havalandırılacak ortama üflenir ve kirli hava aspiratörlerle emilerek dışarı atılır. Bu yöntemle giriş ve çıkış kontrol altındadır
Diğer yandan havalandırma;konutlar ve birkaç katlı işyerlerinde açılabilir. Pencerelerle,ofisler ve mutfaklarda taze dış hava vantilasyonu ile banyo ve mutfaklarda egzost sistemi ile tiyatro ve sinema salonlarında ise serbest ( doğal) havalandırma ile yapılır.

HAVALANDIRMA
Havalandırma Çözümleri:
Taze Hava Uygulamaları.
Egzost Uygulamaları.
Şartlandırılmış Hava Uygulamaları.
Hava Filtreleme.
Havalandırmada Kullanılan Malzemeler.
Klima Santralleri.
Vantilatörler.
Aspratörler.
Spral Kanallar.
Sac Kanallar.
Poliüretan Kanallar.
Çok fonksiyonlu Fanlar.
Hava Filtreleri.
Kanal Tipi Fanlar.
Anemostad ve Menfezler.


7.İklimlendirme Tesisatları (Kılıma):

Kapalı bir ortamın sıcaklık,nem,temizlik ve hava hareketini insan,sağlık ve konfor yönünden yada endüstriyel işletmelerdeki ürünlerin korunması yönünden ortamdaki havanın şartlandırılmasıdır.Isıl konfor ise;insanın bulunduğu ortamdan duyduğu memnuniyettir
İklimlendirmeyi ilk bulan M.CARRİER dir.
Dünyayı çevreleyen hava kabaca oksijenle azot gazlarının fiziksel karışımıdır.Az miktarda su buharı,CO2 ve diğer gazlar bulunmaktadır.nemden arındırılmış havaya kuru hava denir.
İklimlendirme 2 ye ayrılır;1-Konfor Kliması 2-Sanayi Kliması
İnsan Isıl Konforunu Etkileyen Faktörler: -Havanın sıcaklığı -Havanın nemi -Havanın hızı
Isı Konforunu Etkileyen Kişisel Faktörler: -Aktivitel durum -Giysi direnci
-Metabolik Isı Üretimi=İnsan metabolizmasının çeşitli aktivite durumunda ürettiği ısı enerjisi değerlidir.Bu değer,hareketsiz insan için 50W/m² dir.
-Hava Hareketi=Hava hareketi,konfor hesabında bir etkendir.Hava hızı 0,5m/sn de tutulmalıdır.hız artınca konfor hissi değişir.İklimlendirme tesisatında menfez seçimi yapılırken buna dikkat edilmelidir.
-Konfor Bölgesi=Yaz ve kış için değişkendir.Kış şartlarında;22-24ºC sıcaklık,%35-40 izafi nem;yaz şartlarında;24-26ºC sıcaklık,%50-55 izafi nemdir.

Soğutucu Akışkanlar
Freon 12=Atmosfer basıncında sıcaklığı -30ºC dir.Bu nedenle düşük sıcaklıklar için elverişli değildir.Daha çok küçük sistemlerde(Buzdolabı) tercih edilir.Renksiz ve eter kokuludur.Kaçak olduğu zaman atmosfere zarar verir.Bu nedenle tüm dünyada kullanımı yasaktır.Bunun yerine,ozon tabakasına dost olan R501 gazı kullanılmaktadır.
Freon 13=Düşük sıcaklıklar için uygundur.Kimya ve araştırma laboratuarlarında kullanılmaktadır.Atmosfer basıncında buharlaşma sıcaklığı -81,5ºC dir.
Freon 22=Suda kolay eriyebilen bir gazdır.Büyük tesislerde düşük sıcaklıklar için kullanılır.
CO2=Büyük soğutma yüklerinde ve gemilerde kullanılır.Renksiz ve kokusuzdur.
Kükürtdioksit=Renksiz ve solunum sistemini yakıcı etkisinde boğucu bir gazdır.Hava ile karışımı zehirlenmeye yol açar.Kullanılmamaktadır.
Bu gazların dışında; F11,F21,F113,F114,R134,R407ve amonyak gazları vardır.

Sayfa-101

Klima Santrali İle İlgili Terimler
1-Damper:klima santralinde havanın debisini ve basıncını ayarlamak için kullanılan mekanik düzenekli elemanlardır.Çelik ve galvanizli saçtan üretilir.
2-Menfez:Hava veriş ağzına konan,havanın yönünü,doğrultusunu ve miktarını ayarlar.Ayrıca klima şebekesine yabancı cisimlerin girmesini engeller.
3-Filtre:Hava içindeki yabancı cisimleri temizlemek için kullanılır.
4-Vantilatör:Basınçlı hava sağlayan cihazdır.

KLİMA SİSTEMLERİ

Klima sistemlerini öncelikle merkezi ve bireysel olarak 2 ye ayrılır.
Merkezi sistemler;tam havalı,tam sulu,havalı sulu olarak 3 e ayrılır.Tam sulu sistemler,iki ve dört borulu Fan-Coil panel sistemleridir.Bunlara taze hava ilave edilince havalı sulu sistemler elde edilir.
Bireysel sistemler ise;
a)Paket tipi klimalar b)Split tipi klimalar c)Kanallı Split klimalar olarak 3 e ayrılır.

MERKEZİ SİSTEMLER

Merkezi Tam Havalı Klima Sistemleri

Isı transferi akışkanı olarak hava kullanılan sistemlerdir.HVAC ekipmanı merkezi olarak yerleştirilmiştir.Tam havalı sistemler soğutulmuş ve nemi alınmış havayı şartlandırılmış odaya yollayarak duyulur.Ve gizli soğutma,ısıtılmış havayı şartlandırılmış odaya yollayarak ısıtma yapar.Tam havalı sistemler havayı filtreleme ve taze hava verme özelliğine sahiptir.

Avantajları;
1-Filtrasyon,koku,ses,ısı,nem kontrolünün rahat ve istendiği gibi yapılması
2-Elektrik,drenaj ve boru bağlantılarının dışarıda olması ve bakımı için hasar bölgesinin bulunması
3-Büyük miktar egzoz gerektiren yerlerde çok fazla dış hava temini imkan verir
4-Mekanda pozitif basınç oluşturarak toz ve koku girişini engeller
5-Dış havanın oda sıcaklığından düşük olduğu halinde dış hava ile soğutma imkanı vardır.

Dezavantajları;
1-Kanallarda hava balansının yapılması zordur.
2-Fanlarda önemli ölçüde enerji harcar.
3-Merkezi cihaz arızalandığında tüm sistem durur.

Amerikan Klima Sistemleri

Bu sistem ısıtmanın sıcak su kalorifer sistemiyle,soğutmanın ise kanal tipi split klima ile yapıldığı bir sistemdir.
Avantajları;
1-Konfor=Hava dağılımı homojen olduğu için rahatsız olmaz.Sessiz bir ortam sağlanır.
2-İşletme Kolaylığı=Bu sistemin işletilmesi kolaydır.Ayrıca teknisyene gerek yoktur.Kontrol paneliyle haftalık programlama yapılır.
3-İşletme Esnekliği=İşletmesi esnek bir sistemdir.Sadece ısıtma,sadece soğutma veya ikisi birlikte çalıştırılır.Bu sistemler,sistem kolaylığına ve daha uzun bir ömre sahiptir.

BİREYSEL SİSTEMLER

Split Tipi Klimalar

Pencere ve oda tipi paket klimalar,iç ve dış mekanlara konulur.Paket klimalar bireysel klima sistemlerini oluşturur ve fabrikasyon olarak üretilirler.Bu cihazların ana soğutma devresi iki adet ısı değiştirici (kondenser,evoperatör),kompresör,bakır borular,genleşme valfi,kılcal borular,kontrol elemanları ve fanlardan oluşur.
Kanallı tip klimalarda ise,ilaveten difüzör,menfez ve aksesuardan oluşur.
Direkt genleşmede split klimalar,iç ve dış üniteden oluşur.Bu iki ünite arasında soğutucu akışkanın geçtiği bakır boru bağlantısı ve elektrik bağlantısı bulunur.split klimalarda soğutma çevrimi esas alınarak iç ısı değiştirici evoperatör,dış ısı değiştirici kondenser olarak adlandırılır.
Soğutma çevriminde ısı içerden dışarıya pompalanır.Isıtma çevriminde tam tersi olur.Paket tip cihazlarda klimanın tüm üniteleri aynı paket ünitenin içerisinde bulunmaktadır.Buna en iyi örnek pencere tip paket klimalardır.

Duvar Tipi Split Klimalar

Bu sistemlerde,kompresör ve kondenser üniteleri binaların dış çevrelerine yerleştirilir.Havayı şartlandıran evoperatör ve fan,filtre ve diğer aksesuarlar iç üniteyi oluştururlar.split tipi klimada sadece soğutma yapıldığı gibi ısıtma ve soğutma yapabilen ısı pompası tipleride yaygın olarak kullanılır.Duvar tipi split klimaların iç ünitelerinin üzerine entegre edilen kanatlar vasıtasıyla istenilen yöne üfleme yapılır.Ayrıca üfleme fan hızı kademeli olarak değiştirilir.Genellikle 3 kademe yeterlidir.Cihazda filtre bulunur.Böylece oda havasının filtrelenmesi mümkün olur.Bu filtre kolay sökülüp takılabilen ve gerektiğinde temizlenebilir olmalıdır.Bu cihazlar genellikle uzaktan kumanda ile çalıştırılır. Sayfa-102


-İç Ünitenin Montajında Dikkat Edilecek Hususlar:
1-Hava sirkülasyonunun en iyi olduğu yere konmalı
2-Dış üniteye yakın olmalı
3-Güneş ışınlarından korunmalı
4-Drenaj bağlantısının yapılacağı yere konulmalı
5-Aşırı nemli ortamlara konulmamalıdır

-Dış Ünitenin Montajında Dikkat Edilecek Hususlar:
1-Güneş ışığı ve yağmurlardan korunmalı
2-Kolay ulaşılabilecek yere konulmalı
3-Kuvvetli rüzgarlardan korunmalı
4-Ünitenin arka yüzü kuzeye bakacak yere monte edilmelidir.

Kanal Tipi Split Klimalar

Kanal tipi split klima cihazlarında yine iç ve dış üniteler aynen mevcuttur.Buna ek olarak iç ünitelere bağlanan kanal sistemiyle şartlandırılan hava farklı hacimlere taşınabilir ve çok noktada üfleme yapılarak homojen dağılım sağlar.Kanal tipi iç üniteler tavan arası,asma tavan,mutfak veya gardolap gibi bölmelere yerleştirilerek gizlenir.
Kanal tipi klimaların en önemli avantajları;başta havalandırma yapabilme yeteneği olmak üzere ses,homojen hava dağıtımı,kapasite gibi konularda beklentilere cevap verebilir.
Dış ünite serpantin üzerinde hava sirkülasyonu rahat sağlanmalıdır.Dış üniteler yetersiz hava sağladığında kısmen bina içerisine monte edilir.Ünite üzerinde yoğuşma olacağı düşünülüp bir gider olmalıdır.Montaj esnasında dış ünitenin ses etkisi göz önüne alınarak cihazları pencere önlerinde titreşim ve gürültünün kolayca yok edilebileceği bir yer olmalıdır.
Çatı ve teras montajlarında cihaz ağırlığı dengelenmesi ve titreşim iletiminin en az düzeye indirilmesi amacıyla lastik takoz üzerine konmalıdır.
Cihazın konulacağı yerde drenaj suyunun bağlanabileceği bir su gideri bulunmalıdır.İç üniteyle dış ünite arasındaki mesafe az olmalıdır.Taze hava bağlantısını en kolay yapabileceğimiz noktalar seçilmelidir.
Oda Termostatı Yerleşimi=Termostat,ısıtma ve soğutma ünitesinin çalışmasını kontrol eden cihazdır.Termostat;oda içindeki sıcaklığı hisseder ve ayarlanan sıcaklıkta sabit tutar.Oda termostatı;merkezi bir yerde olmalı ve güneş ışınından korunmalı ve yılda bir kere temizlenmelidir.

Pencere Tipi Paket Klimalar

Bu klimalar, kompresör,kondenser,kablolar,borular ve kontrol elemanlarıyla fabrikada bir bütün olarak üretilir.Oda penceresinde oluşturulan özel platforma yerleştirilir.Cihazın yarısı oda içinde,yarısı oda dışında yer alır.Dışarıda bulunan kondenser kısmı kendi fanıyla aldığı dış havaya yoğuşma ısısını atarken oda içinde bulunan evoperatör kısmı üzerinde bir başka fanla geçirilen odadan ısı geçirilir.Cihaz böylece soğutma yapar.Soğutucu akışkan çevrimi ters döndürülerek kışın ısıtmada yapılır.
Paket tip olduğundan montajı kolaydır.Tek noktadan üfleme yapmaları ve kompresörün oda içerisinde olması nedeniyle sesli olmaları dezavantajdır.Cihaz montajında dışa doğru %1 eğimle yerleştirilmelidir.

Oda Tipi Paket Klimalar

Oda tipi paket klimalar,mini split klimaların ve pencere tipi klimalarının avantajlarının birleşimidir.Tüm elemanlar bir paket içindedir.Cihaz,oda dış duvarında oluşturulan özel kör kasa içine yerleştirilir.Cihazın yarısı oda içine,yarısıda oda dışına yerleştirilir.
Isı pompası olarakta kullanılabilir.Bu cihaz özellikle;villalarda,tarihi ve ahşap binalarda,apartmanda,motellerde,pansiyonlarda ve benzeri yerlerde kullanılan sessiz ve etkin soğutma kapasitesine sahip cihazlardır.Bu cihazlar daha ekonomiktir.

Çatı Tipi Paket Klimalar

Bu cihazlar sadece dış hacme yerleştirilmek üzere geliştirilmiştir.Ünite içinde hermetik bir soğutma(kompresör,kondenser,evoperatör) sistemi,bir iç ünite fanı,yoğuşturucu fanı ve kablolardan oluşur.Cihazdaki ısıtılmış ve soğutulmuş hava bir kanalla binaya verilir.Dönüş havası dönüş kanalıyla cihaza geri döner.
Klima Kanallarında Dikkat Edilecek Hususlar

Kanal Sızdırmazlığı:
Bugün için kanal basıncı ve sızdırmazlık sınıfı belirtildiğinde kanal sisteminde müsaade edilen hava kaçağı hesaplanır.Bu sızma ve kaçak miktarları kanal yüzey cinsinden(lt/s m²) olduğu gibi toplam hava debisinin yüzdesi cinsinden de ifade edilebilir.

Difüzör ve Menfezler

Difüzör:Besleme havasını farklı yönlere dağıtan hava çıkış reyonudur.
Menfez:Odaya hava giriş veya çıkışını sağlayan ızgaralı kapak biçimindeki açıklıktır.
Menfezler;uzun atış mesafesine sahiptir.Ve şu şekilde sınıflara ayrılır;
-A Tipi Menfezler:Havayı yatay olarak veren tavana veya tavana yakın monte edilen menfezlerdir.
-B Tipi Menfezler:Açılmayan bir Jet ile havayı düşey olarak yukarı verir.Döşemeye monte edilir.
-C Tipi Menfezler:Açılan bir Jet ile havayı düşey olarak yukarı verir.Döşemeye veya yakınına monte edilir.
-D Tipi Menfezler:Havayı yatay olarak veren ve döşemeye veya döşemeye yakın monte edilir.
-E Tipi Menfezler:Primer havayı düşey olarak püskürten tavana veya tavana yakın monte edilir.
Sayfa-103

8.Kablolu Sistemler:
1-HIRSIZ İHBAR SİSTEMLERİ:
Ev ve iş yerlerini hırsızlığa karşı koruyan sistemlerdir.
Bunu sağlamak için çeşitli dedektörler kullanılmaktadır.
Hareket algılayan PIR dedektörler, kapı ve pencerelerin açılmasını algılayan manyetik kontaklar, duvar ve pencerelere yapılan darbeleri algılayan titreşim dedektörleri, camın kırılma sesini algılayan dedektörler, iki hat arasını kontrol eden beam dedektörler bunlardan bazılarıdır.
Bu tip dedektörler sayesinde algılanan alarm durumu oanele iletilir, siren ve telefon arama cihazları kullanılarak kullanıcı bu durumdan haberdar edilir.
Hırsız ihbar sistemleri kablolu ve kablosuz olarak iki tiptir.
Kablosuz sistemler, maliyetleri daha yüksek olduğundan kablo çekmenin çok zor ya da imkansız olduğu yerlerde kullanılır.
Ancak bazı durumlarda kablo ve kablolama işçiliğinin o kadar artarki kablosuz sistem kullanmak daha avantajlı olabilir.
Hem kablolu hemde kablosuz dedektörlerin kullanıldığı panellerde mevcuttur. Böylece bazı dedektörler kablosu bazıları ise kablosuz olarak kullanılabilir.
Hırsız İhbar Sistemlerinde en önemli konu sistemin %100 güvenilir olmasıdır.
Güvenilir sistemler için doğru proje, doğru uygulama şarttır.


2-ÇEVRE GÜVENLİK SİSTEMLERİ:
Çevre Güvenlik Sistemleri projelendirme esnasında uzmanlığa, tecrübeye, hassasiyete, ileri teknolojiye en gereksinim duyan sistemdir.
Sayfa-104

Uygulama şekilllerine kullanılan sistemler şöyle sıralanabilir.
Yeraltı dedektörleri : Algılayıcı dedektörler yeraltındadır. Algılama alanı içerisinde basıncı ve/veya titreşimi ölçerek çalışan yeraltı dedektörlerinin yanı sıra belli bir manyetik alan oluşturup bu alanda oluşan değişiklikleri değerlendirip alarm veren dedektörler tipleri vardır.
Yerüstü dedektörler : Fiberoptik, Mikkrodalga, infrared, çitüstü dedektörleri vardır.

Video Motion : Sahada ayrıca bir ekipmana ihtiyaç yoktur. Sadece kamera sisteminin aktardığı görüntüler üzerinden algılama yapar.
Bu sistemlerde dikkat edilmesi gereken en önemli nokta şudur.
Sistemin başarısı, saldırıların tespit edilmesindeki oranın yüksekliği değil (ki bu her sistem için %100 olmalıdır), yanlış alarmların azlık oranıdır. Yani herhangi bir teşebbüs olmadığı halde çeşitli doğa şartları, dış etkenlerden dolayı oluşan alarmlar (NAR) ya da sistemden kaynaklanan alarmlarının (FAR) düşüklük oranıdır.
3-YANGIN İHBAR SİSTEMLERİ
Konvansiyonel ve Analog Adresli olmak üzere başlıca iki tip yangın ihbar sistemi vardır. Amaçları aynıdır. Ancak kullanım yerleri farklıdır.
Analog adresli sistemler büyük binalarda, otellerde, çok odalı, çok bölgeli projelerde kullanılır. Konvansiyonel sistemler ise küçük ölçekli projelerde kullanılır. Aralarındaki temelde en büyük farklılık; konvansiyonel sistem, tespit edilen yangın ihbarının "hangi bölgeden" (ki bir bölgede 30 adede kadar algılayıcı dedektör kullanılabilir) geldiğini belirtir. Analog adresli sistem ise yangın ihbarının "hangi dedektörden" geldiğini belirtebilmektedir.
Yangın İhbar Sistemlerinin diğer güvenlik sistemlerinden farklı kılan iki önemli özellik vardır.
1- 365 gün 24 saat çalışır durumdadırlar. Ancak çalışır durumda olduklarına dair kesin belirgin göstergeler yoktur.
2- Sisteme belki de sadece bir kez ihtiyaç duyulacaktır. İhtiyaç duyulduğunda mutlaka çalışır durumda olmalı ve gereken uyarıyı zamanında vermelidir.
İhtiyaç anında, zamanında çalışacak bir sistem için doğru proje ve doğru uygulama şarttır.

4-KAMERA (CCTV) SİSTEMLERİ :
CCTV sistemleri (Closed Circuit Television Systems) güvenlik sistemlerinin en önemli dallarından biridir. Güvenlik amacının yanı sıra personel takibi, endüstriyel makinelerin/üretim bantlarının kontrolü gibi amaçlar için de kullanılmaktadır.

CCTV sistemlerinde de diğer sistemlerde olduğu gibi projelendirme çok önemlidir. Kurulacak sistemde kullanılacak olan ekipmanlar projenin amacı ve kullanım sahasına göre belirlenmelidir.
Kullanılan ekipmanlar arasında Renkli, S/B, dahili, harici, sabit ve hareketli kameralar, Seçici, Quad, Multiplexer gibi ara izleme üniteleri, Monitörler, Görüntü Aktarım Cihazları, Analog ve Dijital Kayıt Cihazları bulunmaktadır. Görüntü aktarım cihazları kullanılarak işyerlerinin, fabrikalarının, evden ya da diğer işyerlerinden izlenmesi sağlanmaktadır.
Sa


5-KARTLI GEÇİŞ SİSTEMLERİ:
Kartlı geçiş sistemleri ülkemizde amacına göre iki tip olarak uygulanmaktadır : Access Kontrol Sistemleri ve Personel Devam Kontrol Sistemleri
Access Kontrol Sistemleri güvenlik amaçlı sistemlerdir. Kişilerein çeşitli bölgelere girmelerini engelleyen, girebilme yetkisinde olanları denetleyen, bunlarla ilgili çeşitli giriş-çıkış saatleri raporları verebilen ve bunun yanında güvenlik amaçlı daha birçok fonksiyonu olan sistemlerdir.
Personel Devam Kontrol Sistemlernin asıl amacı ise personel giriş çıkış saatllerine bağlı olarak toplam çalışma saatinin ve varsa fazla mesai miktarlarının hesaplanmasıdır.
Giriş üniteleri olarak proximity kartların yanı sıra el izi, parmak izi, göz retinası vb. biyometrik okuyucular da kullanılmaktadır. Tüm bunların yanında turnikeler, elektrikli kilit karşılıkları, manyetik kilitler, bariyerler, giriş kontrol donanımları da ürünlerimiz arasında bulunmaktadır.
6-UYDU SİSTEMLERİ:
Merkezi Uydu TV çözümü gerektiren tüm yerleşim birimleri, oteller ve yapılarda güvenle kullanabileceğiniz bu sistemler, orta ölçekli ve büyük projeleriniz için esnek ve genişletilebilir yapısı ile hizmete sunulmuştur. Ürünler:
• Headend
• Modülatörler
• Dağıtım Üniteleri
• Ana hat Amplifikatörleri
• AV Dijital Çeviriciler
• Sinyal Bölücüler
• Uydu Antenleri

UYDU YAYIN SİSTEMLERİNDE : POLYTRON
Polytron, 10 adet modül takılabilir ana üniteleri, güç kaynağı, programlama ünitesi, çıkış birleştiricisi ve amplifikatörü kompakt bir tasarım ile tek bir ünitede toplanmıştır. Her türlü projede profesyonel ve pratik, ekonomik bir çözümdür.
POLYCOMPACT SPM 1000 PLUS:
SPM 1000 temel ünitesine maksimum 10 adet modül takılabilir. Güç kaynağı, programlama ünitesi, amplifikatörü ve çıkış kombineri kompakt bir tasarım ile tek bir ünitede toplanmıştır. Büyük ve orta ölçekli projelerde, pratik olduğu kadar ekonomik de bir çözümdür. Sayfa-106
Ortak Uydu Anteni Kullanan, Münferit Uydu Alıcılı Apartman Sistemleri:
Aynı çatı altında bulunan TV cihazları, ortak çanak antene bağlanan uydu alıcıları üzerinden yayın alabilir. Örneğin bir apartmanda anlaşan 16 daire, 2 adet çanak antenden gelen yüzlerce yayını, birbirlerini kısıtlamaksızın izleyebilir.
Ancak bu işlem basit bir şekilde anten çıkışlarından her daireye kablo çekilmesi şeklinde değildir. Ortak bir uydu anten santrali (multiswitch) tesisi ve yüksek evsaflı, uydu yayınlarını taşıyabilen kablo ve sair malzeme kullanılarak yapılır.
Gerek çanak anten sayısında, gerekse antenleri ortaklaşa kullanacak daire sayısında kısıtlama yoktur. Üstelik her daire, bütçesine ve tercihine göre farklı uydu alıcıları seçebilir.
Merkezi Yayın Üniteli,Kablo-TV tipi Site Sistemleri :
Birden fazla apartmandan oluşan sitelerde, münferit uydu alıcılı sistem dışında çok daha ekonomik bir alternatif vardır: Siteye özel kablo-TV sistemi
Site özel kablo-TV sisteminde uydu yayınları bir merkezde alınır, işlenir ve tüm dairelere, uydu alıcısı gerektirmeyen normal TV sinyali şeklinde ulaştırılır.
Bu sistemin avantajları daire sayısının artması oranında ekonomik olması ve dairelerdeki tüm televizyon cihazlarından, herhangi bir uydu alıcısına gerek duymaksızın sanki normal çatı anteninden gelen TV sinyaliymiş gibi izlenme imkanıdır. Aylık abonelik ücreti ödemezsiniz. İzleyeceğiniz kanallara, çok sayıda seçenek arasından, komşularınızla birlikte siz karar verirsiniz. Sistemin bakımı uygun yapıldığı taktirde yayın kesintisi probleminiz yok denecek kadar az olur. Sistemin kısıtlaması ise en fazla 50 değişik TV yayınını taşıyabilmesidir.
7-TELEFON SİSTEMLERİ:
Telefon, birbirinden uzak yerlerde bulunan kişiler ve sistemler arasında bilgi alışverişini sağlayan elektrikli ses alıp verme cihazı. Telefonun çalışmasında ana prensip ağızdan çıkan ses dalgalarının önce elektrik sinyallerine çevrilmesi, bu sinyallerin muhtelif gönderme metotlarıyla uzağa iletilmesinden sonra, bu defa elektrik sinyallerinin tekrar kulakla duyulabilecek ses dalgalarına çevrilmesidir. Telefon ilk olarak 1876 senesinde Graham Bell tarafından yapılmıştır. Önce şehirlerde kurulan telefon şebekeleri daha sonra şehirlerarası, milletlerarası sistemler haline dönüşmüş ve uydular aracılığıyla dünyanın her köşesinin birbiriyle muhaberesi sağlanmıştır.
Telefon nasıl çalışır: Bir elektrik devresi üzerinden bir telefon konuşmasının yapılması sırasında meydana gelen olaylar şöylece sıralanabilir:
1. Ses enerjisi mekanik enerjiye dönüşür.
2. Mekanik enerji elektrik enerjisine dönüşür.
3. Elektrik enerjisi nakledilir.
4. Karşı tarafta elektrik enerjisi manyetik enerjiye dönüşür.
5. Manyetik enerji mekanik enerjiye dönüşür.
6. Mekanik enerji ses enerjisine dönüşür.
Elektrik titreşimlerinin iletkenlerdeki yayılma hızı esas titreşimlerinin havadaki yayılma hızından bir kaç yüz bin kere daha fazla olduğundan (200-300 bin km/sn mertebesinde) telefon ile konuşanlar, aradaki uzaklığa rağmen, karşı karşıya bulunuyorlarmış hissine sahiptirler. Telefon sistemi üç ana görev yapar. İki abone arasında konuşma irtibatını sağlar ve aboneler arasında çağırma, meşgul çevirme, ses sinyalleri üretir. Otomatik olmayan manyetolu telefonlarda bu işlemler elle yapılır.
Sayfa-107

Bir telefon aletinde bulunan belli başlı parçalar şunlardır:
1. Ses alıcı (mikrofon),
2. Mikrofon akım kaynağı,
3. Ses verici (kulaklık),
4. Çağırma ve çağrılma düzenleri,
5. Devre açıp kapayıcılar, anahtarlar,
6. Çağırma kadranı.
ASANSÖRLER
Asansör Sınıfları
1-Sınıf I asansörleri: İnsan taşımak amacıyla tasarımlanmış asansörlerdir.
2-Sınıf II asansörleri: Esas olarak insan taşımak için tasarımlanan ancak gerektiğinde yük de taşınabilen asansörlerdir.
3-Sınıf III asansörleri: Sağlık tesislerinde kullanılmak üzere sedye vb. taşımak için tasarımlanmış asansörlerdir.
4-Sınıf IV asansörleri: Esas olarak yüklerin şahıslar refakatinde taşınması için tasarımlanmış asansörlerdir.
5-Sınıf V asansörleri: Yalnızca küçük yüklerin taşınması için yapılmış, insanın giremeyeceği boyutları olan servis için kullanılan asansörlerdir.
6-Sınıf VI asansörleri: Yüksek katlı ve trafikli binalar için tasarımlanmış, hızı 2,5 m/sn ve üstü hızlarda hareket eden asansörlerdir.
Makine dairesindeki tahrik motorunun kumanda panosundan aldığı komut vasıtasıyla harekete geçip, kabini istenilen yöne hareket ettirmesi yoluyla çalışır. Kabin, karşı ağırlıkla müşterek çalışır. Aralarındaki çelik halatın tahrik kasnağı ile sürtünmesinden kaynaklanan bir hareket vasıtasıyla yukarı aşağı hareket ederler. Kabin ve karşı ağırlık birbirleri ile yaklaşık eşit ağırlıktadırlar. Bu sebeple enerjiden tasarruf edilmiş olmaktadır. Bu tür tahrik makinelerine sürtünme tahrikli asansörler denir. Ayrıca Halat veya zincirin tahrik kasnağı üzerine sarılması ile çalışan asansörlerde mevcuttur. Bu şekilde çalışan asansörlere de tamburlu asansörler denir.
Asansörler taşıma kapasitesine göre türlere ayrılır.
Konutlarda kullanılan asansörler; 100, 180, 240, 320, 400, 630, 1000 kğ olmak 7 türe ayrılır.
Konut dışı yerlerde kullanılan asansörler; 630, 800, 1000, 1200, 1600 kğ olmak üzere 5 türe ayrılır.
Sağlık tesislerinde kullanılan asansörler; 1600, 2000, 2500 kğ olmak üzere 3 türe ayrılır.
Asansörler hızlarına göre 0,63 m/sn, 1 m/sn, 1,6 m/sn, 2,5 m/sn ve 2,5 m/sn’ nin üzerindeki hızlar olmak üzere 5 çeşittir.
Bunlara bağlı olarak asansörlerin kabin, makine dairesi ve kuyu boşluğu ebatları da değişiklik arz etmektedir.Yine bunlara ek olarak asansörler hızlarına göre değişik güçte motor ve fren sistemi kullanmaktadır.
Regülatör düzeneği asansör halatlarının kopması durumunda devreye girip kabini frenleyen bir emniyet tertibatıdır.

Elektrikli asansörler:
Sayfa-108

Hidrolik Asansörler;

Kaldırma işi, hidrolik sıvısını, kabini doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen bir kaldırıcıya sevk eden ve elektrikle tahrik edilen bir pompa vasıtasıyla gerçekleşen asansörlerdir. Bu asansörlerde aşağı yön hareketi kabinin kendi ağırlığı ile gerçekleşmektedir.
Hidrolik asansörlerde makine dairesi genel olarak, ilk durak seviyesinde bulunur. Burada bir yağ kazanı ve bunun üzerinde hidrolik makinesi(düzeneği), kumanda panosu ve hidrolik sıvısının içinden geçtiği hortumlar bulunmaktadır.
Asansör kuyusu içinde; Kabin, varsa karşı ağırlık, silindir piston sistemi, askı tertibatı ve tamponlar bulunmaktadır.
Hidrolik asansörler elektriğin tahrik ettiği pompanın yağı itmesiyle pistonların kabini kaldırması esasına göre çalışır.Pompalanan yağ, hidrolik makinesinden belirli şartları yerine getirerek geçip borular vasıtasıyla silindiri harekete geçirirler. Silindir kabine doğrudan veya dolaylı olarak bağlanmış olabilir. Silindirin ittiği kabin alınan kumanda ile gerekli kata taşınır.
Hidrolik asansörler genellikle; Konutlarda, villa ve evlerde, tadilat gören binalarda; bina statiğine ek yük getirilmesinin istenmediği durumlarda(örneğin eski eser tadilatı), fabrikalarda, alış veriş merkezlerinde panaromik olarak kullanılırlar.
Asansörler genel olarak yapılan sözleşmeler gereği aylık, 6 aylık ve yıllık olarak gerekli bakımlardan geçmelidir.

ASM Hidrolik serisi 4 ilâ 13 kişiye 1,00m/s' ye kadar hızlarda hizmet sunar. Esas olarak oteller, bakım evleri, bürolar ve apartmanlar gibi yeni inşa edilmiş veya mevcut alçak binalar için uygundur ve orta düzeyde yolcu akışı için idealdir.


ŞAHIS ASANSÖRLERİ
Herhangi bir yapı inşaasında üzerinde durulması en önemli husus mutlaka asansör olmalıdır. Çünkü bina yapım aşaması tamamlandıktan sonra herhangi bir değişiklik gerektiğinde bunu rahatlıkla uygulayabilirsiniz. Peki binanıza uygulanmış olan herhangi bir asansöre bunu yapabilir misiniz? Kesinlikle hayır.

Hızla artan nüfusa paralel olarak sayıları da aynı hızla artan yüksek katlı binalarda asansörler, çalıştıkları yapıların en önemli tesisleridir.Şahıs asansörleri; konutlarda 240 kg' dan 1000 kg'a kadar insan taşımak için kullanılan ve konut dışı yerlerde(otel, hastane,iş merkezi) 630 kg' dan 1600 kg'a kadar insan ve/veya yük taşımak amaçlı olarak tasarlanan asansörlerdir. 3 ila 21 kişilik kapasiteye kadar yapılabilen şahıs asansörlerinin anma hızları da binanın yüksekliğine göre değişken bir şekilde 0,40 m/sn ile 2.5 m/sn hızları arasında değişebilir.
Sayfa-109
YÜK ASANSÖRÜ
Yük serisi ; yük asansörleri hem hidrolik, hem de elektrikli tahrikli, otomatik kapılı veya sürgülü kapılı olarak mevcuttur.Yük kapasitesi 630 kg ile 3200 kg arasındadır.
Hidrolik tahrikli serisi ;5 kata kadar olan binalar için tasarlanmıştır. Hidrolik tahrik minimum yer kullanır ve esnek bir sistem olduğundan uygun herhangi bir yere yerleştirilebilir. (Özellikle asansör kuyusunun tabanından 15 m mesafeye kadar.) Her iki özellik de mevcut binalardaki tesisatlar için yararlıdır.

Elektrikli tahrikler daha fazla trafiği kaldırabilir. Biraz daha hızlı olduklarından 4 katın üzerindeki binalarda tercih edilmektedir. Ayrıca, nispeten enerji tasarrufu sağlarlar. Hem alçak, hem de orta yükseklikteki binalar için uygundur.

Yük serisi, maksimum esneklik sağlayan bir düzen içinde kabin panelleri kullanan bir modüler sistem içerir. Bir kuyuda mümkün olan en büyük kabini kullanabiliriz. Aksi açıdan, maksimum yük gereksinimini karşılayan ebatta bir kabin temin edebiliriz.

Yük serisi ;birbiri içine geçen panellere sahiptir. Paneller birbirine geçtiklerinden ekstra görünüm sağlar ve hasar gördükleri takdirde kolay ve ekonomik şekilde değiştirilebilirler.

Bütün yüzeyler çıkıntısızdır. Kapılar kabinle aynı genişliktedir (mümkün olan en geniş yüklerin yerleştirilmesine olanak sağlar). Aydınlatma tertibatı tavana ankastredir. Sağlam kaset de duvar panelleriyle ankastredir.
SEDYE ASANSÖRLERİ
Ameliyathaneye çıkan bir hastanın içinde olduğu bir asansörün yarıda kaldığını veya ayağı alçıda olan bir hastanın arızalanan bir kapı arasında sıkıştığını düşünebilir misiniz?

İşte bu yüzden, hastanelerde kullanılan sedye asansörlerinin özellikleri,her zaman için mümkün olan en yüksek teknoloji kullanılarak dizayn edilmelidir. Sedyedeki hastanın gözünü almayan aydınlatmalar ve hastanın kendini daha iyi hissetmesini sağlaması amacı ile konfor, estetik gibi ayrıntılara özellikle dikkat edilir.

Frekans kontrollü kademesiz hız sistemleri sayesinde, hassas kat seviyesi ayarı ile tekerlekli sandalye, sedye gibi araçlar ile giriş çıkış yapılırken takılma riski minimuma indirilmiştir.

Sedye çarpma seviyesine konulan çarpma kirişleri kabinde oluşan çarpma sırasında hastaya ve kabine verebilecek zararları kaldıracak şekilde dizayn edilir.

1600 Kg, 2000 Kg ve 2500 Kg taşıma kapasitesine sahip olan Sınıf III tam otomatik, VVVF frekans kontrollü kademesiz hızlı sedye asansörlerimiz hastaneler için en uygunudur.
Hız seçimleri binalar çok yüksek olmasa da 1.6 m/sn seçilerek hastaların veya doktorların en kısa zamanda istedikleri kata ulaşması sağlanmaktadır. Hijyenik şartlara dikkat edilmesi gereken sedye asansörlerinde paslanmaz çelik kabin içi
kaplamaları, anti bakteriyel taban malzemeleri seçilir. Tam otomatik kapılı ve frekans kontrollü çözümler dışında, çift hızlı yarım otomatik kapılı asansörlerimizde bazı hastaneler de yeterli olabilmektedir.

Sayfa-110

MONŞARJ ASANSÖR

İnsan veya yük asansörünün sığmadığı, veya ekonomik çözüm gerektiren durumlarda Monşarj asansörü ideal çözüm olabilir .

Evler veya restaurantlar için 50 Kg kapasitedeki Monşarj asansörlerinden, Mağazalar, Bankalar, Hastaneler veya Otellerin ihtiyaç duyabileceği 300 Kg kapasite arası her tip ihtiyaç için bir çözümü vardır.

Hiç yorum yok: